Dilovası'nda kanserden ölümler dünya ortalamasının 2 buçuk kat üzerine çıktı

2017 verilerine göre Dilovası'nda kanserden ölümler dünya ortalamasının iki buçuk katından fazla. Çevre Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi Başkanı Ağdacı, "Dünyada kanserden ölümlerin tüm ölümlere oranı yüzde 12,5, Türkiye'de yüzde 12,9, Kocaeli'de yüzde 18,9, Dilovası'da ise yüzde 33,7'di" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Çevre Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi Başkanı Sait Ağdacı, 2017 yılında kanserden ölümlerin oranının dünyada yüzde 12,5, Türkiye'de yüzde 12,9, Kocaeli'de ise yüzde 18,9 olduğunu söyledi. Ağdacı, "Dilovası'nın kanserden ölüm oranı, yüzde 33,7. Dilovası bölgesinde, maalesef ağır metaller yoğunluktadır" dedi.

'TESPİT İÇİN ÇALIŞMA VAR AMA ÇÖZÜM İÇİN YOK'

Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Ağdacı, Uluslararası Çevresel Performans Endeksi'ne göre, Türkiye'nin, çevre konusunda 132 ülke arasında 109'uncu sırada olduğunu hatırlattı. Türkiye'de her geçen gün hava kalitesinin düştüğünü belirten Ağdacı, şunları söyledi: "Hava kirliliği sorunu konusunda tespit noktasında önemli çalışmalar yapılmasına karşın çözüm noktasında yeterince çabanın gerek yerel yönetimler ve gerekse de mülki idare tarafından gösterilmediği artan kirlilikten de anlaşılmaktadır. Ülkemizde her geçen gün hava kalitesi giderek düşmektedir. Yani havamız her geçen gün daha da kirlenmektedir. Türkiye de hava kirliliğine bağlı ölümlerde ilk 20 ülke arasında 15'inci sıradadır."

'DİLOVASI'NDA AĞIR METALLER YOĞUNLUKTA'

Dilovası bölgesinde, ağır metallerin kansere neden olduğunu belirten Ağdacı, 2017 yılına ilişkin kanserden ölümlerin oranlarını da paylaşarak, şunları söyledi:

"Kocaeli genelinde ve her ilçede partikül madde 10 kirleteninin yoğun olduğunu tespit ettik. Partikül madde 10 açısından İzmit merkezin hava kalitesinin Dilovası'ndan daha kötü olduğunu gördük. Partikül madde 10 ana kaynağı ise fabrikalar, enerji ve yakma tesisleri, inşaat, rüzgar etkisi, taş ocakları ve fosil yakıt tüketiminden kaynaklı. Dilovası bölgesinde ise maalesef ağır metaller yoğunluktadır. Bu da bu bölgede kanserden ölüm vakalarının fazlalığını açıklamaktadır. Bu bölgede 10 yıldan fazla yaşayan insanların kanserden özellikle akciğer kanseri ve lösemi ölüm oranı, 10 yıldan daha az yaşayanlara oranla daha fazladır. Dünyada kanserden ölümlerin tüm ölümlere oranı yüzde 12,5, Türkiye'de yüzde 12,9, Kocaeli'de yüzde 18,9, Dilovası'da ise yüzde 33,7'dir."

'KİRLİLİĞİ YOK ETMEK MÜMKÜN'

Hava kirliliğinin alınacak önlemlerle önlenebileceğini vurgulayan Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Ağdacı, "Hava kalitemizi yükseltmek mümkün mü? Elbette mümkün. Şöyle ki: Asıl amaç, kirliliği kaynağında yok etmek olmalıdır. Öncelikle kirliliği kaynağında yok edecek teknolojiler kullanılmalıdır" dedi.

'RANT VE RÜŞVET NEDENİYLE'

Rant ve rüşvet nedeniyle Dilovası'nda sanayi kuruluşlarının yoğunlaştığını belirten Ağdacı, şunları ifade etti: "Kocaeli, 1960'lardan itibaren maalesef çarpık sanayileşme, çarpık kentleşmenin pençesine düşmüş ve özellikle Dilovası bölgesi 1987- 2000 yıllara arasında tamamen rantın ve rüşvetin alabildiğince konuşulduğu, döndüğü ve bu sayede sanayi kuruluşları yapılmış olduğu bir kent haline dönüşmüş. Ülkemizin otomotiv sanayinin yüzde 40.7'si bu kentte, kimya sanayinin yüzde 29'u bu kentte. Yani Kocaeli, aslında ağır sanayi kenti ve dolayısıyla sanayi içinde olması, böyle bir nüfusun olması, ısınmadan kaynaklanan kötü yakıt kullanılması artı."

İLK PROF. ONUR HAMZAOĞLU GÜNDEME GETİRDİ

Dilovası'nda yükselen kanser oranlarını Türkiye'nin gündemine ilk getiren isim, geçen şubat ayında tutuklanan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu olmuştu. Hamzaoğlu, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’nda görevliyken, 'Kocaeli’nin Dilovası ve Kandıra İlçelerinde Yaşayan Gebelerden Doğan Bebeklerde Ağır Metal Maruziyeti İle Büyüme ve Gelişme Durumu' isimli projeyi yürütmüştü. Hamzaoğlu, elde ettiği verileri 2011 yılında kamuoyuna açıkladı. Ancak Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü ise Hamzaoğlu hakkında, 'araştırma tamamlanmadan kanser konusunda halkın yanlış bilgilendirilmesine neden olmak ve halkı paniğe sevk etmek' suçlamasıyla soruşturma açmıştı.

KANSERDEN ÖLÜM ORANLARI

Hamzaoğlu, daha sonra, 2004 yılında Dilovası'ndaki ölümlerin nedenlerini araştırdığında, 1995-2004 yılları arasındaki ölümlerin yüzde 32’sinin kanser nedenli olduğunu saptadı. Dünyada ve Türkiye’de kanser nedenli ölümlerin yüzde 13’den az olduğu bilindiği için elde edilen sonuçlar hem üniversite hem de il yöneticileri ile resmi olarak paylaşıldı. 2005 yılının hemen başında gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre de Dilovası’nda 100 ölümden 33’ünün kanser nedenli olduğu saptandı. Bununla birlikte, Dilovası’nda 10 yıl ve daha uzun süre yaşayanlarda kanserden ölme riskinin daha kısa süre yaşayanlara göre 4.4 kat fazla olduğunu ve bu durumun kişilerin sigara içme durumu ve yaşından etkilenmediği ortaya konuldu.

ANNE SÜTLERİ İNCELENDİ

Projenin ikinci bölümünde söz konusu ilçelerde yaşayan gönüllü ve sağlıklı gebeler gebelikleri boyunca izlenecek, doğum yaptıklarında da ilk sütlerinden ve bebeklerinin ilk kakalarından örnekler alınarak bu materyallerde havada araştırılan ağır metallerin varlığı ve miktarı araştırılacaktı. Projenin son bölümünde de bebekler 1.5 yaşına kadar izlenecekti ve projenin tamamı 36 ay sonra, 2012 yılında tamamlanacaktı. Dilovası ve Kandıra ilçelerinde gerçekleştirilen bu araştırmada annelerin sütünde Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanmış sınır değerlerin üzerinde ağır metal saptandı. Yani, bebekler daha doğmadan, annelerinin karnındayken etkilenmeye başlamaktaydı. Bunun bir göstergesi olarak Dilovası’nda ve Kandıra’da doğan bebeklerin ilk kakasından alınan örneklerde de kurşun, cıva, kadmiyum, arsenik, alüminyum gibi ağır metaller saptandı.

MECLİS'TE ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULDU

Nisan 2006 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilovası Araştırma Komisyonu (TBMM DAK) kuruldu. TBMM DAK çalışmalarını Kasım 2006 tarihinde tamamladı ve hazırladığı rapor 17 Şubat 2007 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldü. Raporda 29 sorun ve 29 çözüm önerisi yer almaktaydı. Bunlardan en önemlisi de bölgede sanayinin kapasite artışına müsaade edilememesi önerisiydi. Ancak Ekim 2010 tarihinde Kocaeli’ne, şehir merkezine çok yakın bir bölgeye ilin dördüncü demir çelik fabrikasının kurulacağı haberleri kamuoyunda duyulmaya başlandı. 5 Ocak 2011 tarihinde, sanayinin insan sağlığına etkileriyle ilgili daha önce de araştırmaları bulunduğu için Prof.Dr. Onur Hamzaoğluhem Kocaeli’deki son durumu hem de yeni bir demir çelik fabrikasının olası sağlık etkileri ile ilgili bir röportaj verdi. Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, gazeteciye, yürütmekte olduğu araştırma projesinin o zamana kadar elde edilmiş ölçüm ve test sonuçlarına göre hava kirliliğinin ve havada ağır metallerin bulunduğunu, anne sütü ile bebeklerin kakasında da bu ağır metallerin saptandığı bilgisini paylaştı.