Erdoğan: Salgın değil tek örnek

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan korona virüsü açıklaması: Avrupa kaynaklı bir vaka var, salgın değil tek bir örnek. Milletimiz üstesinden gelecektir.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye'de sadece tek bir korona virüsü vakası bulunduğunu bir salgının söz konusu olmadığını söyledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İdlib konusundaki açıklamalarını da eleştiren Erdoğan, "gözlem kulelerinin sayısını bilmiyor" dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

AVRUPA KAYNAKLI BİR VAKA VAR: Avrupa'dan gelen bir vatandaşımızda yapılan tetkikler sonucunda korona virüsü tespit edildi. Ailesi ve yakınları yakın izlememiz altında. Virüs tespit edilen kişinin sağlık durumu iyi. Avrupa kaynaklı bir vaka var, salgın değil tek bir örnek. Milletimiz nice saldırıları, dertleri göğüslemeyi başarmıştır, bunun da üstesinden gelecektir.

İDLİB'DE HALK NEFES ALDI: Değerli kardeşlerim son grup toplantısından bugüne kadar, çok önemli gelişmeler elde ettik. Türkiye'nin İdlib'de bir ay boyunca yürüttüğü operasyonlar ve Bahar Kalkanı sınırlarımızdaki tehdidi bertaraf ettiğimizin en önemli bir örneğidir. Bölgedeki güçlerle kapışmaya tutuşmak ya da bu toprakları işgal etmek amacımız değildir. Sınırlarımızın güvenliği ve katliam tehdidindeki milyonlarca insanı kurtarmak hedefimiz. Terörle mücadele binlerce güvenlik görevlisinin, Suriye ile 910 kilometrelik sınırımızın her karışını güvende tutmakta kararlıyız. İdlib'de de aynısını yaptık, aynısını yapıyoruz. Bu süreçte, ülkemizin, ordumuzun, sanayi kapasitemizin imkanlarını tartma imkanı bulduk. Koordinasyonu güçlendirerek, koordinasyonu hızlandırarak gücümüzü test ettik. Ülkemizin gücü ve askerlerimizin kahramanlığı sayesinde Suriye rejim gücü bu işin bu kadar kolay olmadığını görmüştür. Ateşkes kararın ardından İdlib'de halk ilk defa rahat bir nefes almıştır, ama elbette kesin bir çözüm bulunmuş değildir. Daha şimdiden ateşkes ihlali başlamıştır. Rejimi ve onu destekleyen milislerin ateşkes hattında yaptıklarını yakından takip ediyoruz. Ama karşımızdakiler sözlerini tutmazsa bir öncekinden daha ağır üzerlerine gitmekten kaçınmayız. Sadece karşılık vermekle kalmayacak, çok daha ağır bir karşılık vereceğiz.

KAÇ GÖZLEM NOKTASI OLDUĞUNU BİLMİYOR: Bay Kemal İdlib'de kaç gözlem noktası olduğunu dahi bilmiyor. O zaman bunlar neyin ne olduğuna dahi anlayacaklar. AK Parti, icraat partisidir, laf partisi değildir. Şimdi ben sizlere buradaki gözlem kulelerini de göstereceğim. Akdeniz'e en yakın olan nokta. Bay Kemal, 12 gözlem noktası var. Bu 12 gözlem noktasında bizi Suriye'nin askerleri korumuyor. Suriye askerleri verilen sözlere mutabakata uymadılar. Biz bu 12 noktada çalışmalarımıza kararlılıkla devam ediyoruz. Değerli kardeşlerim özellikle, az önce ekranda gördüğümüz meşhur Akme kampıdır, burada binlerce insan var. Büyük bir insanlık dramı var. Ne diyor Bay Kemal, 'burayı Suriye askerleri koruyor'... Ne Suriye askeri Bay Kemal? Suriye askeri kendi vatandaşlarını acımasızca katlediyor. Türk askeri asla başkasının korumasına muhtaç değildir. Bugüne kadar Cereblus'ta, İdlib'de, Afrin'de nasıl dimdik durduysak bundan sonra da aynı şekilde dik durmaya devam edeceğiz. Rejimin, terör örgütlerinin saldırına her zaman hazırlıklıyız. En son teknoloji hava sistemlerimiz var. Moskova'da geçiçi ateşkesi imzaladık. Şu anda bunu kalıcı hale getirmeye çalışıyoruz. Türkiye bu ateşkesi gücü yetmediği için, bölgedeki insanlara ve taraflara barışçıl bir çözüm amacıyla yapıyor. İstiyoruz ki oradaki mültecilere daha konforlu barınaklara yerleştirelim. Onları çadırlardan kurtaralım. Bu soğuk kış gününde onları kurtaralım. Orada briket baraka yapma çalışmalarına başladık.

GİDİYOR BİZİ AVRUPA'YA ŞİKAYET EDİYOR: Suriye'nin üçte biri terör örgütünün kontrolündeyken, orada huzurdan bahsedilemez. Bu doğrultuda atılan ve atılacak olan her adıma Türkiye olarak tüm gücümüzle destek vereceğiz. Ancak diğer sorunlar devam ederken terör örgütlerinin tacizlerine izin vermeyeceğiz. Asıl sorun birlik ve beraberliğimize yönelik içerideki sabotajlara karşı harekete geçmektir. Milletimizin gücü hep birlikte Türkiye olma iradesidir. Bu iradeyi kırmayı hedefleyen her saldırı bizim için dış güçlerin terör örgütü saldırılarından daha etkilidir. Bunun en büyüğünü CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu yapmıştır. Bu kişi hayatında hiçbir zaman uluslararası düzeyde bir liderlik görüşmesi yapmıştır. Sadece densiz değil aynı zamanda cahil bir zat ile karşı karşıyayız. Sen bir kaset kumpasıyla CHP'nin başına getirildin. Gidiyor bizi Avrupa'ya şikayet ediyor, ne oluyor Avrupa'ya şikayet edince burada sana madalya mı takacaklar? Hayır, burada da çukura batacaksın.

BİZİM İŞİMİZ İNŞA: Türkiye vesayet zincirlerinden kurtulmaya çalışır, CHP vesayetin avukatlığını yapar. AK Parti terör örgütüyle savuşur, Kılıçdaroğlu 'arkadaşlar' der, milletvekilleri teröristlerin cenazesine katılır. Türkiye İdlib bölgesindeki insani krizi önlemek ve rejimin saldırılarını önlemek için Bahar Kalkanı'nı başlatır CHP yine buna karşı çıkar. Bizim askerlerimizi Esed'in askerleri koruyor diyecek kadar alçalmış. Gözü var görmez, kulağı var duymaz, kalbi var hakikati anlamaz. Bu zatın kasetle CHP'nin başına getirildiği günden beri, hepsi bir CHP'nin beşinci kol faaliyetidir. Bu faaliyet ülkenin mücadele gücünü kırmaktır. Kötü olmak, hain olmak, kin ve nefret kurmak hiçbir maharet gerektirmez. Zor olan milyonlarca mazlumun hakkını savunmak, ülkeye sahip çıkmaktır. Kılıçdaroğlu her zaman fıtratına uygun olarak kolay olanı seçmiştir. Şair ne diyor, gel yıkalım şu Süleymaniye'yi desen bir kazma kürek iki ırgat yeter, gel yapalım desen bir Sinan gerek bir de Süleyman. Bunların işi yıkmak, bizim işimiz inşadır. Seçim tarihine kadar hangi konuda milletimize ne yapacağını anlatıp, milli güvenlik meselelerinde fitne fesattan kaçınmaz.

SINIRDAKİ GÖÇMENLER AÇIKLAMASI: Suriye krizi ile gelişen bir başka önemli konuda Avrupa'ya gitmek üzere batı sınırımızda yoğunlaşan göçmenlerdir. Biz 9 yıl boyunca yedirdik, içirdik giydirdik. Şimdi Avrupa'ya gitmek istiyorlar. Biz de engellemiyoruz. Eğer adil yüklenmeye yanaşmazsanız biz kapıyı açarız dedik. Onlar sandılar ki ben şaka yaptım. Açtık kapıları. Bu kararın ardından yaklaşık 154 bin sığınmacı Yunanistan sınırına gitti. Yunanistan ise sığınmacıları şiddet uygulayarak durdurmaya çalıştı. Önde Yunan hücum botu arkada bizimki, o kaçıyor biz kovalıyoruz. Nazi kampları ile şu görüntülerin arasında bir fark yoktur. Batı bunları duyuyor mu? Son Brüksel ziyaretinde bunları anlattık. Her zaman mantık anlayışı bu yıllar boyunca, 4 milyon insanı her türlü desteği sağlayarak yaşatan bir ülke olarak bu tabloyu görünce üzüntü duyduk. Biz bugüne kadar milyonlarca düzensiz göçmenin Avrupa'ya geçişini engelledik. Ama AB ülkemize söz verilen mali yardımları hiç yapılmadı ya da çok ufak bir kısmı geldi. İdlib'deki gelişmeler üzerine Avrupa yeniden alarma geçti. Yunanistan'a sadece yüz bin mülteci için 2,3 milyarlık euro'yu aktaranlar Türkiye'ye milyonlarca mülteci için çok komik bir rakam önermiş, 18 Mart mutabakatıyla taahhüt edilen 6 milyar euro'nun yarısı bile elimize ulaşmamıştır. Avrupa'dan bu konuda hiç doğru düzgün bir destek göstermedik. Buna rağmen oluşturduğumuz heyetler vasıtasıyla bir çalışma yapıp ileteceğiz. Biz kimseye ihale etmiyoruz, kimseye de el açmıyoruz. Tek talebimiz anlaşmalara sadık kalınmasıdır. Gerisini Avrupalılar düşünsün.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ardından İstiklal Marşı'nın on kıtasını okuyarak sözlerine devam etti. Grup toplantısında İYİ Parti'den istifa ederek AK Parti'ye geçen Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal da ilk kez katıldı. (HABER MERKEZİ)