Duvar Arkası: Seçim sonrası Ankara senaryoları!

Seçim sonrasında Ankara senaryoları... Halk TV'nin başına bir 'Baykal'... Seçim sonrası yeni FETÖ operasyonları mı gelecek? Seçimden önce ortaya çıkan ses kaydı için 'kendi servis etti' iddiası... Hepsi Duvar Arkası'nda...

Google Haberlere Abone ol

ANKARA’DA SEÇİM SONRASI SENARYOLARI

31 Mart Yerel Seçimi'nin ardından olağanüstü bir durum olmazsa 4.5 yıl seçim görünmüyor ama bu, siyaset sahnesinin durulacağı anlamına gelmiyor. Yerel seçimde başarı kriteri olarak daha çok belediye başkanlığı kazanmayı önüne koyan siyasi partilerin bu hedefi ne kadar tutturduğu parti içlerinde tartışma konusu olacak. Sonuçların AK Parti ve MHP içinde bir liderlik tartışmasına yol açması çok mümkün görünmüyor ancak Cumhurbaşkanlığı kabinesinde bir değişiklik ihtimali seçim sürecinin başından beri konuşuluyor. CHP, İYİ Parti hatta HDP’de seçim nedeniyle ertelenen birçok iç tartışmanın seçim sonuçlarıyla da birleştirilerek açılması sürpriz olmayacak. Seçim sonrasına ilişkin senaryolar arasında yeni bir parti kurulacağı iddiası da var. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın adlarının geçtiği yeni oluşumların 31 Mart sonuçlarını beklediği de sır değil. Görünen o ki seçim sonrası siyasi hareketlilik seçim döneminin yoğunluğundan farklı olmayacak.

HALK TV’NİN YENİ PATRONU ASLI BAYKAL

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, kurucusu ve imtiyaz sahibi olduğu Halk TV’de yetkilerini kızı Aslı Baykal’a devretti. Birkaç hafta önce Halk TV Yönetim Kurulu Başkanvekilliği görevini üstlenen Aslı Baykal, kanalda imza yetkisine sahip tek yönetici artık. Biyokimya profesörü olan Aslı Baykal, 16 Ekim 2017’de beyin kanaması geçiren ve tedavisi hâlâ devam eden babası Deniz Baykal ile rahatsızlığının başından bu yana yakından ilgileniyor. Baykal Ailesine yakın isimler, Prof. Dr. Aslı Baykal’ın babasının tedavisinde yanında olmak için kariyerini sona erdirdiğini ve bundan sonra Halk TV ile ilgileneceğini söylüyor.

SEÇİM SONRASI FETÖ OPERASYONLARI MI BAŞLAYACAK?

Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 19 Mart’ta katıldığı bir televizyon programında şu açıklamayı yaptı, “Seçimden sonra bir tek dileğim vardır. Yurtta Sulh Konseyi’nin askeri kanadı şu an Sincan’da, siyasi kanadını da bulmak lazım. Onun için terörle mücadelede kararlı keskin olmak lazım.”

Bahçeli bu açıklamasından birkaç gün sonra katıldığı bir başka canlı yayın programında “FETÖ’nün siyasi ayağı” ile ilgili soru üzerine ise, “MHP'dekileri biliyoruz. Tahmin ediyoruz” dedi. Gazetecilerin, “Elinizde bilgiler, belgeler, isimler var mı? Devletle paylaştınız mı?” sorusuna Bahçeli şu ilginç yanıtı verdi, “Paylaşmadık. Biz devlete böyle  bir ispiyonculuk yapmayız.”

İşte Bahçeli’nin bu iki açıklaması, seçimden sonra büyük bir operasyon yapılacağının işareti olarak okundu. Cumhur İttifakı’nın, hakkında bir hüküm bulunmayan insanlarla ilgili istihbarat raporlarını yani fişleme kayıtlarını dahi rakiplerinin aleyhinde kullandığı bir dönemde Bahçeli’nin ellerindeki belgeleri devletle paylaşmayı “ispiyonculuk” olarak değerlendirmesi ise Ankara kulislerinde yanıt bekleyen sorular arasında yerini aldı.

‘O SES KAYDINI BİZZAT KENDİSİ SERVİS ETTİ’ İDDİASI

CHP’nin yerel seçimde Ankara Büyükşehir aday adaylarından Cengiz Topel Yıldırım, Mansur Yavaş’ın adaylığı açıklandığı gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanlığı görevinden istifa ettiğini açıklamıştı. O günden beri de sessizdi. Seçime sayılı günler kala Takvim Gazetesi’ne, Yıldırım’ın kim tarafından kaydedildiğini bilmediğini öne sürdüğü bir ses kaydı gönderildi. Kayıttaki ses Cengiz Topel Yıldırım'a aitti. Bunun üzerine Takvim’in Ankara Temsilcisi, Yıldırım’a giderek o kayıttaki iddiaları sordu. Yıldırım da ses kaydındaki tüm açıklamasını Takvim’e de tekrarladı. Yıldırım’ın iddiası, Takvim’e gönderilen ses kaydının bir grup CHP’li ile sohbeti sırasında kendisinden habersiz kaydedildiğiydi. Neler olduğunu sormak için CHP’nin önemli isimleriyle konuştuğumuzda hepsi benzer yorumlar yapı. CHP’liler, bu ses kaydı komplosunun bizzat 'başroldeki' kişi tarafından kurgulandığını düşünüyor.