Uçum: Yüzde 5 aday gösteriyorsa baraj da en fazla yüzde 5 olur

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum: Cumhurbaşkanı adayı göstermek ne demek? Hükümete talip olmak demek. Hükümete talip olmak için yüzde 5’le aday gösterme hakkı varsa, Meclis’te temsil barajının da en fazla yüzde 5 olması sistemin iç uyumu açısından makuldür.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 16 Nisan referandumu ile kabul edilen 'Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nde mevcut kanunların anayasa uyumuna yönelik çalışmalar başladı. Meclis içtüzüğü için AK Parti ve MHP'nin teklifi TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Değişmesi beklenen düzenlemeler arasında yüzde 10 barajı, milletvekili seçimleri, teşkilat yasası, valiler ve belediye başkanlarının rolü de var. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Star gazetesinden Selim Efe Erdem'e bu konularda açıklamalar yaptı. Uçum'un açıklamalarından satırbaşları şöyle:

TEKNİK VE SİYASİ DÜZENLEMELER YAPILMALI: İki kategoride çıkarılması zorunlu uyum yasaları var. Biri teknik uyum yasaları, diğeri siyasi uyum yasaları. Biliyorsunuz 16 Nisan değişikliğiyle birlikte derhal yürürlüğe giren düzenlemeler vardı bir de bundan sonraki ilk Cumhurbaşkanı seçim sürecinin başlamasıyla birlikte yürürlüğe girecek düzenlemeler var. Şimdi derhal uygulamaya giren hususlara baktığımızda, yargıyı ilgilendiren konular yani HSK’nın yeni yapısı ve Askeri Yargının kaldırılmasıyla ilgili konular bir hükümet tasarısı olarak 12 Haziran’da Meclis başkanlığına sunuldu. Kasım 2019’da öngörülen seçime kadar da yeni sisteme uygun teknik ve siyasi uyum düzenlemelerinin de yapılması gerekiyor.

TEKLİ KARARNAME İLE GÖREVLENDİRME OLACAK: Yeni hükümet modeline uygun olarak kanunlarda teknik anlamda değiştirilmesi gereken tüm hususlardır. Örneğin bakanlar kurulu olmayacak artık. Bununla ilgili kavram birliğini sağlamak gerekiyor. Şimdi parlamenter hükümet modelinde olduğu gibi üçlü kararnameler, ikili kararnameler gibi düzenlemeler olmayacak. Yeni hükümet modelinde Cumhurbaşkanı tekli kararnameyle bakanları, müsteşarları görevlendirecek. Cumhurbaşkanı isterse bir bakana, müsteşar ve genel müdürlerini görevlendirme yetkisini delege de edebilir. Bu Cumhurbaşkanının kendi vereceği bir karardır. Mesela Başbakanlık teşkilatı var mevcut sistemde ama yeni sistemde hükümetin ana teşkilatı Cumhurbaşkanlığı teşkilatı olacak. Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı teşkilatının birleştirilmesi gerekiyor. Bütün bunlar teknik düzenlemelerdir ve bir kısmı kanunla bir kısmı ise Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılacak.

SİYASİ UYUMDA DÖRT ANA BAŞLIK: Birincisi siyasi partiler hukukunun, ikincisi seçim hukukunun, üçüncüsü yerel yönetimler hukukunun ve dördüncüsü merkezi teşkilatın yeniden düzenlenmesini kapsar. Mesela yeni hükümet sisteminde de vali, kaymakam yer alacak ama rolleri şimdiki gibi mi olacak? Yoksa yeni hükümet modeline uygun olarak farklı bir rolü mü olacak? Örneğin valiler ve kaymakamlıklar hizmet merci yerine daha güçlü denetim mercilerine dönüştürülebilir.

İÇİŞLERİ BAKANI YETKİLERİ VALİYE: Şu andaki valiler hem hizmet hem de denetim organı. Devlet ve hükümet adına hem güvenlik ve alt yapı hizmetlerini, kültürel ve ekonomik hizmetleri, hem de denetim fonksiyonunu yerine getiriyor. Örneğin kaymakamlıkların ilçe belediyeler ve valilerin il belediyeleri üzerinde denetim yetkisi var. Yeni sistemde alt yapı hizmetleri, ekonomik, kültürel hizmetler tümüyle seçilmiş yerel idareler eliyle yerine getirilebilir, İçişleri Bakanlığı’na ait asli denetim yetkisi valiliklere ve kaymakamlıklara kısmen aktarılabilir. Yani onların yerel yönetimler üzerindeki denetim gücü artırılabilir. Buradaki asıl amaç hem denetimi hem de hizmetleri çok parçalı olmaktan çıkarıp bütünselleştirmek. Hizmetlerin bütünsel ve rasyonel dağılımını sağlayacaksın, denetimde dağınıklığı ortadan kaldıracak etkili bir denetim yapacaksın. Mesela bu da tartışılması gereken tezlerinden biri.

ÖZERKLİK İMKANSIZ: Bizim sistemde bu olmaz. Anayasal sistemde yerel yönetimler; belediye başkanları, büyükşehirlerde belediye meclisleri, diğer şehirlerde ilave olarak il genel meclisleriyle sınırlıdır. Vali ve kaymakamlık, yerel idare değil merkezi idaredir. Üniter yapı üzerinden bir sisteme sahip olduğumuz için merkezi idarenin temsilcileri seçimle gelemez. Bu ancak eyaletlerde olur ve vali seçimle gelirse yereli temsil eder. O zaman siyasi özerklik olur. Oysa bizim sistemin eyaletlere yol açması mümkün değildir, tam tersine yeni model üniter yapıyı güçlendirir. Yerel yönetimleri hizmet açısından güçlendirmek gerekir, siyasi açıdan güçlendirmek, bizim hem anayasal sistemimize hem de ülke bütünlüğümüzü koruma amacımıza uymaz. Bizim için doğru olan Türkiye’nin tüm bölgelerinin siyasi temsilini merkezden sağlamaktır.

SEÇİM BARAJI YÜZDE 5’i AŞAMAZ: Anayasal model baraj ile ilgili bir yönlendirme ortaya koymuştur. Bir baraj olacaksa, bu yüzde 5’ten fazla olamaz. Çünkü halkın kabul ettiği anayasada, yüzde 5 veya daha fazla oy almış partiler Cumhurbaşkanı adayı gösterebiliyor. Üstelik birden çok parti dahi toplamda yüzde 5 oya sahipse onlar da birlikte aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı adayı göstermek ne demek? Hükümete talip olmak demek. Hükümete talip olmak için yüzde 5’le aday gösterme hakkı varsa, Meclis’te temsil barajının da en fazla yüzde 5 olması sistemin iç uyumu açısından makuldür.

YÜZDE 10 BARAJI ANLAMSIZLAŞTI: Seçim hukuku açısından, yeni hükümet modeliyle birlikte meclisin ilkesi sadece temsilde adalete dönüştü. Yani yönetimde istikrar, meclisin kuruluş ilkesi olmaktan çıktı. Halk artık Cumhurbaşkanını doğrudan seçecek, dolayısıyla istikrarlı hükümet için konulmuş olan yüzde 10 barajı anlamsızlaştı. Yeni sistemde Meclisin etkili çalışması ve karar alma istikrarı açısından baraj yine olabilir mi, olabilir. Ama bu baraj istikrarlı hükümet çıkarma ilkesi olmaz çünkü hükümet artık meclis dışından ve doğrudan halk tarafından seçilecek. Meclisin nitelikli ve salt çoğunluk gerektiren kararları bakımından ise artık yüzde 10 barajına ihtiyaç yoktur ve daha düşük baraj yeterli olur.

BAKANLAR KURULU YOK: Yeni hükümetin biri siyasi ikincisi teknik iki fonksiyonu var. Siyasi sorumluluğu olan hükümet, doğrudan halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanıdır. Bunun anlamı şudur, siyasi kararları Cumhurbaşkanı verir. Teknik hükümet, uygulama kararlarını verir. Parlamenter sistemdeki bakanlar kurulunda olduğu gibi artık her bakan, siyasi kararı verme yetkisine sahip olmayacak. Siyasi hükümet yüzde 50 artı 1 ile seçilmiş Cumhurbaşkanı, teknik hükümet onun görevlendirdiği bakanlardan oluşan hükümettir.

SAYI AZALABiLiR: İhtiyaç ne kadar olursa o kadar bakanlık kurulabilir. Mevcut sistemde bir sınırlama yok ama beş tane başbakan yardımcılığı var. Yeni modelde her Cumhurbaşkanı adayı kendi politikasına uygun yardımcı ve bakan görevlendirecektir. Öngörüm, mevcut bakan ve başbakan yardımcısı sayısından çok daha az sayıyla hizmetlerin yürütülmesi tercih edilebilir. Çünkü dağınıklığı ve çok başlılığı da ortadan kaldırmak lazım. Artık milletvekillerinin bakan olmaları fiilen neredeyse imkansızlaştığı için illere veya toplumsal kesimlere göre bakan verme zorunluluğu da ortadan kalkacak. Bakanlıkların belirlenmesinde, hizmet fonksiyonu esas olacağı için sayıları da daha rasyonel ve minimum olacaktır.

TARAFSIZLIK YEMİNİ VE PARTİ ÜYELİĞİ ÇELİŞMEZ: Çalışmalar sürüyor, madde sayısı değil ilkeler ve mevzuat ihtiyacı önemli. İlkeleri ve ihtiyacı belirledikten sonra, değişikliğe konu ne kadar madde olacağı da ortaya çıkacaktır. Tarafsızlık meselesine gelince... Cumhurbaşkanının yeni sistemde üç fonksiyonu var:  Birincisi Cumhurbaşkanı olarak devleti temsil etme, ikincisi hükümeti temsil etme, üçüncüsü partili olma. Elbette partisiz cumhurbaşkanları da çıkabilir. Sistem buna da imkan veriyor.Partiliyse bu üç fonksiyonun gerektirdiği şekilde hareket eder Cumhurbaşkanı. Devleti temsil etme mecrasında bütün devleti temsil ederek hareket edeceğinden yemininde tarafsızlık olabilir, burada hiç bir sıkıntı yoktur.

Hükümet etme fonksiyonu devreye girdiğinde, gene seçilinceye kadar demokratik rekabet içerisindedir ama seçildikten sonra herkese hizmet etmesi gerekir. Mevcut hükümetin görevi de o değil midir? Bu yönüyle de tarafsızlık olması gerekir. Parti genel başkanı olarak da veya sade partili olarak kendi partisinin görüşlerini dile getirebilir. Bu nedenle hem partili Cumhurbaşkanlığı hem de Cumhurbaşkanın temsil ettiği ve görev yaptığı mecraya göre tarafsız olması, birbiriyle çelişen konular değildir.