'Gül'e karşı çıktım bununla iftihar ediyorum'

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 2019'da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin 'köprüden önce son çıkış' olduğunu söyledi. Abdullah Gül'le ilgili sözlerine de açıklık getiren Baykal "Gül benim cumhurbaşkanı adayım değildir, onun cumhurbaşkanı olmasına karşı çıktım ve bununla iftihar ediyorum" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Deniz Baykal, 2019'da yapılacak seçimde Tayyip Erdoğan'ın karşısına aday çıkaracak bir toplumsal sürecin ortaya konulması gerektiğini söyledi. Talep olması halinde Abdullah Gül'ün de adayları olabileceğini söylediği için getirilen eleştirilere ve Gül'ün 'ciddiye almadım' sözüne de yanıt veren Baykal ''Ben Türkiye hesabı ile meşgulüm. Abdullah Gül benim cumhurbaşkanı adayım değildir, onun cumhurbaşkanı olmasına karşı çıktım ve bununla iftihar ediyorum'' dedi. CHP'deki kurultay tartışmalarıyla ilgili de konuşan Baykal, "Kurultay girişimi içinde değilim" mesajı verdi.

Habertürk TV'de Didem Arslan Yılmaz'ın sorularını yanıtlayan Baykal, adayın siyasetçi olması gerektiğini ve geniş katılımlı bir ön seçimle belirlenmesi gerektiğini belirtti. CHP'deki parti içi tartışmalara ilişkin "Kurultay girişimi içinde değilim" mesajı veren Baykal'ın açıklamaları özetle şöyle:

TÜRKİYE BUNUNLA MEŞGUL: İşaret ettiğiniz gibi referandumdan sonra katıldığım bir programda bir yol haritası önerdim ve 10 gündür falan Türkiye onunla meşgul. Şimdi bunun hem iyi hem de iyi olmayan tarafları var. Türkiye'de çok önemli bir dönemin arifesindeyken, böyle bir tartışmaya girilmesi kadar doğal bir şey yok. 10 gündür hala tüm siyasi çehreler, medya, bu tartışmaların içinde. Demek ki bir ihtiyaca cevap veriyormuş. O bakımdan bu, gündeme gelmiş.

2019'A KADAR HEYECANIMI GÖTÜRECEĞİM: Sayın Bahçeli ile sayın Binali Yıldırım'ın birlikte çıkıp 'Biz şu doğrultuda anayasayı değiştireceğiz' dediği andan itibaren ben büyük bir heyecanla, ilgiyle herkesi harekete geçirmeye çağırarak hemen Meclis'e gittim. Oradaki arkadaşlarla 'Yeni bir dönem başlıyor' diyerek yaptığım tartışmaları hatırlıyorum. O andan şu ana kadar hatta 2019'a kadar ben bu heyecanımı götüreceğim. Bu heyecanım kendimle ilgili değil. Ben bu anayasa çıkmasın diye uğraştım. Bu anayasa çıksa, ne bu anayasanın bugün konuşacağımız cumhurbaşkanlığı konusu önümüze gelecek ne başka bir şey gelecek. Bunu ben Türkiye'de ciddi bir kırılma olarak görüyorum. Millet egemenliğini ortadan kaldıran bir 'tek adam' düzenini Türkiye'ye getiren bir proje diye görüyorum ve bunu çok sakıncalı buluyorum. Ve bunu önlemenin yaşamsal bir görev olduğuna inanıyorum.

CHP'DE DEĞİŞİME İHTİYAÇ VAR: Kurultay girişimi içinde değilim, çözümü mutabakatta görüyorum. Evet bir değişime ihtiyaç var. Ben bunu Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na defalarca söyledim. 'Referandum sürecine bunu yaparak girelim' dedim. Önümüzdeki konu parti içi tartışma konusu değil. Böyle bir çaba içinde değilim. 'Türkiye bu anayasa dayatmasından nasıl kurtulur' ona bakıyorum. Ben parti içi kavga anlayışı içinde konuşmuyorum.

KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ: Anayasanın ne kadar vahim olduğunu anlattık, toplumun yarısı kabul etti, iş bitmedi. Bir şansımız daha var. Köprüden önce son çıkış ile karşı karşıyayız.

CUMHURBAŞKANI NE YAPTIĞINI BİLİYOR: Bizim derhal Türkiye olarak CHP olarak demiyorum, bu tehlike karşısında bir düzen tutalım kaptırmayalım. 'Erken harekete geçti' diyorlar geç bile kaldık. Cumhurbaşkanı partiye girdi. 10 gün sonra genel başkan oluyor. 10 gün sonra seçim kampanyası fiilen başlıyor. Cumhurbaşkanı ne yaptığını biliyor. Sen niye acele etmiyorsun?

YENİLEN MUSTAFA KEMAL OLACAK: Ben yenilmiş olmak istemiyorum, yenilen Mustafa Kemal olacak. Ben senin rahatlığına girmek zorunda mıyım? Bak Tayyip Bey ne yaptığını biliyor. Ne yapacağına karar vermemişsen 'erken' dersin. Bir kişi arıyorsan erkendir. Ama prensipleri koyalım. O yöntem zaman alacak yöntem ise o zaman geç bile kalındı. Dünyada adaylık belirleme işi nasıl oluyor ona bakalım.

ÜLKENİN BAŞINA İSTEDİĞİ BELAYI AÇACAK: Kaptırırsak ne olacak? 800 katrilyonluk bütçeyi, onbinlerce atamayı kendisi yapacak, bakanlıkları kuracak, kapatacak, hükümeti, yargıyı yönetecek, ülkenin başına istediği belayı açabilecek, sen bunu seyredeceksin. Böyle bir şey olabilir mi? 'OHAL' diyecek anayasayı değiştirecek bu yetkileri verdirmemeyi başarabiliriz. Senin göstereceğin, benim göstereceğim değil, milletin göstereceği aday bunu başarabilir.

O BELEDİYELERE GÜVENMEYİN: Bu yetkileri Tayyip Bey'e verirseniz sorumlu sizsiniz. Fransa'da ne oldu bakın. Partisi falan yok, Sarkozy aday olamadı. Ana aday nasıl çıktı? Her biri on binlerce yüzbinlerce oyla geldi. ABD'deki model ortada. Bu dönem uygularsak, uygularız. Yoksa kontrol kalmaz. Siyaseti belediye düzeyinde görmüyorsanız başka bir yönteme başvurma imkanı yok. O belediyelere güvenmeyin. Bir süre sonra şube müdürlüğüne döndüğünü görürsünüz. Bu konuyu milli düzeyde görmeyenlere bir bir söylüyorum. Bu savaşı burada herkes vermeli. Belediyesi de vekili de...

SEÇİMLE ADAY BELİRLENEBİLİR: Aday olmak isteyen herkes aday olsa Ramazan'dan sonra mesela. Güvenilir bir seçim yöntemi organize edelim. Bir an için düşünün. Bunu yapmayı teklif etse bütün oylar kullanılsa ve oradan bir aday çıkarsak, işler değişir. Kişisel saplantıların dışında hiçbir engel yoktur. 'Biz yapacağız' diyenler varsa buna gerek duymayabilirler. Ciddi bir aday arayışı içinde iseler bunu düşünsünler. Böyle bir yöntem ile seçim kazanma konusunda en ciddi adımı atmışsınız demektir.

GÜL BENİM CUMHURBAŞKANI ADAYIM DEĞİLDİ: Ahmet Hakan arkadaşımız o ismi telaffuz etti 'Buna ne dersin' diye. Ben modelin penceresinden baktım. Kendi duygularım, tercihlerim penceresinden bakmadım. Ben 'Evet uygundur, ben aday olarak öngörüyorum, olabilir' gibi bir şey demedim. Ben model ortaya koydum. 'O modele Cumhuriyet Halk Partisi üyelerinin temelini oluşturduğu bir 1,5-2 milyonluk seçmen kitlesine 'hayır bloku'nun sözcüsü olmaya aklını yatırır, buradan bu oyu alabilirse düşünülür' dedim. Benim tercihim olarak değil. Benim öyle bir tercihimin olmadığı çok açık. Ben ikide bir görüş değiştiren bir insan değilim. Nitekim o cevabımda sayın Gül de diyor ki "Biz onun tutumunu biliyoruz geçmişten" Doğrudur biliyor ben aynı noktadayım. Hiçbir şekilde benim cumhurbaşkanı adayım değildi. Benim böyle bir önerim olamaz. Ama ben kendi tercihimi orada ifade etme durumunda değilim. Ben bir modeli anlatıyorum. O modelin içinde Saadet Partisi'nin sayın Genel Başkanı da olabilir 'Ben de adayım' diye, başkası da olabilir. Bu, benim onu desteklediğim anlamına gelmez.

GÜL'ÜN CİDDİYE ALDIKLARI BELLİ: Abdullah Bey ile hiç böyle bir ilişkimiz yok. O bakımdan doğrudur ama sayın Gül'ün 'Ciddiye almadım' sözleri kendi takdiridir. Onu ciddiye alanlar belli, onun ciddiye aldıkları belli. O dünyaya ilişkin bir şey söylemem. Ben parti içi hesapla meşgul değilim. Bütün bunları bir kenara bırakalım ama bir noktayı söylemeliyim; Abdullah Bey birkaç gün önce babasını kaybetti. Önce kendisine acı kaybı dolayısıyla başsağlığı dileklerimi ve taziye duygularımı ifade etmek istiyorum, Allah rahmet eylesin.

(HABER MERKEZİ)