Ayhan Bilgen: Hayır demenin 4 yolu var

HDP'nin grup toplantısında konuşan Bilgen anayasa değişikliği tartışmalarını değerlendirdi. Bilgen oylamada aldıkları tutuma ilişkin "Evet oyu vermenin bir yolu, hayır oyu vermenin 4 yolu var" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, grup toplantısında konuştu. Bilgen, Anayasa değişiklik teklifi ve OHAL'in uzatılması tartışmalarını değerlendirdi.  HDP’nin Anayasa değişiklik teklifi oylamalarına katılmama kararına ilişkin “Evet oyu vermenin bir yolu var. Ama Hayır oyu vermenin 4 yolu var; ret oyu verirsiniz. Geçersiz oy atarsınız, boş oy verirsiniz ya da ‘biz bu kirli oyunda yokuz’ dersiniz. Bunların hepsi hayırdır. İzin verirseniz nasıl hayır oyu vereceğimizi biz belirleyelim. Biz sizin kirli dedikodularınızın öznesi değiliz” ifadelerini kullandı. Meclis’te de sokakta da HDP’nin tavrının aynı olacağını ifade eden Bilgen, “Kurtuluş izlemede değildir, kurtuluş yan yana gelmektedir, birlikte mücadele etmektedir” dedi.

'NEDEN HAYIR DEDİK?'

Anayasa değişikliği teklifine 'Hayır' demelerinin nedenlerini sıralayan HDP'li Bilgen, şöyle konuştu: "Siyaset ne yazık ki güven ilişkilerinin dibe vurduğu, toplumla seçilmiş insanlar arasındaki makasın açıldığı günler yaşanıyor. Ne siyasetçi topluma güveniyor ne de toplum seçtiklerinin ülkeleri için siyaset yaptığına inanıyor. Siyasette tutarlı olmak aynı zamanda demokrasi meselesidir. Demokratik bir anayasa için 'hayır' diyeceğiz. Biz kadın eşitliği, kadın özgürlüğü için 'hayır' diyeceğiz. Emeğin keyfi biçimde gasp edilmemesi için 'hayır' diyeceğiz. Bu ülkede mal varlıkları talan edilmesin, yağmalanmasın diye 'hayır' diyeceğiz. Bizim bu hayırlarımız ülkede büyük bir hayra da vesile olacak, ülke büyük bir şerden de kurtulacak. Ama önemli olan bu ülkede yaşayanların kendi gelecekleriyle ilgili, kendi kaderleriyle ilgili seyirci olmamalarıdır. Hani ana muhalefet lideri diyor ya, 'Geçen televizyonlarınızın karşısına, izleyin bizi.' Bir adım daha ileri gitse diyecek ki, 'Çekirdeklerinizi alın, mısırlarınızı patlatın, izleyin. Parlamento ne güzel işler yapıyor. Biz ne güzel konuşuyoruz, ne kadar güzel sözler söylüyoruz.' Hayır arkadaşlar, kurtuluş burada değil. Kurtuluş izleme de seyretme de değildir"

'SÖZLERİNİ SÖYLEMEK İSTEYENLERİ KONUŞTURMADILAR'

Bilgen konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: "Dün gece yarısı bir oyun oynandı, bir şov vardı. Dün aslında Türkiye tarihinin çok önemli dönüm noktalarından birini daha, tam bir şov ve meydan okuma havası içinde, bu Meclis yaşamak zorunda kaldı. Emek ve demokrasi güçleri sözlerini söyleyebilmek için, tepkilerini dile getirmek için Meclis önünde buluşmaya çalıştılar. Ama 15 Temmuz’dan beri herkesi Meclis’e buyur edenler dün Anayasa gibi son derece kritik bir konuda sözlerini söylemek isteyen sendikaların, baroların Meclis önünde buluşmasına izin vermediler. “Milletvekili de olsa süpürün” talimatıyla Meclis’ten uzaklaştırıldılar. Bu tablo Meclis’in çatısı altında neyin kaçırılmaya çalışıldığının bir göstergesi aslında. Halktan bir şey kaçırmıyorsanız, halkın Meclis’in önünde seslerini duyurmaya çalışmalarından neden korkuyorsunuz?

'BİZ UNUTMADIK'

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın TBMM Başkanlığına yaptığı başvuruyu da hatırlatan Bilgen şöyle devam etti:  Demirtaş bir başvuru yaptı. Oy kullanmak, yasama faaliyetine katılmak istediğini ifade etti. Ama oturumu yöneten başkan duymazlıktan geldi. Daha utanç verici olan, partiler adına konuşan sözcüler de sanki 11 milletvekili cezaevinde değilmiş gibi duymazlıktan gelmeyi tercih etiler. Peki, siz duymazlıktan geldiniz diye, siz siyasi ahlakı bitirdiniz diye biz de mi arkadaşlarımız unutacağız sanıyorsunuz? Biz de mi onlar tutuklu değilmiş gibi davranacağız sanıyorsunuz? Oy kullanılan kabine 3 milletvekili birlikte girip oy kullanıyorsa, bizim diyebilecek bir şeyimiz yok. Birileri, milletvekili iradesi üzerinde baskı kurmayı anayasa yapmak sanıyorsa, bunun böyle olmadığını ilk günden görecekler. Bu anayasa değişikliği, hem içeriği hem de topluma sunulma biçimi açısından Evren anayasasından fazla bir meşruiyete ulaşamayacaktır. AKP’li milletvekilleri “Evet” oyu verdiklerinden emin olamadıkları için, evet oyu verdiklerini izlemek üzere kulübeye bir kişi, sonra izleyenin doğru izleyip izlemediğini kontrol etmek için bir kişi daha yerleştiriyor. İşte bu çatı altında demokrasi bu düzeyde.

'OHAL İÇİN MGK'YI BİLE DİZAYN ETTİLER'

Bilgen OHAL'in uzatılmasına ilişkin şöyle konuştu "Usulsüz OHAL uzatmak için sahte MGK bile dizayn ettiler. Peki, getirdikleri kararnamede ne vardı? Kendilerinin büyük açılışlar yaptıkları, Kürtlere büyük lütuf gibi sundukları kazanımların bir bir geri alınması vardı. Ağar döneminde kurulmuş kurumlara kilit vurmak vardı. Ağar’dan bile geriye düşmüş bir anlayış bu. Kapatılan derneklerden biri Roboski derneği. Roboski’nin faili hala meçhul. güçleri dernek kapatmaya yetiyor. Güçleri Roboski anıtını sökmeye yetiyor. O anıttan bile korkuyorlar. Anıtta hayatını 34 kişini isimleri var, o isimleri parçalıyorlar. Kürt Enstitüsü kapatıldı, Kürt diline tahammülü gösteriyor. 33 Düş Yolcusu Derneği kapatıldı. Ekoloji Derneği kapatıldı. İşte KHK’lerin mirası budur. Kürtçe oyunları sergilendiği tiyatrolar, Kürtçe kreşler kapatıldı. Bu fotoğraf, OHAL’in neyi kapsadığını göstermeye yetiyor. Akademisyenler var görevden alınan, ‘suç’ları barış demek olan akademisyenler ihraç edildi. Akademisyenleri işlerinden atarak onları ekmekle terbiye edeceğinizi sanıyorsunuz. Tıpkı gazetecilere yaptığınız gibi". (HABER MERKEZİ)