Erdoğan: Adam gibi ölmek var, bir de madam gibi ölmek var...

Erdoğan: Adam gibi ölmek var, bir de madam gibi ölmek var... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon'da yaptığı konuşmada idam tartışmasını yeniden başlattı. Erdoğan'ın "Bir adam gibi ölmek var, bir şey söyleyecektim ama onu söylemeyeceğim, bir de madam gibi ölmek var..." ifadesi de dikkat çekti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün gece Konya dönüşü Trabzon’da kendisini karşılayanlara hitaben yaptığı konuşmada, PKK ve ‘FETÖ’ davalarından mahkûm olanlar için idam cezasının yeniden gündeme getirilmesini istedi.

Havaalanında kendisini karşılayanlara hitaben konuşan Erdoğan, bazı kişilerin “idam, idam” şeklinde bağırması üzerine, şunları söyledi:

“Şimdi kardeşlerim diyor ki ‘İdam isteriz.’ Ben de diyorum ki bir defa benim 241, 15 Temmuz şehidimi bizim af yetkimiz yoktur, bu şehidimizin failleri asla affedilemez. Yasalarımızda idam yok, çıkartıldı. Şimdi diyorum ki çıkartan neresiydi? Parlamento. Şimdi parlamento bunu yeniden ne yapabilir? Getirebilir. Öyleyse siyasi partilere düşen ne? Bunu parlamentoda hemen gündeme almak suretiyle Genel Kurul’a getirmek. Genel Kurul’a getirilir de Genel Kurul’dan geçerse ben bunu onarım. Ben bunu onarım çünkü bu ülkede Gabar Dağları’nda şehit edilen Mehmedimin katillerini biz affedemeyiz, Tendürek’te şehit edilen Mehmedimin katillerini biz affedemeyiz, 241 şehidimizin katillerini biz affedemeyiz, 2 bin 194 gazimiz var, bunların faillerini biz affedemeyiz. Niye? Bunlar devlete karşı işlenen suçlar değil, birinci derecede bireye karşı yani sana karşı işlenen bir suçtur. Dolayısıyla onu affetme yetkisi kimindir? O şehidimin kalanı kim? Ancak onlar affedebilir.”

BİR ŞEY DİYECEKTİM AMA…

Konuşmasında Ömer Halisdemir’e de değinen Erdoğan, “Ömer Halisdemir kimi gebertti? Tuğgeneral’i ve Ömer Halisdemir’in üzerinden 30’u aşkın mermi çıktı. Şehit ettiler ama o onu bilerek üzerine gitti” ifadesinde kullandı. 15 Temmuz’da yaşamını yitirenlere değinen Erdoğan, şöyle konuştu:

“Trabzon’un da içinden bir Sedat çıktı. Aynı şekilde o da aramızda, yok olmadı. Aynı şekilde Akçaabatlı Samet. Aynı şekilde benim de başdanışmanımın ağabeyi Prof. Dr. İlhan, o da şehit oldu. Bakın profesör ama o, ‘Profesörlükten daha yüce makam var’ dedi, o da şehadete yürüdü, o da şehit oldu. Dünyanın makamları nerede kalıyor? Burada kalıyor. Paran pulun her şeyin nerede kalıyor? Burada kalıyor. Cumhurbaşkanı olsan ne yazar, başbakan olsan ne yazar, multimilyarder olsan ne yazar? Hepsi geçici. Ne diyordum size hatırlayın, biz bir gün ölmeyecek miyiz? Öleceğiz. Bir adam gibi ölmek var, bir şey söyleyecektim ama onu söylemeyeceğim, bir de madam gibi ölmek var. Ölelim ama adam gibi ölelim. Sonra bizi defnedecekleri yer ne kadar? İki metreküp değil mi? Oraya gömecekler. Hoca efendi gelecek, ne diyecek? ‘Cumhurbaşkanı niyetine’ mi, ‘genelkurmay başkanı’ niyetine mi, ‘başbakan niyetine’ mi, ‘milletvekili niyetine’ mi? ‘O bizim buranın büyüğü, multimilyarder zengini vardı, onun niyetine’ mi? Yok ya ‘er kişi niyetine’ diyecek ya ‘hatun kişi niyetine’ diyecek. Gömecekler ve çekip gidecekler.”

(TRABZON-DHA)