TBMM'de ‘ajan’ endişesi!

15 Temmuz darbe girişiminin etkileri Meclis komisyonlarında da hissediliyor. Görevlendirilecek uzmanların 'FETÖ’cü olma olasılığı konuşuluyor, karar verilemiyor.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - 1980 darbesinden sonra yapılan işkencelerle yüzleşmek için kurulan ‘Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi Alt Komisyonu’nda gündem hangi uzmanla çalışılacağı. Susurluk Komisyonu'nda İçişleri Bakanlığı raportörü olarak görev yapan ve daha sonra hakkında ‘MİT ajanı’ suçlaması yapılan Akman Akyürek örneğinden hareketle uzman sıkıntısı çeken komisyonun faaliyetini nasıl sürdürmesi gerektiği tartışılıyor.

AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, başkanlığını yaptığı ‘Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi İnceleme Alt Komisyonu’nun son toplantısında uzman sıkıntısını dile getirdi. Alelacele bir rapor yazılmasını istemediğini söyleyen Miroğlu, üstü kapalı kaygılardan söz edince CHP’li üye Fikri Sağlar devreye girdi. Sağlar, Miroğlu’na siyaset-mafya-emniyet üçgeninde karanlık ilişkileri ortaya çıkaran kazanın ardından TBMM’de kurulan Susurluk Araştırma Komisyonu’nu hatırlattı ve “Mesela, Susurluk komisyonundaki raportörlerden bir tanesi MİT temsilcisi çıktı. Hepiniz biliyorsunuz, trafik kazasında kamyon çarptı, öldü filan. Şimdi, onun önündeki belgeler, pasaportlar, yaptığı işlere falan bakıyorsunuz, o zaman biz o komisyonda aylarca başka bir şey yapmışız, bize başka bir şey aktarılmış” uyarısında bulundu.

Komisyon tutanaklarında CHP’li Fikri Sağlar’ın Susurluk Komisyonu’nda ‘ MİT ajanı’ hatırlatmasına neden olan konuşmalar şöyle:

ORHAN MİROĞLU: Bizim Komisyon olarak en büyük eksikliğimiz, öyle bir aşamaya geliyoruz ki yavaş yavaş -ben bunu hissediyorum- bu alanlarda çalışacak ekibe ihtiyacımız var. Yani bu şeyleri tasnif edecek, vesaire... Şimdi buna mesai harcayacak, üstelik bu mesaiyi harcarken de başka bir şey yapmayacak.

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Mersin) - Sırası gelmişken Sayın Başkanım, buradaki en önemli mesele -bundan önceki komisyonlardaki deneyimimden hareketle- raporlaştırma sırasındaki uzmanların, raportörlerin belli görüşlü, gözlüklü olmaması gerekiyor.

BAŞKAN (ORHAN MİROGLU) – Onu kabul edemeyiz zaten.

Şimdi, söylediğiniz çok doğru. Komisyonlara belirli fikirler, belirli siyasi anlayışlar yansıyabilir ama benim düşündüğüm şu: Böyle olması genellikle popüler konularda mümkün yani şu an mesela siyasi kullanıma müsait konularda belki olabilir.

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Mersin) – O anlamda söylemiyorum. Biraz daha açmak…

BAŞKAN – Anladım ben sizin söylediğinizi, katılıyorum, çok katılıyorum ama…

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Mersin) – Biz mesela bununla ilgili uzman diyeceğiz, klasik olarak İçişleri Bakanlığından, Adalet Bakanlığından ve Genelkurmaydan buraya insanlar gelecek.

BAŞKAN – Hayır, hayır, şimdi burada böyle gerekçelerimiz varken…

DURMUŞ FİKRİ SAĞLAR (Mersin) – Özür dilerim, gelecek demiyorum, istersek demiyorum ama şimdi gelenler Türkiye’deki bürokrasi anlayışından sıyrılmayan insanlar olacaktır. Bizim başımıza geldi, Susurluk komisyonunda, bu kadar uyarmamıza rağmen, mecburiyetten kaynaklanarak -yani, Sayın Elkatmış da burada yok ama övgüyle bahsetmek isterim- İçişleri Bakanlığından insanlar talep ettik. Bizler çok dikkatli olmamıza rağmen bazı konular bürokrat refleksiyle görülmedi. Siz de onları satır aralarında yakalayamadınız. Sonradan farkına vardık yani basıldı, çıktı, imzalandıktan sonra. Onun için de şerhler konuldu. O nedenle diyorum ki: Mutlaka dışarıdan bu konuda sivil inisiyatif olarak ortaya çıkmış, lafın gelişi diyorum, Diyarbakır Barosu, 78’liler Vakfı, başka partiler… Onları da burada kümeleyip gerçekten özgür bir düşünce fırtınasıyla bir rapor kaleme almak lazım. Sonra hepimiz belki onlara dikkatle bakacağız ama baştan bir yanlış… Mesela, Susurluk komisyonundaki raportörlerden bir tanesi MİT temsilcisi çıktı. Hepiniz biliyorsunuz, trafik kazasında kamyon çarptı, öldü filan. Şimdi, onun önündeki belgeler, pasaportlar, yaptığı işlere falan bakıyorsunuz, o zaman biz o komisyonda aylarca başka bir şey yapmışız, bize başka bir şey aktarılmış. Bunların hepsini bildiğim için… Bu da çünkü bir devlet politikası ve çok da vahşi bir devlet politikası. Bu devlet politikasını ancak sivil anlayıştaki siyasiler veya mağdurlardan da öte objektif bakacak olan insanlarla çözebiliriz diye düşünüyorum.

BAŞKAN – Çok doğru.