Darbe komisyonu MİT Müsteşarı Fidan'ı çağırmayı tartışıyor

Komisyonun Başkanvekili Özdağ, dinlenilmesini istediği isimleri Duvar’a açıkladı. Listede Rahşan Ecevit, Mehmet Ağar, Tayyibe Gülek ve Nazlı Ilıcak da var.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA- TBMM'de 15 Temmuz darbe girişimi ve 'FETÖ'nün tüm yönleriyle araştırılması için kurulan komisyonun Başkanvekili AK Partili Selçuk Özdağ, MİT müsteşarının dinlenilmesine yönelik muhalefet önerisinin değerlendirilebileceğini söyledi. Böyle bir davet yapılması durumunda bunu değerlendirecek kişinin MİT müsteşarı olduğuna dikkat çeken Özdağ, “Gelir ya da gelmez kendisi bilir ancak gelmezse sorular sorulabilir izinleri aldığı takdirde cevap verebilir” dedi.

Özdağ, başkanlık divanının komisyonda dinlenecek isimlerle ilgili önümüzdeki günlerde toplantı yapacağını ve davet edilecek isimlerde muhalefetin önerilerinin dikkate alınacağını söyledi. Özdağ’ın komisyona sunulmak üzere hazırladığı davetli listesinde sosyal demokrat siyasetçilerin yakınlarına yer vermesi dikkat çekiyor. Bunlar arasında “Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın’ dediği söylenen eski CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek’in kızı Tayyibe Gülek, eski Başbakan Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit, eski MİT Müsteşarları, Mehmet Ağar, azınlık temsilcileri, Nazlı Ilıcak ve başka tutuklu gazeteciler var.

AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ'ın açıklamaları şöyle:

FETHULLAH GÜLEN’İ EMNİYET’İN ARKA KAPISINDAN KİM BIRAKTI?

-1980 darbesi, Türkiye’de 2 milyon kişinin yargılandığı, 50 kişinin asıldığı, benim de yedi yıl cezaevinde yattığım, yaklaşık bir yıl hücrede yaşadığım, 68 gün işkence gördüğüm bir dönem. Sağıyla soluyla çok değerli insanlar. Türkiye’nin elli yılda yetiştirebileceği aydınıyla sokakta genciyle çok ciddi şekilde heder edildiği dönemde Fethullah Gülen yakalandı. Ben de cezaevindeydim. Fetullah Gülen Isparta’da yakalandığı zaman serbest bırakıldı. Kim bıraktı? İşte burada da bu arşivlere ulaşmamız gerekiyor. Herkes “Özal bıraktı.” Dedi. Özal o zaman müsteşardı. Bir müsteşarın güce yetmezdi. Darbe olmuş, darbenin olduğu yerde Fethullah Gülen’i serbest bırakacak bir müsteşarı düşünmek mümkün değil. Buraya da dönüp bakmamız gerekiyor bunu araştırırken? 1980 darbesinde Fetullah Gülen’i Isparta emniyetinden kim arka kapıdan bıraktı? Bununla ilgili de bir düşünme yapmamız gerektiğini düşünüyorum.

'İLİZYON YAPIYORLARDI BİR NOKTADA  ETKİLENDİK'

-Fethullah Gülen, bu darbeden sonra bir süre kaçak hayatı yaşadı, saklandı, 163’üncü maddeden kendisi hakkında davalar açıldı, daha sonra ise çok hızlı bir şekilde Türkiye’de bir yandan vaizlikler vermeye başladı, on binler kendisini camilerde dinlediler. Onun vaaz verdiği yerlere, İstanbul’a, Bursa’ya, Türkiye’nin çeşitli yerlerine milyonlar koştu, yüz binler koştular, “Bunu dinleyelim.” diyerek. Bir insan konuşuyordu. Ben de Manisa’da 1976 yılında kendisini dinlemiştim, aynı mahalledeydik. 1976 yılında konuştu, beni de etkilemişti, etkilenmiştim kendisinden. Zaten bu cemaatin bir görünen kısmı vardı, bir de sonradan gördüğümüz veya görenlerin bildikleri kadar görünmeyen kısmı vardı. Görünen kısmı buz dağının görünen kısmı gibiydi, azdı. Orasıyla bir noktada illüzyon yapıyorlardı, bir noktada bizi de etkiliyorlardı.

'TÜRKEŞ'TEN ECEVİT'E KADAR SİYASİLERLE DİYALOGLARI VAR'

-Ardından Fetullah Gülen’in siyasilerle diyalogları var. Bu siyasilerle diyalogda rahmetli Türkeş’ten Ecevit’e kadar, Ecevit’ten Muhsin Yazıcıoğlu’na kadar, Muhsin Yazıcıoğlu’ndan Kasım Gülek’e kadar ki Cumhuriyet Halk Partisinin bence en önemli siyasi figürlerinden bir tanesidir, herhâlde İnönü’den sonraki en önemli siyasi figürüdür. Ki Kasım Gülek ölmeden önce şöyle demişti: “Benim cenaze namazımı Fetullah Gülen kıldırsın.” Neden Fetullah Gülen’e, o zamanlar bu kadar meşhur olmayan bir din adamına niçin ilgi ve alakalı gösterdi? Ardından Türkiye’nin 2 Yahudi iş adamının, Yahudi kökenli Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşının, Alarko’nun sahiplerinin, öldürülen Üzeyir Garih’le birlikte geçenlerde vefat eden İshak Alaton’un ailelerinin mutlaka dinlenmesi gerekiyor.

'ERDOĞAN’LA, GÜL’LE TEŞRİK-İ MESAİDE BULUNMUŞ'

-Burada siyasi figürlere baktığımız zaman Özal’dan Demirel’e, Demirel’den bütün siyasi parti liderlerine kadar, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Abdullah Gül’e, o günkü Sayın Çiller’e, Mesut Yılmaz’a kadar bu insanlarla bu şahıs teşrik-i mesaide bulunmuş. Takiyeci bir yapıyla karşı karşıyayız.