Kılıçdaroğlu: Erdoğan Nutuk'u okusun

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Lozan Anlaşması'yla ilgili açıklamalarını içine sindiremediğini söyledi. Kılıçdaroğlu açıklamaya karşın, TBMM açılışındaki tavırlarının değişmeyeceğini belirtti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Lozan Anlaşması'na yönelik açıklamasıyla ilgili konuştu. Kılıçdaroğlu "Sayın Cumhurbaşkanının, muhtarlarla yaptığı toplantıda, Lozan Anlaşması'nı bizim tarihimize uygun olmayan bir dille eleştirmesini ben içime sindiremiyorum" dedi.

CNN Türk'te "Eğrisi Doğrusu" programına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündemdeki konuları hakkında soruları yanıtladı. TBMM'nin yarın açılacağını hatırlatan Kılıçdaroğlu, Meclis'in Lozan Anlaşması sayesinde var olabildiğini söyledi.

Lozan Anlaşması'nın Türkiye tarihinde özel bir yeri olduğunu belirten Kılıçdaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasını içine sindiremediğini vurguladı.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a yönelik olarak, "Ama eğer ben Lozan'ı öğrenmek istiyorum diyorsa, Lozan ile ilgili bir kitap okumasını da istemiyorum. Sadece ve sadece Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk'unu okusun. Öyle tamamını okumasına da gerek yok, baştaki ilk 30 sayfayı okusun yeter" ifadelerini kullandı.

"AÇILIŞTA TAVRIMIZ DEĞİŞMEZ"

Kılıçdaroğlu, Taha Akyol'un "Bu sizin yarınki davranışınızı etkiler mi?" sorusuna, "Hayır. Makam ayrı bir şey. Cumhurbaşkanlığı makamı ayrıdır. Biz o makama saygı gösteririz. Ama biz isteriz ki, makamın ötesinde kişiye de saygı gösterelim. Sonuçta halkın iradesiyle seçilmiş bir kişi. Biz halkın iradesine hep saygı gösterdik. Ama o koltuğa oturan kişi, o koltuğun hakkını teslim etmeli" şeklinde cevap verdi.

OHAL'in uzatılmasına karşı olduklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, OHAL'in meşru ve yasal olduğunu fakat yetkilerin yanlış kullanıldığını ifade etti.

"ANCAK FAŞİST YÖNETİMLERDE OLUR BU"

Gazeteci ve akademisyenlerin tutuklanmasını eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu, "12 Mart, 12 Eylül darbesini gördüm. Ama hiçbir darbede böyle bir tablo görmedim. 12 Eylül'de iki işçi sendikasının kapatılması için mahkemeye başvurdular. Şimdi hiç mahkemeye gitmeden kapatıyorlar. Gazeteciler içeri atılırsa, üniversite hocalarının işine son verilirse, yazarlar içeri atılırsa karşı darbe algısı güçlendirilmiş olur. Hele ki gazeteciye kelepçe vurmak. Muhabirler bile tutuklandı. Onları bile içeri atıyorsunuz. Sağlık sorunu olanlar var. Bir dönem ilaçları verilmedi. Yargılıyorsunuz ama, hangi gerekçe ile hapse atıyorsunuz. Bayram öncesi gözaltına aldılar. Bayram boyu karakolda tutuldular. Bu, devletin intikam alması demektir. Bayramdan sonra birisi tutuklu, birisi serbest bırakıldı. Serbest kalan da başka bir gerekçeyle tekrar içeri alınıyor. Darbeyle böyle mücadele olmaz. Hapisteki gazeteci sayısı 110'un üzerinde. Ancak faşist yönetimlerde olur bu" diye konuştu.