'1500 hakim ve savcı Saray'a çağırıldı'

Cumhurbaşkanlığı'ndan hakim ve savcılara gönderilen yazıda, “Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle yapılacak İstinaf Mahkemeleri açılış toplantısına bu mahkemelerin başkan, başsavcı, üye ve savcılarının tümünün katılımı zorunlu tutulmuştur” denildiği iddia edildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sözcü gazetesi, "1500 hakim ve savcının Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na çağırıldığını" öne sürdü. "Hakimler cübbesiyle Saray'a çağırıldı" başlığıyla yayımlanan Saygı Öztürk'ün yazısında, "'Katılım zorunlu, cübbelerinizle gelin' denildiği, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hakimlere, 'Yargıda yeni dönemi' anlatacağı" öğrenildi.

Saygı Öztürk'ün "Kim gidecek, kim kalacak hesabı" başlığıyla yayımlanan bugünkü yazısında şu ifadeler yer aldı:

'AKP DÖNEMİNDE ATANAN CEMAATÇİLERİ TEMİZLEMEK İÇİN'

Yargıtay ve Danıştay'da işler durmuş, kimin yerini koruyacağı, kimin gideceği konuşuluyor. Bu konuda kararı olan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeleri ise kendileriyle görüşmek isteyen yargı mensuplarından başlarını alamıyor. Şu anda en rahat olan Yargıtay ve Danıştay başkanları, yardımcıları, daire başkanları ve başsavcılardır. Çünkü onların “görevden uzaklaştırılması” gibi bir sorunları yok.

Yargıtay'a özellikle AKP döneminde getirilenler, çıkarılan yasanın doğru olduğunu, yapılan düzenlemenin “suç örgütüyle mücadele kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini” belirtiyorlar. AKP döneminde yargıya atanan cemaatçileri uzaklaştırmak için bu kanunun çıkarıldığı biliniyor. Çünkü, Yargıtay ve Danıştay'dan “cemaatçi yapılanmayı” başka türlü kurtaramayacakları için böyle bir çözüm buldular. Peki onları, oralara dolduran, yargıyı bu yolla ele geçirmek isteyenler AKP hükümeti değil mi?

Cemaatçi olmadığı bilinen bir Yargıtay üyesi de, yapılan düzenlemeyi anayasaya aykırı buluyor, “Anayasal bir kurum olan Yargıtay ve Danıştay'ın faaliyetinin bir gün bile engellenmesi anayasaya aykırıdır. Yasanın Cumhurbaşkanı tarafından imzalanmasından sonra 5 gün içinde üyelerin atanacağı belirtiliyor. 5 gün değil bir gün olsa bile çalışmaların engellenmesi anayasal bir suç oluşturur” diyor. Yargının, yürütmenin emrine sokulmak istendiğini, otoriter bir rejime doğru gidildiğini de belirtenler var.

YARGI MENSUPLARINI TOPLUYOR

20 Temmuz'dan itibaren hakim ve savcılar 43 gün sürecek adli tatile giriyor. İşte tam o gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hakim ve savcılar, belirlenirse Yargıtay ve Danıştay'ın yeni üyeleriyle bir araya gelecek. Onlara yeni dönem yargısını ve devletin beklentilerini anlatacak.

Daha önce muhtarları, kaymakamları toplayan Cumhurbaşkanı, bu kez yargı mensuplarına hitap edecek. Ülkemizde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının giderek kaybolduğunun konuşulduğu bir dönemde, Cumhurbaşkanı'nın yargı mensuplarına hitap etmesi aslında alabildiğine yadırgandı. Bir taraftan “yargı bağımsızlığı” denilecek, bir taraftan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ortadan kaldırılacak. Bu sözleri yüksek mahkemelerin yetkililerinden sıkça duyuyoruz.

KATILMALARI ZORUNLU...

Hakim ve savcılara gönderilen yazıda, “Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle yapılacak İstinaf Mahkemeleri açılış toplantısına bu mahkemelerin başkan, başsavcı, üye ve savcılarının tümünün katılımı zorunlu tutulmuştur” deniliyor ve yazı şöyle devam ediyor:

“Toplantının ulaşım ve konaklama giderleri bağlı bulundukları birim bütçesinden karşılanacaktır. Cübbelerin dağıtımı toplantı öncesinde Ankara'da yapılacaktır. Toplantı esnasında, yargı mensuplarımız cübbeleriyle yerlerini alacaktır.” Yakında “Benim yargım, benim hakimim, benim savcım” sözlerini duyarsanız şaşırmayın. Çünkü yargı mensupları da buna doğru hızlı bir gidişin olduğunun farkında… Ne mi yapıyorlar? Gelişmeler “dur bakalım ne olacak?” diye izleniyor.

Yazının tamamı için