Parti kapatmada yeni formül: Partiyi kurdurmamak

İçişleri Bakanlığı’na yapmaya çalıştıkları parti kurma başvurularına olumlu yanıt alamayan Kürt Demokrat Partisi (KDP) ile İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) çalışmalarını sürdürüyor. KDP, Ankara’ya gelerek elden belgelerini teslim etmeye hazırlanırken PİA yönetimi ise tüm siyasi partilerden randevu talep etti.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA- Türkiye’de 2020 yılı içerisinde siyasal hayata 27 siyasi parti katılırken, Kürt Demokrat Partisi (KDP) ile İnsan ve Özgürlük Partisi’nin (PİA) parti kurmak için İçişleri Bakanlığı’na yaptığı girişimler sonuçsuz kaldı.  

Siyasi Partiler Kanunu’nda yer alan, “Vatandaşlar siyasi parti kurma hakkına sahiptirler. Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlar çerçevesinde, önceden izin almaksızın serbestçe kurulurlar” ifadesine karşılık her iki partinin yetkilileri de İçişleri Bakanlığı’nda muhatap bulamadıklarını, başvurularının kabul edilmediğini ifade ediyor.  KDP yöneticileri gelecek haftaya kadar bakanlıktan herhangi bir yanıt alamamaları halinde Ankara’ya gelerek elden evraklarını teslim edeceklerini belirtirken PİA yöneticileri ise tüm siyasi partilere randevu taleplerini iletti ve yeni hukuki başvurular yapmaya hazırlanıyorlar. 

‘YANIT VERİLMEZSE EVRAKLARIMIZI ELDEN TESLİM EDECEĞİZ’

Şubat 2020’den bu yana İçişleri Bakanlığı’na siyasi parti kurmak için başvuru yapan fakat ilerleyen süreçte bakanlığın “başvuru yapılmadı” açıklaması yaptığı Kürt Demokrat Partisi’nin (KDP) Diyarbakır ve çevre illerde açılan il binalarının logolarının yer aldığı tabelaları polis tarafından gazetelerle kapatıldı. 

Pandemi döneminde, bakanlık personelinin yönlendirmeleriyle mail yoluyla başvurularını yaptıklarını fakat İçişleri Bakanlığı’nın “başvuru yapılmadı” açıklamasının ardından gerekli belgeleri tekrar mail yoluyla bakanlığa ilettiklerini ifade eden Kürt Demokrat Partisi'nden (KDP) Reşit Akıncı, “Bu hafta da bekleyeceğiz, evraklarımızın teslim alındığına dair belge verilmezse önümüzdeki hafta pazartesi günü Ankara’da olacağız ve evraklarımızı elden teslim edeceğiz” dedi. 

Çelişkili bir durumun yaşandığını ve sebebini anlayamadıklarını ifade eden Akıncı, “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu çıktı dedi ki ‘bu partinin müracaatı bile yok’.  Geçen günlerde de güvenlik güçleri gelip kurduğumuz il binalarındaki logolarımızı kapattı. Biz bütün belgelerimizi ibraz ettik. Neden böyle bir şey olduğunu biz de bilmiyoruz. Akabinde İçişleri Bakanlığı’nda daha önce görüştüğümüz görevlileri tekrar aradım. ‘Evrakları daha önce Yargıtay’a gönderdiğinizi söylemediniz mi’ dedim. ‘Evet’ dediler. ‘Peki İçişleri Bakanlığı’na böyle bir başvurunun olmadığı bilgisini kim verdi’ diye sordum. ‘Bilmiyoruz’ diyorlar. Ortada bir çelişki var” diye konuştu.

‘BANA BİR GEREKÇE SUNMALISINIZ’

Partileriyle ilgili basında çıkan haberlerin ardından bakanlığın böyle bir tutum aldığını söyleyen Akıncı, “Savcı Sayan’ın ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhur İttifakı’nı destekleyecek partinin bu parti olduğu yönündeki sözleri nedeniyle gündem oldu. Çok gündem olduğu için onlar da böyle bir şey yaptılar. Bu partinin müracaatının olmadığını söylediler. İçişleri Bakanlığı’na gidip ‘Siz bizim müracaatımızın olmadığını söylüyorsunuz. Alın evraklarımızı biz müracaat ediyoruz’ diyeceğiz. Almama gibi lüksleri artık yok” ifadelerini kullandı.

Logolarının gazete kağıdıyla kapatılmasına karşın açtıkları il binalarında faaliyetlerine devam ettiklerini belirten Akıncı sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: 
“2020 yılı içerisinde 27 siyasi parti kuruldu. Burada bir çelişki var. ‘Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına şu madde aykırıdır’ desinler biz o maddeyi değiştirelim. Ben Türk vatandaşıyım, ben bu ülkede yaşıyorum ve yasal haklarımı kullanıyorum. Siyasi parti kurmak istiyorum. Bizim müracaatımızdan sonra 20’nin üzerinde siyasi parti kurulmuş. Bana bir gerekçe sunmalısınız. Bana bir şey söylemek zorundasınız.”

‘BÜTÜN SİYASİ PARTİLERE RANDEVU TALEBİMİZİ İLETTİK’

Yaklaşık üç yıldır çalışmalarını sürdüren İnsan ve Özgürlük Partisi'nin (PİA) kuruluş dilekçesi de İçişleri Bakanlığı tarafından kabul edilmiyor. Geçtiğimiz hafta bakanlık içerisine kadar girerek görevli memurlarla muhatap olabildiklerini, bu hafta ise bakanlığın içerisine dahi alınmadıklarını söyleyen PİA Genel Başkanı Mehmet Kamaç, önümüzdeki süreçte izleyecekleri yola ilişkin şunları kaydetti:
“Biz her gün bir şekilde İçişleri Bakanlığı’na muhakkak gideceğiz.  Önümüzdeki süreçte sadece gitmekle de kalmayacağız.  Farklı yol ve yöntemler de deneyeceğiz. Var olan bütün siyasi partilerden bu konu üzerinde görüşmek üzere randevu taleplerimizi ilettik. Sivil toplum örgütleriyle de randevular alınıyor ve bu mücadeleyi diplomatik alanda yapmaya başladık. Biz bu meseleyle ilgili bütün hukuki yolları, suç duyurusu dahil olmak üzere kullanacağız. Ombudsmanlık müessesine, Meclis’e resmi dilekçeler vermeye de yarından itibaren başlatacağız.”

“Neden kuruluşumuz gerçekleştirilmiyor” sorusunun zihinlerinde olduğunu, 2018 yılında başladıkları kuruluş çalışmasından bu yana 30'un üzerinde siyasi partinin kuruluşunu resmilestirdiğini belirten Kamaç, “Başvuru yaptığınız resmi rakamların sizin neden parti olamayacağınıza dair bir resmi cevap vermesi gerekiyor. Ancak İçişleri Bakanlığı’nda yaşadığımız sorun bu. Muhatap bulamıyoruz. Üç yıl boyunca İçişleri Bakanlığı’nın yetkili biriminin memurları işe gelmez mi? İşe gelmeyen bu memurlar hakkında idari soruşturmalar başlatılmaz mı? Bize söylenen tek şey ‘Yetkili birimdeki memurlar çalışmıyor’. İçişleri Bakanlığı’nın neden parti olamayacağımıza dair resmi, hukuk devletinin kuralları çerçevesinde cevap vermesi gerekiyor ama bu maalesef bugüne kadar olmadı” dedi. 

İçişleri Bakanlığı’nın kuruluş dilekçelerini kabul etmesi halinde örgütlenme çalışmalarına başlayacaklarını, ancak bu dilekçe kabul edilmediği için “siyaset yapmalarının engellendiğini” söyleyen Kamaç, “Bu aslında bir hile. Bu siyasi partilerin çalışmasının önüne geçmek için bir hiledir. İktidar parti kapatmaktansa yeni bir hile bulmuşa benziyor. Bugün siyasi partilerin kapatılmasının konuşulduğu bir ortamda iktidar, partilerin açılıp kapatılmasındansa hiç açmama gibi bir mantığı önüne koymuş. Bunu da anayasayı, iç tüzüğü, vatandaşın temel haklarını da ortadan kaldırarak yapıyor” ifadelerini kullandı.