Öztrak: Allah akıl dağıtırken bunlar ne yazık ki nasibini almamış

İzmir’de basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Allah akıl fikir versin diyeceğiz ama Allah akıl dağıtırken bunlar ne yazık ki nasibini almamış” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, İzmir’de basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Öztrak, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın, Çanakkale’de Ramazan Bayramı’nın ilk gününde bir konuşmasında “dangalak” ifadesini kullanmasını, “Kendilerinden olmayanları ‘Dangalak’ ilan etti. Seçimleri kaybedeceklerini Millet İttifakı’nın kahir ekseriyetle seçimi kazanacağını gördükçe bunların kimyaları bozuluyor. Daha önce de ‘Erdoğan olmasa, biz milletvekilleri olarak birer hiçiz’ sözlerini sarf eden, bayramda da millete ‘dangalak’ diyecek kadar kendinden geçen bu grup başkanvekilinin, siyasetteki ağırlığının takdirini milletimiz yapacaktır” sözleriyle eleştirdi.

ANKA'nın aktardığına göre, Öztrak’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

DEMOKRASİMİZ ÇOK AĞIR BEDELLER ÖDEMİŞTİR: Bugün, büyük şairimiz Atilla İlhan’ın ifadesiyle, ‘Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanların’ idamlarının 50. yıl dönümü. Ülkemiz siyasi idamlardan, siyasi kutuplaşmalardan, siyasi linçlerden çok çekmiştir. Demokrasimiz çok ağır bedeller ödemiştir. Ne yazık ki hala da ödemektedir. Yaşanan tüm acıların bal eylendiği, yaraların kapandığı, mutlu, huzurlu, müreffeh bir memleket, tam bağımsız bir Türkiye özlemiyle; Hüseyin İnan’a, Deniz Gezmiş’e ve Yusuf Aslan’a Allah’tan rahmet dileyerek, sözlerime başlamak istiyorum.

EVDE BİR TATLI YAPMAYA KALKSANIZ, TOZ ŞEKERİN FİYATI SON BİR YILDA YÜZDE 115 ZAMLANMIŞ: Bu hafta Ramazan Bayramı’nı kutladık ama 2018’den bu yana her bayramda olduğu gibi bu bayramda da milletimizin ağzından, ‘Bayram geldi neyime, kan damlar yüreğime’ sözleri düşmedi. Ramazan Bayramı, aynı zamanda ‘Şeker Bayramıdır.’ Bu nedenle küçük çocuklarımız, yavrularımız Ramazan Bayramı’nı ayrı sever. Ama bu bayramda çocuklara şeker ikram etmek, misafir ağırlamak, aile bütçelerini çok zorladı. Evde bir tatlı yapmaya kalksanız, toz şekerin fiyatı son bir yılda yüzde 115 zamlanmış. Misafir çayına kesme şeker atmaya kalksanız, kesme şekerin fiyatı son bir yılda yüzde 136 zamlanmış.

BU FİYATLAR DA TÜİK MARKETLERİNDE: Çay olmadı misafire meyve suyu ikram edelim deseniz, meyve suyu yüzde 115 zamlanmış. Misafirinize lokum tutsanız, lokumun fiyatı son bir yılda yüzde 126 zamlanmış. Çikolata ikram etseniz, çikolata bir yılda yüzde 93 zamlanmış. Bu fiyatlar da TÜİK marketlerinde. Ülkeyi yönettiğini sanan kifayetsizler, Şeker Bayramı’nda, şekerin bile tadını kaçırdılar. Evdeki çocuklar bayramda yeni giysin, sevinsin deyip, bayramlık kılık kıyafet alırsanız; çocuk pantolonu yüzde 80, çocuk gömleği yüzde 97 zamlanmış. Tabi yine bu da TÜİK’in sanal mağazalarında.

OTOBÜS BİLETİ SON BİR YILDA YÜZDE 236 ZAMLANMIŞ: Bayram özellikle çalışan aileler için aynı zamanda bir dinlenme ve tatil fırsatıdır. Ama tatil yapmak bu ülkede artık çok büyük lüks oldu. Eşinizle, çocuğunuzla yurt içinde bir haftalık tatile gitmeye kalksanız, paket turların fiyatı son bir yılda yüzde 591 zamlanmış. Yurt içinde bir otele gitmeye kalksanız, otel ücretleri son bir yılda yüzde 189 zamlanmış. Tatilden vazgeçtik. Başka illerde okuyan evlatlarımız, bayramda memleketlerine, ailelerinin yanına gitmek isteseler, otobüs bileti son bir yılda yüzde 236 zamlanmış.

ARABANIN KONTAĞINI ÇEVİRMEK, ARTIK CESARET İSTER OLMUŞ: Pandemi güya bitti. Ama bu bayramda da otogarlar boş kaldı. Eski bayramlarda günde 2 bin 500 aracın kalktığı otogarlardan, bu bayramda bin 500 araç ancak kalkmış. Saray sayesinde, bir otobüs 18 bin liralık mazot yakıyor. Böyle bir ülkede, otobüsçü ne yapsın? Yolcu ne yapsın? Millet memleketine arabayla gitmeye kalksa, son bir yılda LPG yüzde 211, mazot yüzde 229, benzin yüzde 168 zamlanmış. Arabanın kontağını çevirmek, artık cesaret ister olmuş.

HER ZAMAN YAPTIKLARI GİBİ, KENDİLERİ SÜTTEN ÇIKMA AK KAŞIK: Şeker tadında bayramlara, milletçe hasret kaldık. Ucube tek adam rejimi milletin ağzında tat bırakmadı. Ülkede huzur ve bereket bırakmadı. Allah aşkına soruyoruz: Böyle bir ortamda kim ağız tadıyla bayram yapabilir? Kim bayramı, bayram gibi kutlayabilir? Bu ülkeyi bu hale kim getirdi? Ülkeyi 20 yıldır yönetene sorarsanız; ülkeyi bu hale getiren, milletin şükürsüzlüğü, tatminsizliği, karamsarlığı. Her zaman yaptıkları gibi, kendileri sütten çıkma ak kaşık. Bugün ülkemizde tencereler boşaldıysa, bayramlar bayram olmaktan çıktıysa bunun bir tek sebebi vardır. O da beceriksiz, liyakatsiz saray yönetimidir.

AĞZA ALINAMAYACAK KÜFÜRLER ETTİ: TBMM’de, hem de ‘İnsan Hakları Komisyonu Başkanı’ sıfatı taşıyan bir saygısız, milletin tertemiz oylarıyla vekâlet verdiklerine, insanın burada tekrarlamaktan hicap duyacağı, ağza alınamayacak küfürler etti. Bunlar milleti unuttu. Bunların ne millete ne de milletin seçtiklerine saygısı kalmadı. ‘Üslubu beyan aynıyla insan’ derler. Kabın içinde ne varsa, dışına da o sızar.

KENDİLERİNDEN OLMAYANLARI ‘DANGALAK’ İLAN ETTİ: AK Parti’nin Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı ve bu şahsın üslubu, sarayın ve partisinin insan haklarından ne anladığını da milletimize gösterdi. Bayramda AK Parti’nin Meclis grubunun başkanvekili de millete hakaret etmekten geri durmadı. Kendilerinden olmayanları ‘dangalak’ ilan etti. Seçimleri kaybedeceklerini Millet İttifakı’nın kahir ekseriyetle seçimi kazanacağını gördükçe bunların kimyaları bozuluyor.

DÜN ‘HARUN OLACAĞIZ’ DİYENLER, BUGÜN KARUN OLDU: Daha önce de ‘Erdoğan olmasa, biz milletvekilleri olarak birer hiçiz’ sözlerini sarf eden, bayramda da millete ‘dangalak’ diyecek kadar kendinden geçen bu grup başkanvekilinin, siyasetteki ağırlığının takdirini milletimiz yapacaktır. Siyasette özgül ağırlığı sıfır çeken bu şahsiyetler, senelerce mağdura yatıp oy devşirmeye kalktılar. Ama dün ‘mağdurum’ diyenler, bugün mağrur oldu. Dün ‘Harun olacağız’ diyenler, bugün Karun oldu. Dün ‘mücahit olacağız’ diyenler, bugün müteahhit oldu. Dün mağdura yatanlar, bugün millete ‘dangalak’ diyecek kadar azdılar. Kibre kapıldılar. Milleti unuttular. Ne dedilerse onunla sınanıyorlar ve hep de kaybediyorlar.

MİLLETİMİZ BU KİBRİ KENDİNE YAPILAN BU BÜYÜK SAYGISIZLIĞI ELBETTE AFFETMEYECEKTİR: Saray ve şürekâsının kullandığı bu ayıplı dil, içine düştükleri çaresizliği gözler önüne sermesi bakımından ibretliktir. Ama milletimiz bu kibri kendine yapılan bu büyük saygısızlığı elbette affetmeyecektir. Milletimiz, vakti saati geldiğinde basacağı mühürle, kendine hakaret eden bu ayıplı zihniyeti, tarihin tozlu sayfalarına gömecektir. Siyaset tarihimiz, milletimizin bu ferasetinin örnekleriyle doludur. Kuşkusuz, millete ‘dangalak’ diyecek kadar kendini kaybeden bu hadsizlerin sonu da aynı olacaktır. Edep, aklın tercümanıdır. Millet için kullandıkları ‘dangalak’ hakaretinin, Türk Dil Kurumu sözlüğünde en kibar karşılığı, ‘Düşüncesizlik, akılsızlık.’

BU DURUMDA AKILLI OLAN KİMDİR?: Çanakkale’de bir köprü yapıldı. Hayırlı, uğurlu olsun. Atama Ulaştırma Bakanı, yapan müteahhide, köprüden günde 45 bin araç geçiş garantisi verdiklerini söyledi. Geçen araç sayısı bunun ne kadar altında kalırsa aradaki farkı milletin kesesinden, dolarla avroyla ödeyecekler. Bakan, ardından çıktı dedi ki; günde ancak 6 bin araç geçiyor. Şimdi aziz milletimize soruyoruz. Günlük 45 bin araç garantisi verilen köprüden günde sadece 6 bin araç geçiyorsa, geçecek araç tahmininde yüzde 650’lik sapma varsa, köprüden geçmeyen 39 bin aracın parası günlük 585 bin avro, yıllık 213 milyon 525 bin avro, bu millete ödettirilecekse... Bu durumda akıllı olan kimdir?

VERDİKLERİ GARANTİLERİN TOPLAMI 152 MİLYAR 800 MİLYON DOLAR: Millete ‘dangalak’ diye hakaret eden, bu garantiyi veren mi akıllıdır? Yoksa millet adına bu garantiyi nasıl verdiniz, bu peşkeşi nasıl çektiniz; diye soran mı akıllıdır? ‘Milletin cebinden bir kuruş bile çıkmayacak’ diyerek başladıkları, yandaşa teslim kamu özel işbirliği projelerine, 2016’dan bu yana, bütçeden, yani milletimizin kesesinden ödenen para; 10 milyar 192 milyon 600 bin dolar. Geçilmeyen yollar, köprüler, tüneller, uçulmayan havalimanları için 2045 yılına kadar verdikleri garantilerin toplamı ise 152 milyar 800 milyon dolar. Sadece bizim ve çocuklarımızın değil, torunlarımızın bile geleceğine ipotek koymuşlar bunlar. Bunlar fakirden alıp kendi zenginlerine vermenin yolunu yapmışlar.

RAHMETLİ ÖZAL’IN UYARILARINI DA KULAK ARKASI ETTİLER: Aziz milletimize soruyoruz. Sana ‘dangalak’ diye hakaret eden, ‘Milletin cebinden bir kuruş çıkmayacak’ deyip, nasıl olsa benden hesap sormaya kimse cüret edemez deyip, milletin sırtına milyarlarca dolarlık yük yükleyen mi akıllıdır? Yoksa bu rezaletin hesabını soran mı akıllıdır? Atalarımız, ‘Akıllıyı arkada tutma, akılsızı kılavuz etme’ derken, ne kadar doğru söylemiş. Milletin 128 milyar dolarını yok yere çarçur ettiler. Merkez Bankası’nın kolunu, kanadını kırdılar. Döviz şaha kalkınca, 1970 model ‘Dövize Çevrilebilir Mevduatı’ tozlu raflardan indirip, milletin önüne ‘Kur Korumalı Mevduat’ diye koydular. Rahmetli Özal’ın uyarılarını da kulak arkası ettiler. İlk üç ayda, hazinenin kasasından 11 milyar 700 milyon lira bir avuç mevduat sahibine ödendi.

27-28 YAŞINDAKİ GENÇLERİMİZİ ÜÇ HANELİ ENFLASYONLA İLK DEFA TANIŞTI: Dün nisan enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla; tüketici enflasyonu yüzde 70’e dayandı. Yüzde 70 olmasın diye de yüzde 69,9 diye ilan ettiler. Enflasyon, 7 ayda üçe katlandı. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu ENAG’ın rakamlarıyla enflasyon yüzde 157. TÜİK’in üretici enflasyonu ise yüzde 122. Tüketici enflasyonu 2002 Şubat ayından, üretici enflasyonu da 1995 Mart ayından bu yana ülkemizde görülen en yüksek seviyesine ulaştı. 27-28 yaşındaki gençlerimizi üç haneli enflasyonla ilk defa tanıştı.

TÜRKİYE'Yİ ÜÇÜNCÜ DÜNYA LİGİNİN DİBİNE DÜŞÜRDÜLER: ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ safsatasıyla küresel enflasyon liginde ülkemizi; Venezüella, Sudan, Suriye, Zimbabve, Surinam’a komşu yaptılar. ‘AB’ye gireceğiz’, ‘İlk 10 ekonomi arasına gireceğiz’ derken koskoca Türkiye'yi üçüncü dünya liginin dibine düşürdüler.

SANA ‘DANGALAK’ DİYEN, HAKARET EDENLER Mİ AKILLI?: Aziz milletimize soruyoruz. Bu sana ‘dangalak’ diyen, hakaret eden, ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ diyerek koskoca Türkiye’yi üçüncü dünya liginin dibine düşürenler mi akıllı? Yoksa bilimle ve akılla kavga etmeyin diyerek onları uyarmaya çalışanlar mı akıllı?

ÜLKEMİZİ, MÜLTECİLERE İŞGAL ETTİRDİLER: Bir devlet üç unsurdan oluşur. İlki millet, ikincisi ülke, üçüncüsü ise egemenlik. Milletimizi hayat pahalılığı ile ezdiler. Ülkemizi, mültecilere işgal ettirdiler. Egemenliğimizi ise 3-5 milyar dolarlık SWAP için, Suudi mahkemelerine ipotek ettiler. Ne yazık ki kontrolsüz güç, kontrolsüz göçe yol açtı. Sınırlarımız Nasreddin Hoca’nın Türbesi’ne, ülkemiz ise açık hava mülteci kampına döndü.

AVRUPA’DAN 3-5 MİLYAR AVRO KOPARIP ÜLKEMİZİN SİNSİ DEMOGRAFİK İSTİLASINA, GÖZ YUMDULAR: Bu ülkenin son Başbakanı Binali Yıldırım, 15 Şubat 2018’de çıktı, ‘3,5 milyon mülteciyi ağırlıyor, her türlü ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Ve onların Avrupa’ya gelmesinin bir anlamda önüne geçiyoruz. Bunu yaparken, terör örgütlerinin Avrupa’ya yayılmasının da önüne geçiyoruz’ diye tweet attı. 2018 Haziran’ındaki seçime giderken, Avrupa’ya göz kırptılar. Kontrolsüz güce, Avrupa’dan rıza kazanmak için kontrolsüz göçün Türkiye’ye akmasına izin verdiler. Üstüne Avrupa’dan 3-5 milyar avro koparıp ülkemizin sinsi demografik istilasına da göz yumdular.

TÜM MÜLTECİLERİ TÜRKİYE’DE TUTAN AVRUPA MI AKILLIDIR?: Şimdi aziz milletimize soruyoruz? ‘Mültecilerin her türlü ihtiyacını karşılıyor, onların Avrupa’ya gelmesinin önüne geçiyoruz. Böylece terör örgütleri Avrupa’ yayılmıyor’ diyen, sana ‘dangalak’ diye hakaret eden edep yoksunları mı akıllıdır? Yoksa 3-5 milyar avro verip, tüm mültecileri Türkiye’de tutan Avrupa mı akıllıdır?

VATANDAŞLARIMIZIN PAYINA CEFA, ELOĞLUNUN PAYINA SEFA: Atama Milli Savunma Bakanı, ‘Türkiye’de ve Suriye’de 9 milyon Suriyeliye bakıyoruz’ demişti. Atama İçişleri Bakanı da bayramda çıktı, ‘İdlib’de 57 bin briket evi tamamladık. Yıl sonuna kadar 100 bin evi bitireceğiz’ dedi. Allah aşkına, siz bunları yaparken kime sordunuz? Kimin parasıyla kime hava atıyorsunuz? Bu asil millet öz yurdunda oturacak ev bulamazken bunlar Suriye’de şehirler inşa ediyor. Vatandaşlarımızın payına cefa, eloğlunun payına sefa.

ALLAH AKIL FİKİR VERSİN DİYECEĞİZ AMA: Son bir yılda İstanbul’da kiralar yüzde 126 artmış. Ankara’da kiralar yüzde 116 zamlanmış. Türkiye genelinde kiralardaki artış yüzde 123’e ulaşmış. Ev sahibi ve kiracılar arasındaki kavgalar ayyuka çıkmış.  Bunlar, milletin parasıyla gitmişler Suriye’de ev yapıyor. Sonra da buraya gelip burnundan soluyan millete caka satıyorlar. Şimdi aziz milletimize soruyoruz? Sana, ‘TÜİK’in yüzde 21 kira artış zammına güven’ diyen, TÜİK kira rakamlarını karartınca, millet yaşadığı sorunu hissetmez sanan, İdlib’de 73 okul, 50 cami, 23 sağlık tesisi, 18 sosyal tesis, 25 park, 34 fırın, 40 su kuyusu yaptıklarını da bir de ballandıra ballandıra anlatan, sonra da sana ‘dangalak’ diye hakaret eden edep yoksunları mı akıllı?  ‘Yoksa el iyisi olmanın hesabını bu yönetimden soracağım’ diyenler mi akıllı? Allah akıl fikir versin diyeceğiz ama Allah akıl dağıtırken bunlar ne yazık ki nasibini almamış.

BU ATAMA BAKAN HADDİNİ FAZLASIYLA AŞMIŞTIR: Aynı atama İçişleri Bakanı dün çıktı, ‘Suriyeliler giderse iş insanları isyan eder’ deyiverdi. Ya şu zenginleri ve parayı sevdiğiniz kadar bu milleti, bu ülkeyi, bu devleti sevseniz ya. Nedir bu millete, ülkeye ve devlete gareziniz? Hele bu atama İçişleri Bakanının bir partinin sayın Genel Başkanı için sarf ettiği sözler var ki, hiçbir şekilde kabul edilemez. Tam bir rezalet, kınıyoruz. Onu oraya atayan kişi artık gereğini yapmalıdır. İçişleri Bakanlığı yapmak yerine siyaset yapan, on parmağında on kara siyasetçilere bulaştırmaya çalışan, bu atama bakan haddini fazlasıyla aşmıştır. Görevini yerine getirmeyen bu memur hakkında saray mutlaka gereğini yapmalıdır.

SARAYIN KİBİRLİSİ, SARAYIN BEKÇİSİNDEN KORKMASIN: Atama bakan, ‘İstila olacakmış, kim neyi istila yapacak?’ diyerek, ‘Düzensiz göç adı konmamış bir istiladır’ diyen saray bekçisini bile boşa düşürmüştür. O nedenle sarayın kibirlisi, sarayın bekçisinden korkmasın. Façası bozulan bekçi, bu sefer bu bakanın görevden alınmasına razı olabilir.

‘SWAP’I SEVAP YAPTI: Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti. Saray düne kadar, bu gazeteciyi ‘şehit’ ilan etti. Ama önce, ‘Enayi değiliz, gösteririz, dinletiriz ama vermeyiz’ dediği dosyayı, Suudi Arabistan’a gönderdi, sonra da bayram öncesi ‘SWAP’ı sevap yaptı. Tüm saray şürekâsını alıp Suudi Arabistan’a gitti. Katil dedikleriyle kucaklaştı. Ama daha da vahimi, döner dönmez Suudi basını, ‘Biz davet etmedik, kendisi gelmek istedi’, ‘Bu Erdoğan için tam bir mağlubiyettir’ gibi yazılar yazdı. Erdoğan, ne yazık ki, oturduğu makamın itibarını, bir kez daha ayaklar altına aldı.”

Öztrak, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Mülteciler ile ilgili parti politikasında bir uzlaşmazlık olup olmadığı yönündeki soruya Öztrak, “Partimizin görüşlerini Genel Başkanımız, parti sözcüsü ve grup başkanvekilleri açıklar. Suriyelileri geri gönderme konusunda başından beri tavrımız nettir. Bütün Suriyelilerin en geç iki yıl içinde ülkelerine gönderilmesi milletimize, aziz milletimize taahhüdümüzdür. Biz taahhüdümüzün arkasındayız” yanıtını verdi.

'GEZİYE KİMİN DAVET EDİLİP EDİLMEDİĞİ GENEL MERKEZİMİZİN İŞİ DEĞİLDİR'

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Karadeniz turu sırasında bazı gazetecilerle birlikte çektiği fotoğrafın sorulması üzerine Öztrak, şunları söyledi: “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, kendi memleketine ve komşusu illere Genel Merkezimizin, Genel Başkanımızın bilgisi dahilinde bir bayram ziyaretinde bulunmuştur. Bu geziye kimlerin davet edilip, edilmediği Genel Merkez’imizin işi değildir. Bunlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tercihi olup, bu fotoğrafın Genel Merkezi’mizce teviline ihtiyaç bulunmamaktadır.”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a yönelik sözleri ve Özdağ’ın “Ak muhalefet” söyleminin anımsatılması üzerine Öztrak, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bizim en baştan beri bir prensibimiz var. Mümkün olduğunca muhalefet partilerinin, muhalefet partilerini eleştirmesini doğru bulmuyoruz. Bizim eleştirilerimizin esas muhatabı tek kişilik ucube rejimdir. Bizim derdimiz ülkemizin ufkunu karartan bu ucube rejimi değiştirmektir. Diğer muhalefet partileriyle ilgili yorum yapmayı doğru bulmuyoruz.”

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin “Enflasyon hepimizin ortak meselesidir” açıklaması ile ilgili olarak Öztrak, şunları söyledi: “Sorunun sebebi olanlar, çözümün adresi olamazlar. Nebati Bakan, enflasyonun bir sorun olduğunu nihayet kabul etmiş. Ancak bu sözlerinin bir anlam ifade edebilmesi için faiz sebep enflasyon sonuç safsatasını savunmaktan vazgeçmeli ve başarısız olduğu görevinden affını istemelidir.”

'EDEPLERİYLE KOLTUKLARINDAN AYRILMAYI BİLMİYORLAR'

İçişleri Bakanı Soylu’nun üslubu ile ilgili soru üzerine Öztrak, şunları söyledi: “Bu ülkede kadınları yürüyen merdivenlerde fotoğraflarını çeken, kaçak göçmenleri savunan bir İçişleri Bakanı’nı biz ciddiye almıyoruz. O bakan kadınların fotoğraflarını çeken kaçak göçmenleri savunduğu kadar bu ülkenin sınırlarını savunsaydı bu çirkinlikler bu ülkede yaşanmazdı. Bunlar kendi edepleriyle koltuktan ayrılmayı bilmiyorlar. Cumhuriyetin tüm değerlerini talan edenleri milletimiz eninde sonunda sandıkta evlerine gönderecektir.” (HABER MERKEZİ)