YAZARLAR

Özel okul öğretmenine bunları nasıl dedirtiyorsunuz?

Özel okullardaki hiç bitmeyen döngü büyüyerek devam ediyor: Öğrencinin ödeyeceğine gelince yüksek, öğretmenin alacağına gelince düşük… Türkiye’de 200 bine yakın özel okul öğretmeni olduğu belirtiliyor. Aileleri ile birlikte bu durumdan etkilenen bir milyona yakın insan demek… Peki siyaset acaba böyle bir gücün farkında mı?

Yıllar önce “her şehre bir üniversite” diye çıkılan yolda bugün faturayı belki de 400 bine yakın işsiz öğretmen ödüyor. Üniversitelerde her yıl her branşta binlerce öğretmen yetiştiriliyor ancak her yıl KPSS’ye giren öğretmenlerin yüzde 90’dan fazlası atanamıyor. Hal böyle olunca özel okulların yolunu tutmaktan başka şansı kalmayan on binlerce öğretmen hayatlarını özel okulların koşullarında, onlardan kazanabildikleri kadarıyla sürdürmeye çalışıyor. Çalışıyor ama gel de oradan kazandığınla, o koşullarda yaşa!

Gazete Duvar’da sadece son dönemde çıkan birkaç habere bakınca bile durumun ne aşamada olduğu ve vehameti ortaya çıkıyor:

Hayatları ‘iyileştirme’ bekleyerek geçiyor, “maaş aldığımız için sevinecek hale geldik” diyorlar…

Bunları bir öğretmene nasıl söyletebilirsiniz? Çocukları, gençleri yetiştirmekle görevli insanlara?

Görülüyor ki, yıllarca eğitim almış, devletin ‘öğretmen’ diploması verdiği on binlerce insan, asgari ücret cenderesine sokulmuş, hayat pahalılığı yüzünden hangi ayda anlaşma yaptığına göre aldığı ücretin değişebildiği bir durumla karşılaşıyor. Buna mecbur bırakılıyor.

Fazla mesai de ücrete tabi değil, devletteki yan haklar desen zaten yok…

Hal böyleyken yıllarca öğretmenlik yapmış öğretmenin bile tek amacı öğretmenlikten ilk fırsatta kurtulabilmek olmuş. Ya ne yapsın?

***

Oysa öğretmen dediğin kendisini besleyecek. Kitap okuyacak, sinemaya gidecek, tiyatro izleyecek, gezebilecek… Bunları yapabilecek ki, öğrencisine sadece “müfredatta yazan”ı anlatan ya da “sınavlarda çıkacak soruları ezberleten” değil gerçekten bir şeyler öğretebilen olsun.

Ancak yıllardır bu durum değişmiyor:

Öğretmenini överek veli çekmeye çalışan, idari işlerini de öğretmenlerle yürüten, öğrenciden alacağı ücrete yaptığı zamlarla enflasyon rekoruna oynayan özel okul düzeninde en çok mağdur olanlar öğretmenler!

“İşte bunlar hep eğitimin özelleştirilmesinin sonuçları” denebilir, doğrudur. Eğitimin iki temel öznesinin arasına para hiç sokulmayacaktı.

Tıpkı sağlıkta olması gerektiği gibi…

Gel gör ki oldu bir kere!

“Kamuculuk” öldürüldü…

Ve doğrudur şimdi ‘sektör’ böyle dönüyor. Devlet okullarındaki sıkıntılar yüzünden velilerin de ilk tercihi özel okullar oluyor. İstisna olanlar, kendilerinin farklı olduğunu iddia edenler vardır, itiraz edebilirler. Ancak eğitim dünyasındaki en önemli sorunlardan biri olarak özel okullardaki bu hiç bitmeyen döngü büyüyerek devam ediyor: Öğrencinin ödeyeceğine gelince yüksek, öğretmenin alacağına gelince düşük…

Türkiye’de 200 bine yakın özel okul öğretmeni olduğu belirtiliyor. Aileleri ile birlikte bu durumdan etkilenen bir milyona yakın insan demek…

Peki siyaset acaba böyle bir gücün farkında mı?

Yoksa özel okul öğretmenleri ilelebet kuş kadar maaş alabildikleri için sevinerek yaşamaya mahkûm mu sayılıyor?