Ömer Çelik'ten Ruhsar Pekcan yanıtı: Muhalefetin dediğiyle iş yapmıyoruz

Bakanlığa eşinin şirketinden dezenfektan alımı yaptığı ortaya çıkan eski Ticaret Bakanı Pekcan'ın yargılanması çağrıları sorulan AK Parti Sözcüsü Çelik, “Muhalefetin dediğiyle iş yapmıyoruz” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken gazetecilere açıklama yaptı.

Toplantıda kapsamlı bir gündem bulunduğunu söyleyen Çelik, toplantıda iç, dış politika ve sosyal konularla ilgili gelişmelerin değerlendirildiğini ifade etti.

ABD Başkanı Joe Biden'in Ermeni Soykırımı'nı tanıyan açıklamasına değinen Çelik, “Soykırım kelimesinin milletimiz için, devletimiz için, tarihimiz için kullanılmasını asla kabul etmeyiz, bunu kullananları şiddetli bir şekilde kınadığımızı ifade ediyoruz. Herhangi bir devletin başkanının ya da parlamentosunun bir milletin tarihi hakkında, hukuki olarak soykırımın tanımlanması konusunda hüküm verme yetkisi de yoktur” diye konuştu.

“Biden'in söyleminin tarihi, siyasi ve hukuki açıdan tamamen yanlış ve reddedilmesi gereken bir söylem olduğunu” söyleyen Ömer Çelik, “Bu yaklaşımlar aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından Perinçek kararında da tescil edilmiştir. 1915 olaylarının tartışmalı bir niteliği olduğu, herhangi bir şekilde soykırım olarak nitelendirilmeyeceği, İsviçre'nin bunu bir soykırım kabul edip de bunu inkar etmeyi cezalandırmasına dönük yaklaşımının AİHM içtihatları açısından da kabul edilmeyeceği, bunun bir fikir hürriyeti olduğu net bir şekilde ortaya konulmuştur” dedi.

'BIDEN'IN AÇIKLAMASI ÇOK ŞEYİ SABOTE ETTİ'

“Sayın Biden'ın bu karar veya yaptığı bu açıklama birden çok şeyi sabote etmiştir” diyen Çelik, şöyle devam etti:

“Birinci bu şekilde herhangi bir tarih komisyonuna yaklaşmayan tek taraflı bir provokasyon içerisinde olan diasporanın tezlerine destek verir bir sonuç doğurmuştur. İkincisi Türkiye ile Ermenistan arasındaki ve Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki muhtemel diyalogların hepsinin önünü kesmiştir. Üçüncüsü Ermenistan'ı yine diasporanın provokatif politikalarının rehini haline getirmiştir. Kafkaslar'daki normalleşemeye de büyük bir zarar vermiştir.”

HDP'nin “Ermeni Soykırımı utancıyla yüzleşin” açıklamasını hatırlatan Ömer Çelik, “Hukuken, tarih açısından ve siyasi açıdan son derece özenli bir dil kullanması gereken bir konuda milletimizi ve tarihimizi suçlayan bir açıklama yapmıştır. Asıl yüzleşilmesi gereken mesele, bunu söyleyenlerin PKK katliamıyla yüzleşmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE KKTC'NİN HAKLARININ GASP EDİLMESİNE MÜSAADE ETMEYECEK'

İsviçre'nin Cenevre kentinde yapılan Kıbrıs görüşmelerine değinen Çelik, dün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davetiyle Türkiye'yi ziyaret ettiğini anımsattı.

Çelik, “Şimdiye kadar Rum, Yunan tarafının maksimalist politikaları hiçbir şekilde bir çözüme yanaşmadı. Artık egemen bir devlet olarak KKTC'nin önümüzdeki dönemde hayatına bu şekilde devam etmesi yönündeki yaklaşım çok daha güçlü bir şekilde varlığını sürdürmektedir” dedi.

“Türkiye Cumhuriyeti, KKTC'nin her zaman yanındadır” diyen “Herhangi bir şekilde hak ve menfaatlerinin gasp edilmesine müsaade etmeyecektir. Gerek Kıbrıs adasında KKTC'nin egemenlik haklarının gasp edilmesine gerek Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerinin gasp edilmesine dönük bütün tutumların karşısında KKTC ile birlikte mücadele edecek bir Türkiye vardır. Buradan bir kere daha egemen bağımsız KKTC'ye selamlarımızı iletiyoruz” şeklinde konuştu.

'DEMOKRATİKLEŞME AÇISINDAN DEVRİMCİ BİR ADIMDIR'

Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde, 27 Nisan 2007 günü yayınlanan ve "e-muhtıra" olarak adlandırılan açıklamanın yıl dönümü olduğu hatırlatılan Çelik'e, bu konudaki düşüncelerinin soruldu.

Muhtıra teşebbüsüne ilk defa Cumhuriyet tarihinde bir hükümetin tavır koyduğunun söyleyen Çelik, “Daha önceki muhtıralarda her zaman şu söylenirdi, 'hükümet işte gereğini yapsın.' Onun üzerine de hükümetler maalesef gereğini yaparlardı. Ondan sonra da demokrasimiz sakatlanırdı. O gece de bu olduğu andan itibaren biz toplandık ve karşı bildiriyi yazmak üzere çalışmalarımızı sürdürdük. Verilen karar başbakanımız tarafından bunun sonuna kadar gidilmesi, bedeli ne olursa olsun ne pahasına olursa olsun buna cevap verilmesi gerektiği şeklindeydi” ifadelerini kullandı ve şunları söyledi:

“Maalesef Türkiye'deki bu çirkin ve yanlış askeri vesayet geleneğinin bir neticesi olarak bunda imzası bulunan, yayınlanmasının başını çeken Genelkurmay Başkanı'nın Başbakanlığın telefonlarından kaçtığı bir dönem gördük. Bu aslında şunu gösteriyordu, bu çirkin muhtıra geleneğinin Türkiye'deki siyaseti, demokrasiyi nasıl kirlettiği. Aynı şekilde de TSK'yi nasıl politize ettiği, nasıl zor duruma düşürdüğü gibisinden bir yaklaşımdı ve cevap verilmesinin Türk siyasi tarihi açısından şöyle bir önemi vardır. Türk siyasi tarihinde ilk defa bir hükümet muhtırayı kabul etmemiştir. Bu askeri vesayet geleneği içerisinde iletilen bu muhtıra reddedilmiştir. Reddedilmesiyle birlikte de kabul edilseydi muhtıra olacak şey, kabul edilmediği için kağıt parçasına dönmüştür. Aslında bu vesayet kalıntılarından demokratik konsolidasyona geçiş bakımından son derece önemli bir dönüm noktasıdır. Demokratikleşme açısından da devrimci bir adımdır.”

'KILIÇDAROĞLU'NUN BÜYÜK BİR KOORDİNAT PROBLEMİ VAR'

Çelik, muhalefetin, bakanlığa eşinin şirketinden dezenfekan alımı yaptığı ortaya çıkan eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın görevini kötüye kullandığı ve Yüce Divan'da yargılanması için soruşturma komisyonu kurulması gerektiği yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine, “Muhalefetin dediğiyle iş yapmıyoruz” karşılığını verdi.

Ömer Çelik, soru üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, soykırımı açıklaması nedeniyle ABD Başkanı Joe Biden'a tepki gösterirken hükümetin dış politikasını eleştirmesine de yanıt verdi.

“ABD Başkanı Joe Biden'a bir söz söyleyip arkasından hükümete üç söz söyleyen bir siyasi yaklaşım inşallah ortaya çıkmaz diye zihnimin bir kenarında bir temenni vardı. Bu temenninin boş olduğu görüldü” diyen Çelik, şu cevabı verdi:

“Maalesef bu zihniyet yapısı, bu özgüvensiz zihniyet, sürekli olarak kendi ülkesini, kendi hükümetini suçlamak şeklinde sürekli olarak karşı tarafı haklı görme şeklinde. Frantz Fanon'un 'Siyah Deri Beyaz Maskeler' kitabındaki psikolojileri hatırlatan bir yaklaşımı sürekli olarak önümüze koyuyor. Bu tip bir durumda, bir millet böyle bir iftiraya uğramış, nettir bu. Bu iftirayı yapan kim olursa olsun yanlış yapıyor, koyacak tavır budur. Bu tip bir durumda sağlıklı bir siyasi akıl, 'Hükümetle birlikte bu meseleyi nasıl aşarız' diye düşünür. Yabancı devlet başkanının ortaya koyduğu bu iftiraya sahip çıkıp, ona (hükümete) kızmaya gerek yok. 'O iç politikasının gereğini yapıyor' diyor Sayın Kılıçdaroğlu, ondan sonra dönüyor kendi hükümetine kızıyor. Burada çok büyük bir koordinat problemi var, çok büyük bir duruş problemi var.” (ANKARA/AA)