'Milyonlarca kadınla eşit ve özgür bir dünyayı yaratacağız'

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla İzmir'de basın açıklaması düzenleyen Kadın Meclisleri, bu yıl 269 kadının öldürüldüğünü ve 152 kadının ise şüpheli bir şekilde öldüğünü belirtti. Açıklamada, “Birbirini hiç tanımayan milyonlarca kadınla, tüm kadınların şiddetten ve sömürüden kurtulduğu eşit ve özgür bir dünyayı da yaratacağız” denildi.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - İzmir'de25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde bir araya gelen Kadın Meclisleri, basın açıklaması düzenledi.

“Şiddeti, cezasızlığı, şüpheli ölümleri, kadın cinayetlerini durdurmak için İstanbul Sözleşmesini uygulatacağız” yazılı pankart ile “Kadın cinayetlerini durduracağız”, “Cezasızlık son bulacak” yazılı dövizler taşınan açıklamada, sık sık “Asla yalnız yürümeyeceksin” sloganı atıldı.

Açıklamaya boşandığı erkek tarafından öldürülen Büşra Yabaşkul'un annesi Zuhal İnce ve teyzesi Ayşe Ercan, uzaklaştırma kararı bulunan, boşanmaya çalıştığı erkek bıçaklanan ve tedavisi devam eden Aycan Beysülen'in kuzeni Esra Beysülen, uzaklaştırma kararı bulunan ve boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından çalıştığı iş yerinde bıçaklanan Emine Y. de katıldı.

'BU ÜLKEDE KADINLAR HER GÜN YAŞAM MÜCADELESİ VERİYOR'

Kadınlar adına açıklama yapan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri üyesi Hilal Susuz, kadınların her gün kendi hayatlarına dair karar aldıkları için öldürüldüğünü belirterek, bu yıl 269 kadının öldürüldüğünü ve 152 kadının ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiğini söyledi:

“Pınar, Melek, Emine, Fatma, Özlem, Esma isimlerini sayamadığımız nicesi pandemi ya da deprem değil, erkek şiddeti ile öldürüldü. 1 gün içinde 4 kadın öldürüldü. İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı her biri hayatta olacaktı. Bu ülkede kadınlar her gün yaşam mücadelesi veriyor. Kadınlar korunmak istiyor. Sosyal medyadan seslerini duyuruyor. Her gün karakola gidip koruma,uzaklaştırma kararları alıyorlar. Adalet için o mahkemelerin kapılarını aşındırıyorlar. Ama o verilen kararlar etkin uygulanmıyor. Kadınlar o adalet aradıkları mahkemelerin önlerinde öldürülüyor. Kadınlar öldürülüyor ve üzeri intihar, kaza diye örtülmeye çalışılıyor. Şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden kadınların yakınları, tüm şüphelerin üzerine gidiyor. Bilimsel yöntemlerle, adalet mücadelesiyle gerçeğin açığa çıkması için mücadele ediyoruz.”

'FAİLLER CEZASIZLIKTAN CESARET ALIYOR'

Kadın cinayetlerindeki cezasızlık politikasına da değinen Susuz, faillerin bu cezasızlık politikasından cesaret aldığını ifade etti.

Susuz, “Bir kadına şiddet uygulayan erkek ceza almadığı için başka bir kadını öldürüyor. Artık kadınlar işkence ile şiddete uğruyor, çocuklarıyla birlikte öldürülüyor. Failler bu cesareti nereden alıyor çok iyi biliyoruz. Sorumluluklarını yapmayan kolluk kuvvetinden alıyor. Görevini yerine getirmeyenler hakkında işlem yapmayan, kadınlar için adalet sağlamayan yargıdan alıyor. Yasaları uygulamayanlardan, mekanizmaları işletmeyelerden, siyasi irade ortaya koymayalardan alıyor” dedi.

'ÇÖZÜM YOLUNA SALDIRI KADINLARIN HAYATINA MAL OLUYOR'

Kadın cinayetlerini durdurma iradesi ortaya koymayanların İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi tartışmaya açmaya çalıştığını söyleyen Susuz, kadınların İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı yasa uygulanmadığı için öldürüldüğünü kaydetti.

Kadınların bugün İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması için alanları doldurduğunu vurgulayan Susuz, “Çözüm yoluna saldırılması, tartışmaya açılması kadınların hayatına mal oluyor. Ama biz kadınları yaşatacak olan İstanbul Sözleşmesi için meydanları doldurduk. İstanbul Sözleşmesi yaşatır dedik, saldırıları püskürttük. Şimdi de şiddeti, cezasızlığı, şüpheli ölümleri, kadın cinayetlerini durdurmak için: İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız” diye konuştu.

'EŞİT VE ÖZGÜR BİR DÜNYAYI YARATACAĞIZ'

Her alanda olduğu gibi üniversitelerde de toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sonuçlarını yaşadıklarını dile getiren Susuz, “Genç kadınlar şiddetten kurtulmaya çalışıyor. Tıpkı Melek Aslan gibi. Şiddetten korunmak için koruma kararları aldırırken, geride kitapları kalıyor. Tıpkı Pınar Aslan, Zeynep Şenpınar gibi. Hepsi kendi ayakları üzerinde durmak, kendi kararlarını almak, eşitçe yaşamak istiyordu. Biz ölmek değil yaşamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Çalışan kadınların uğradıkları hak gasplarına karşı da birlikte mücadele ettiklerini vurgulayan Susuz, “'Ev işi ile meşgul' bahanesi ile işgücü bile sayılmamaya, ev içi emeğimizin hiçe sayılmasına karşı mücadele ediyoruz. İşsizliğe, güvencesiz, esnek çalışma koşullarına, daha düşük ücretle çalıştırılmaya, kıdem tazminatı gaspına, sendikasızlığa karşı mücadele ediyoruz” dedi.

Tüm kadınlarla birlikte eşit ve özgür bir dünyayı yaratacaklarını ifade eden Susuz, son olarak şunları söyledi:

“Fikrimizle, aklımızla, örgütlü gücümüzle kadınların eşit yaşam mücadelesini büyütüyoruz. İşçi kadın meclisleri ile, üniversite kadın meclisleri ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Kadın Meclisleri olarak, birbirini hiç tanımayan binlerce, milyonlarca kadınla, tüm kadınların şiddetten ve sömürüden kurtulduğu eşit ve özgür bir dünyayı da yaratacağız.”

'NE ZAMAN ETRAFIMIZA BAKMADAN YÜRÜYECEĞİZ'

Öte yandan uzaklaştırma kararı olmasına rağmen çalıştı işyerine gelen boşanmak istediği eşi tarafından bıçaklanarak yaralanan Emine Y. de açıklamada söz aldı.

Emine Y., “Biz kadınlar ne zaman etrafımıza bakmadan yürüyeceğiz? Artık adalet sağlansın artık kadına yönelik şiddet son bulsun” diyerek tüm kadınları davasına davet etti. (DUVAR)