Muzla değil 'dışkı' alan sanat piyasasıyla dalga geçmeliyiz

The Guardian’ın ünlü sanat eleştirmeni Jonathan Jones, 9 Aralık’ta yayınlanan “120 bin dolarlık muzla dalga geçmeyin, o zaten esprinin kendisi” başlıklı yazısında, Maurizio Cattelan’ın duvara muz yapıştırmasıyla değil, sırf espri olsun diye duvara yapıştırılan muza para ödeyen sanat piyasasıyla dalga geçilmesi gerektiğini söylüyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - The Guardian’dan Jonathan Jones’un vurguladığı gibi, Art Basel Miami Fuarı’nda Maurizio Cattelan’ın duvara yapıştırdığı muzu sergileyen Parisli galerici Emmanuel Perrotin’in sattığı şey, aslında muzun kendisi değil, fikirdi. Jonathan Jones, “Maurizio Cattelan’ın anlatmaya çalıştığı şey, sanat dünyasının muz cumhuriyeti olduğu” diyor.

Jonathan Jones, öncelikle duvara yapıştırılan muzun nerede olduğuna dikkatimizi çekiyor: Miami Beach’te açılan Art Basel Fuarı, merkezi İsviçre’de olan ama yaz aylarında Florida’nın güneşinden faydalanmak isteyen sanat severler için düzenlenen, tamamen ticaret amaçlı bir fuar. Jones’un belirttiği gibi, Basel’deki bir fuarın Florida’da açılması, hiç giyilmeyecek ürünlere sadece ‘haute couture’ oldukları için para ödeyen lüks meraklılarına, çağdaş sanatı bir ‘lüks’ olarak sunmaktan başka bir amaca sahip değil. Sanat piyasasının lüks düşkünü alıcıları, Jones’un deyimiyle favori sanat tacirlerinin açtığı fuarlar arasında ‘göçmen kuşlar gibi’ mekik dokuyorlar.

MUZUN YERİNE KIRMIZI RUJLA GRAFFİTİ 

Duvardaki muz meselesine dönersek, bu eserin ismi, “Komedyen”. Maurizio Cattelan, daha önce Winston Churchill’in doğduğu Blenheim Sarayı’na, altından yapılmış ve ziyaretçilerin kullanabileceği şekilde kanalizasyona bağlı şekilde yerleştirilen, ‘Amerika’ adlı altın klozetiyle yakın zamanda yine gündemdeydi. Sarayda açılan bir çağdaş sanat sergisi kapsamında yerleştirilen ve 1 milyon sterlin değer biçilen bu işlevsel klozet, 14 Eylül 2019’da çalındı!

Altın klozetin ardından muz meselesiyle tüm dünya medyasının gündeminde yer edinmeyi başaran Maurizio Cattelan’ın Art Basel fuarındaki yapıtı, “Komedyen” ise fuar standına su geçirmez bantla yapıştırılmış, gerçek bir muzdan ibaretti. Geçtiğimiz hafta sonunda, “Komedyen”in 120 bin dolara satıldığı duyuruldu. Bu haber üzerine, fuar için Miami’ye gelen herkes Art Basel’de muzun bulunduğu standa gelip, “Komedyen” ile selfie çekme kuyruğuna girdi. Selfie kuyruğuna girenlerden biri olan sanatçı David Datuna, duvardaki gri bandı söküp muzu aldı ve muzun kabuğunu soyup yedi. Bunun üzerine duvara yeni bir “Komedyen” yerleştirildi ama ardından başka bir olay çıkmasın diye vazgeçilip ikinci muz sergiden kaldırıldı. Bu sefer de bir graffiti’ci fuara gelip “Komedyen”in bulunduğu boş duvara kırmızı rujla “Epstien (sic) didn’t kill himself” (Epstein intihar etmedi*) yazdı.

Miami Herald gazetesi, bu olayı vandalizm olarak görmek yerine ‘performans sanatı’ olarak tanımlarken duvara rujla yazı yazan 46 yaşındaki Massachusettsli Roderick Webber gözaltına alındı. Roderick Webber, güvenlik görevlileri tarafından fuardaki stanttan uzaklaştırılırken, “Burası herkesin sanatını sergileyebileceği bir galeri, değil miydi?” diye bağırıyordu... Güvenlik görevlileri duvara yazılan yazıyı da hemen temizledi.

Tekrar muza dönecek olursak... Jonathan Jones’un belirttiğine göre, şu ana kadar hiç kimse Cattelan’ın Datuna’ya duvardaki muzu yemesi için para ödediğini iddia etmedi. Jones ise Cattelan’ın altın tuvaleti ve duvara muz yapıştırma işleri arasında ortak bir nokta olduğuna dikkat çekiyor. İki işte de objeler sarı renkte, altın obje ile muz arasında malzeme maliyeti açısından fiyat farkı olsa da Cattelan, altından bir klozet yapıp buna ‘Amerika’ ismini vererek Amerika’nın ‘tuvalet’ olduğunu söyledi. Cattelan altın tuvaletine herkesin pislemesine izin verdiği gibi, duvara yapıştırdığı muzla da derdini aynı şekilde söylüyordu: “Biz hepimiz yiyip, içip, dışkı üretip, ölen organizmalarız.” Jones’a göre Datuna’nın çürümeye yüz tutan duvardaki muzu yemesi ve elbette bu muzu öğüttükten sonra mecburen dışkısından çıkarması da Cattelan’ın bu düşüncesinde haklı olduğunun kanıtı. Jones’a göre Cattelan, altın klozeti ile ‘gözünü para hırsı bürümüş sanat piyasasında’ eserin kendisine değil 'konseptine' para ödendiğini vurgulayarak dalga geçiyordu. Duvara yapıştırdığı muz ise yine aynı espriyi içeriyordu ama durumu biraz tersine çevirerek: Bu sefer objenin malzemesi ya da tekniği değil, sergileniyor olması onu sanat yapıtına çevirdi ve maddi değer kazandırdı.

DAMIEN HIRST’E GÖRE SANAT TACİRLERİ ‘AHMAKLARA DIŞKI SATIYOR’

Jonathan Jones, Damien Hirst’in sanat tacirlerinin, ‘ahmaklara dışkı satan’ memnuniyetsiz insanlar olduğunu söylediğini hatırlatarak Cattelan’ın da aynı düşünceyi göstermeye çalıştığını belirtiyor. Art Basel Miami Fuarı’nda Cattelan’ın duvara yapıştırdığı muzu sergileyen Parisli galerici Emmanuel Perrotin, hem standında bir muzun sergilenmesiyle hem de bu muzun yok edilmesiyle uğraşmak zorunda kaldı. Aslına bakılırsa galerici Perrotin, 1995’te Cattelan’ın isteğiyle devasa bir tavşan kostümü bile giymişti.

Maurizio Cattelan, trajikomediyi çağdaş sanat formu olarak uygulayan bir sanatçı. Marcel Duchamp, ters çevrilmiş bir pisuvar veya kar küreği sergilediğinde hiç kimse bu ‘hazıryapım’ objelerin maddi bir değeri olduğuna inanmadı, hatta Duchamp’nın bu eserleri çöpe atıldı. Bugün müzelerde sergilenen Duchamp’nın bu tip eserleri, çok sonraları, sanatçının 1960’larda kavramsal sanatın kahramanı haline geldiğinde yeniden üretilmiş versiyonları. Jones’un belirttiği gibi, bugün sanatın paradan bağımsız olması mümkün değil ve 'Dada tavırlar bile' artık para ediyor.

"Piyasayla dalga geçmek için duvara muz yapıştıran sanatçı, bir başka sanatçı gelip muzu yediğinde, sahne arkasında palyaço makyajıyla hüzün içinde oturup, muzu yiyen diğer sanatçının komedinin yeni yıldızı olmasını izliyor...”

'KOMEDYEN CATTELAN’IN OTOPORTRESİ'

Jonathan Jones’un vurguladığı gibi, Art Basel Miami Fuarı’nda Cattelan’ın duvara yapıştırdığı muzu sergileyen Parisli galerici Emmanuel Perrotin’in sattığı şey, aslında muzun kendisi değil, bir fuar standına muz yapıştırıp bunu sergileme ‘fikri’.

Jonathan Jones, dalga geçilmesi gereken şeyin duvara muz yapıştırmak değil, buna para ödemek olduğunu vurgularken, Cattelan’ın, tıpkı kahramanı Duchamp gibi bir ‘filozof’ olduğunu savunuyor. Cattelan, sanat piyasasını çökertmeye çalışmıyor, aksine sanat piyasasında ödenen fiyatların saçmalığıyla dalga geçiyor. “Cattelan, yaptığı şakanın hiçbir işe yaramayacağını bilen bir palyaço. Komedyen ise Cattelan’ın otoportresi. Ancak o, bu palyaço rolünü üstlenmekten aslında mutlu değil.”

Jonathan Jones, The Guardian’daki yazısında sanat fuarına gidip de evinin duvarına gri bantla yapıştırılacak bir muz satın alan birinin ancak bir ‘ahmak’ olabileceğini açıkça yazmaktan çekinmiyor. “Duchamp’nın Çeşme’sinin sergilenmesinin üzerinden yüzyıldan fazla zaman geçtiği halde, bir galeriye klozet yerleştirmek halen global anlamda dikkat çekiyor. ‘Komedyen’ bu açıdan sanat piyasasının vardığı en dip ve en tepe noktayı oluşturuyor… Piyasayla dalga geçmek için duvara muz yapıştıran sanatçı, bir başka sanatçı gelip o muzu yediğinde, sahne arkasında palyaço makyajıyla hüzün içinde oturup, muzu yiyen diğer sanatçının komedinin yeni yıldızı olmasını izliyor.”

[*Bu cümle, son dönemde internet meme’si haline gelen ve graffiti olarak çeşitli yerlere yazılan bir komplo teorisi. Amerikalı yatırımcı Jeffrey Epstein, cinsel saldırı suçu yüzünden hapse girdikten sonra 10 Ağustos 2019’da kaldığı hapishane hücresinde ölü bulundu. Devlet makamları olayın intihar olduğunu söylemesine rağmen Epstein’ın avukatları cinayet olduğunu savunuyor. Bu konuyla ilgili soruşturmalar halen devam ediyor.]

(Derleyerek çeviren Melishan Devrim)

Kaynaklar:

Jonathan Jones yazısı 

Altın tuvaletin çalınması  

Miami Herald