Koronadan sonra: Solunuma dikkat

Covid 19 ile mücadelede medikal tedaviler hayati önem taşıyor. Ancak ülkemizde tedavi sonrasında uygulanması gereken rehabilitasyon süreci pek bilinmiyor. Korona salgını ile birlikte solunum fizyoterapisi alanında ihtiyacın arttığına dikkat çeken Uzman Fizyoterapist Burçak Öcal, Covid-19 ile mücadelede özellikle risk faktörü taşıyan popülasyon için solunum rehabilitasyonunun önemini anlattı.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Korona pandemisi nedeniyle dünya genelinde vefat edenlerin sayısı 1 milyonu aştı. Dünyada ve Türkiye’de aşılar insanlar üzerinde de denenmeye başlanırken, bir yandan da Covid-19'a yakalanan kişileri iyileştiren tedavi yöntemleri için araştırmalar sürüyor.

Covid 19 ile mücadelede medikal tedavinin yanı sıra uygulanan yöntemlerden birisi de solunum rehabilitasyonu. Bu yöntemde amaç, semptomları azaltarak bireylerin yaşam kalitesini artırmak. Peki, solunum rehabilitasyonu nedir?

Gazete Duvar’a değerlendirmelerde bulunan Uzman Fizyoterapist Burçak Öcal, bu uygulamayı, “Hastalığa bağlı gelişen problemlerin kişiselleştirilmiş egzersiz ve eğitim programı ile azalan solunum kapasitesini ve fiziksel fonksiyonel kapasiteyi en üst düzeye çıkarmayı sağlayan rehabilitasyon yöntemidir. Bireylerin yaşam kalitesini ve konfor düzeyini artırarak, hastalığa bağlı gelişen ankisiyete ve depresyonu azaltır” diye açıklıyor.

‘AKCİĞER KAPASİTESİNİN AZALMASIYLA EFOR KAYBI YAŞANIYOR’

Hastalık her vakada aynı şekilde ortaya çıkmıyor. En belirgin semptomlar neler?

Hastalığın tespiti için belirti ve bulguları incelediğimizde, semptomlar oldukça değişkenlik göstermekle birlikte; ateş, öksürük, nefes darlığı, baş ağrısı, yaygın kas ağrısı, bulantı, kusma, karın ağrısı, diyare, hareket bozukluğu ve fonksiyon kaybı, tat ve koku duyusu kaybı gibi problemler gözlemleniyor.

Hastalığın seyri bireylerde semptomsuz enfeksiyondan, hafif üst solunum yolu enfeksiyonu, solunum yetmezliğine neden olan pnömoni, şok, kardiyak yetmezlik, çoklu organ yetmezliği ve hatta ölüme varan bir çeşitlilik sebebiyle hafif, orta, şiddetli, kritik şeklinde sınıflandırılıyor.

Virüsün akciğerlere zarar vermesi dışında başka ne tür problemlere yol açıyor?

Hastalığa bağlı ölüm sebepleri araştırıldığında solunum sistemi tutulumunun ön planda olması, hastalığa bağlı gelişen diğer problemleri geride bırakıyor. Yapılan çalışmalarda hem virüsün hem de uzun süreli yatak istirahatinin yaygın damar içi pıhtılaşmaya neden olduğu ve bu yüzden kardiyovasküler ve nörolojik komplikasyonları artırabildiği gözlemlendi. Pıhtı; akciğerde, akciğer atardamarının tıkanmasına, bacaklarda derin toplardamarlarda tıkanıklığa, beyine giden atardamarlarda kanın aniden kesintiye uğraması sonucunda inmeye (felç) sebep olabiliyor.

Nörolojik tutulumu üç alt grupta inceleyecek olursak santral sinir sistemi yani baş ağrısı ve kafada boşluk hissi, felç, periferik sinir sisteminde ise nevralji, tat, koku, görme bozukluğu ve son olarak iskelet kası tutulumu şeklinde gözlemlenmektedir. Bunun dışında bireyler hastalığı atlatsa dahi akciğer kapasitesinin azalmasıyla efor, kas gücü ve hareket kaybı, hareketsizliğe bağlı kas iskelet sisteminde oluşan ağrılar, denge bozuklukları, kronik yorgunluk yaşanmakta.

‘ANKSİYETE VE DEPRESYONU AZALTIR’

Peki, Covid 19 hastaları medikal tedavi sonrasında nasıl bir süreç izlemeli?

Hastalığa yakalanmamak için alınan önlemler, hastaların izolasyonu ve virüsle ilgili uygulanan medikal tedaviler elbette hayati önem taşıyor. Ancak bunlar kadar değerli olan ve hastaların günlük yaşam aktivitelerini, yaşam kalitelerini artırmaya yönelik uygulanması gereken rehabilitasyon süreci pek bilinmiyor.

Oysa ki hastalığı atlatan ancak hastalığın etkilerinden kurtulamayan bireylerde uygulanan kardiyopulmoner (solunum) rehabilitasyon süreci; solunum kapasitesini ve fonksiyonel kapasiteyi en üst düzeye çıkarıp, yaşam kalitesini artırarak, ankisiyete ve depresyonu azaltır.

Kardiyopulmoner rehabilitasyon nedir?

Covid 19 ile her ne kadar yeni tanışmış olsak da, kardiyopulmoner (KPR), yıllardır dünyada ve ülkemizde medikal tedaviye ek olarak, günlük yaşam aktiviteleri ve yaşam kalitesi azalmış, egzersiz toleransı düşmüş solunum sistemi tutulumu yaşayan hastalarda uygulanıyor.

Kardiyopulmoner rehabilitasyon, korana virüsü hastalığı sonrasındaki solunum sistemi, kardiyovasküler sistem ve sinir sistemi tutulumunun oluşturduğu komplikasyonlarla başa çıkabilmemize olanak sağlayacak bir yöntem. Solunum rehabilitasyonu olarak da adlandırılan bu yöntem, kalp ve akciğerlere ait problemlere yönelik tedavi yaklaşımlarının tümünü içeriyor.

‘REHABİLİTASYON SÜRECİ KİŞİYE ÖZEL OLMALI’

Kardiyopulmoner rehabilitasyon neden gerekli?

Amacımız, semptomları azaltmak, solunumu kolaylaştırmak, fonksiyonel durumu düzeltmek, hareketliliği sağlamak ve efor kapasitesini artırmak. Duygu durumunun iyileştirilmesi, bireylerin motivasyonunun artırılması da hedeflerin içinde. Ancak virüsün etkileri her bireyde farklı olduğundan rehabilitasyon süreci de kişiye özel olmalıdır. Çünkü tedavi virüsün bıraktığı hasara, kişinin taşıdığı risk faktörlerine, yaş ve fiziksel özelliklere göre farklılıklar göstermektedir.

İçerisinden geçtiğimiz ve hastalığın neredeyse kara bir bulut gibi gökyüzünü kapladığı dönemde elbette önceliğimiz Covid 19'a yakalanmış bireylerin mümkün olduğunca, uzun hastane süreçlerine maruz kalmadan evlerinde tedavilerinin gerçekleşmesidir. Fakat hastalığı ayakta geçiren hastalar dahi, antikor geliştirmiş oldukları görülmesine rağmen, merdiven çıkamama, tempolu yürüyememe, erken yorulma, nefes darlığı gibi şikâyetlerde bulunuyor. Bu nedenle gerek ayakta geçirilen tedavi sürecinde virüsün zararlarını hafifletmek gerekse hastalık bittikten sonra akciğerlerde meydana gelen hasarın etkilerini hafifletmek adına solunum rehabilitasyonu konusuna mutlaka dikkat edilmelidir.

‘OLDUKÇA BAŞARILI SONUÇLAR ALINDI’

Peki, bu yöntemle hastalığı geçirenlerin fiziksel yapısında meydana gelen bozuklukları nasıl tedavi ediyorsunuz?

Öncelikle tıbbi değerlendirmeler sonucunda hastanın problemlerini tespit edip tedavi programı belirliyoruz ve hasta eğitimi ile destekliyoruz. Bu tedavi programı solunum kapasitesini artırmak için özel solunum egzersizleri, pozisyonlamalar ve gerekirse yardımcı cihazların kullanımı ile olması gereken solunum paternine ulaşmayı hedefliyor. Ayrıca kas iskelet sistemine bağlı oluşan ağrı, kas güçsüzlüğü, hareket kısıtlılığı gibi problemlere yönelik tedaviler de hastaya uygulanıyor.

Son olarak korona ile mücadelede solunum rehabilitasyonunun yaygın kullanımı için neler yapılabilir?

2017-2018 yılları arasında Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Bayram Yılmazkaya’ nın yaptığı Bypass cerrahisi sonrasında uygulanan kardiyopulmoner rehabilitasyon ile hastaların yaşam kalitesinde artış ve kaygı düzeylerinde azalmayı net olarak gözlemledik ve bilim dünyasıyla paylaştık. Dolayısıyla tedavi süreci denendi ve oldukça başarılı sonuçlar alındı.

Solunum rehabilitasyonunun Sağlık Bakanlığı nezdinde hizmet veren tüm kamu kurum ve kuruluşlarının tedavi süreçlerine dahil edilmesi gerektiğine inanıyorum. Yalnızca Sağlık Bakanlığı’na bağlı birimlerin değil, aynı zamanda STK olarak görev yapan yetkin kurumların ve hatta belediyeler ve yerel yönetimlerin de pandemi sürecinde ve sonrasında bu tip hizmetlere ağırlık vermeleri gerekiyor.