Demirtaş: Bahçeli Erdoğan’a, 'Çözüm sürecini boz’ teklifi yaptı

Kobanê Davası’nın 13’üncü duruşmasında iddia makamı, kuvvetli suç şüphesi iddiasıyla siyasetçilerin tutukluluk hallerinin devamını talep etti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - IŞİD'in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 13’üncü duruşması 7'nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü duruşma salonunda görülmeye devam ediyor.

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına HDP’li milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda avukat katıldı.

Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.

Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başlayan duruşmada, iddia makamı mütalaasını yazılı olarak sundu.

Sonrasında duruşmaya ara verilirken, bu sırada SEGBİS’ten bağlanan siyasetçiler ile duruşmaya katılan milletvekilleri sohbet etti.

TUTUKLULUK DEVAM YÖNÜNDE MÜTALAA

Aranın ardından mütalaasını özetle açıklayan iddia makamı, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) tutukluğuna dair yaptığı başvurusuna, “tutukluluk süresi makul” gerekçesiyle gelen ret cevabını hatırlatarak, kuvvetli suç şüphesi iddiasıyla siyasetçilerin tutukluluk hallerinin devamını talep etti.  

Mahkeme başkanı, mütalaanın cezaevlerindeki tutuklulara tebliği için müzekkere yazıldığını belirtti.

SAVCI VE MAHKEME HEYETİ BİZE KARŞI DÜŞMANLIK BESLİYOR

Mütalaaya karşı ilk olarak söz alan Zeynep Ölbeci, savcının mütalaada kendisinin yurt dışına kaçarken yakalandığını iddia ettiğini hatırlatarak, “Ben markete giderken İstanbul'un ortasında gözaltına alındım. Nasıl yurt dışına çıkarken yakalandığım söylenebilir? Bu bile savcının ve mahkeme heyetinin bize karşı besledikleri düşmanlık ve kinin göstergesidir” dedi.

Önceki dönem MYK üyesi Nazmi Gür, paralel yargı mekanizmasına dikkat çekerek, “Paralel yargının kabul edilemezliğini her dönem biz savunduk. 15 Temmuz öncesinde paralel yargının yerleştirilmesi ya da örgütlenmesinin tamamında mevcut hükümetin imzası var. O yolları birlikte yürüdüler, yağmurlarda beraber ıslandılar. Şimdi bunun suçunu da bizim üstümüze atmaya çalışıyor. Siz birleşen dosyalarla bu kovuşturmayı genişletiyorsunuz. Bu dosyayla ilgili olmasa bile gizli tanık beyanlarını dosyaya ekliyorsunuz. Geçmişte paralel yargının ve paralel polisin ürettiği bir takım sahte belgeleri bize karşı kullanıyorsunuz. Bu yargılama etiğine aykırıdır” diye konuştu.

‘BU KADAR ŞİŞİRİLMİŞ İDDİALARA KARŞI BİR GÜNLÜK SAVUNMA MÜMKÜN DEĞİL’

HDP eski Parti Sözcüsü Günay Kubilay savunmanın bir gün ile sınırlandırılmasına tepki göstererek, “Bu karar alındıktan sonra her yerde tartışıldı. Bu kadar şişirilmiş ve genişletilmiş bir iddianameye dair bir gün savunma yapmak mümkün değildir. Umarım bu karar yeniden gözden geçirilir” dedi.

DEMİRTAŞ: BU YARGILAMA CUMHUR İTTİFAKI ELİYLE YÜRÜTÜLEN ALENİ BİR SUÇTUR

"Elimizden geldiğince hukuksuzlukları kayda geçirmeye çalışıyoruz. Mahkemenizi yasalara davet etmek için çağrı yapmıyorum" diyen önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Sadece kayda geçiriyoruz. Mütalaanın kendisi hukuksuzlukta nasıl sınır aşılır, onun göstergesi. Neden bunu yapıyorsunuz? Kamuoyu bu davayı izliyor ama en çok Saray izliyor. Her grup toplantısında Devlet Bahçeli illaki ismimizi geçiriyor, hakaret ediyor. Unutmamak için. Cumhur İttifakı halkımıza karşı işlenen suçların ortaklığıdır. Bu yargılama da ağır suçlarından biridir" ifadelerini kullandı. Demirtaş sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"7 Haziran’ın yıl dönümündeyiz. Ne olduğunu tekrar hatırlayalım. 7 Haziran’da HDP olarak bütün saldırılara rağmen yüzde 13,2 oyla Meclis’e girdiğimizde AKP artık tek başına iktidar olamadı. Devlet Bahçeli ‘Kürtler çok oldu. Kürtler aldıkları oyla siyaseti belirleyecek duruma geldi’ diyerek Erdoğan’a şu teklifi yaptı: ‘Çözüm sürecini boz. İçeride dışarıda Kürtlerin menfaatine ne varsa boz. Biz de seni başkan yaptıracağız.’ Erdoğan bunun neden kabul etti? Çünkü Erdoğan’ın önüne konulan dosyalardan birinde Erdoğan’ın suçları da vardı. Önce Kürtlere saldırılıp sürecin bozulmasına bir alt yapı oluşturmak gerekiyordu. İktidarın diyalog niyetinden vazgeçtiğini biz hendekler kurulmadan önce fark ettik. Olayların öyle büyümesini istiyordu ki hesapları başkaydı. Koskoca ordunun birkaç mahalleyi güvenlik açısından stabil hale getirmesi çok mu zordu? Başka bir amaç vardı? Biz o zaman çözemiyorduk ama zamanla farkına vardık. Meğerse Cemaatçiler darbeye zemin hazırlamak için operasyonu büyütüyor, iktidar ise karşı hamle yapmak için çalışıyor. Olan Kürtlere oluyor.”

‘SEÇİMLERDE BU İKTİDARI SANDIĞA GÖMECEĞİZ’

“2023’te dünyanın en önemli koltuğu seçilecek" diye belirten Demirtaş, “Biden’ın, Putin’in ya da Fransa Cumhurbaşkanı’nın Erdoğan kadar yetkisi yok. Böylesine önemli bir seçim öncesi bu mahkeme kim oluyor ki kanun uyguluyor? Dışarıda o kadar büyük suçlar işleniyor ki. Savcının uyduruk delilleri ne ki? İktidar için kardeşini katletmiş bir gelenekten bahsediyoruz. O dünyanın en büyük koltuğu faşist bir suç ortaklığına teslim etmeyeceğiz. Ne yaparsanız yapın onları sandığa gömeceğiz. Siz ne kararı veriyorsanız verin. Bu kadar büyük suç ortaklığını sürdürmek için başka suçlar işlemek gerekiyor. Altmış dokuz sayfalık mütalaanın kırk bir sayfası benimle ilgili. O halde benim haricimde bütün arkadaşlarımı tahliye edin. Ben kalırım. Seçime kadar beraber devam ederiz. Kaybederseniz yer değiştiririz" dedi.

‘SAVUNMAMIZI SINIRLANDIRIRSANIZ SAVUNMA YAPMAYACAĞIZ’

Savcının sunduğu bütün delillerin AİHM ve AYM tarafından çürütüldüğünü aktaran Demirtaş "Burada saydığınız bütün delilleri her yerde çürüttük. Böyle bir mahkemede biz yasa falan tartışıyoruz. Dalga mı geçiliyor?” tepkisinde bulundu.

Savunma sınırlandırılmasını kabul etmediğini belirten Demirtaş, “Bu kararınızdan geri dönmezseniz savunmalarımıza başlamayacağız. Bu adil yargılama hakkının ihlalidir. Uzatmaya çalıştığımızı düşünüyorsanız verin hemen kararı. İktidara yarayacağını düşünüyorsanız hemen açıklayın. Tam tersi olacağını göreceksiniz. Neden seçim sonrasını bekliyoruz. Hiçbir şekilde davayı uzatma çabamız yok? Savunma hakkımızı vermezseniz burada olmamıza da gerek yok. Kendi kendinize oynarsınız" şeklinde konuştu.

Demirtaş son olarak muhalefet liderlerine çağrı yaptı: "Ya bizzat gelin buradaki hukuksuzluğu izleyin ya da heyetlerinizi gönderin" dedi. (HABER MERKEZİ)