Hayatla uzlaşmayan şair: küçük İskender

Kavgamız da, öfkemiz de, yaralarımız da vardı şiirde. Ayağa kalkmak, ayağa kaldırmak da. Ama zaman bitti. Artık onun kavgası “senin şefkatine, senin kızarmış gözlerine emanet”.

Google Haberlere Abone ol

Bugün seni uğurluyoruz. Bize bıraktığın ne varsa onu da yanımıza alarak, ama en çok da senin sözcüklerinden köprü kurarak geliyoruz. “Birbirimize farklı koktuğumuz bir sevginin yolu bu” demiştin şiirinde, aşk için, aşkla söylemiştin. Dostluklar da dahil elbette buna. Bizim sevgimiz yürek gücü gerektiriyor, akıl kadar, diyebiliriz şiirinden cesaretle. Sen öyle kurmuştun sevdiklerinle bağını. İnandıklarını yüksek sesle söyleme cesaretini, sözle, sesle kurduğun derin bağı, şiire adanmış bir hayatı gördük seninle. Erdemle, ideallerinle yürüdün bu yolda. Yol taşlı, engebeliydi. Onu defalarca aştın. Mesele yolun kendisinde değildi zaten, yola taş koyanların acımasız, sevgisiz yaklaşımlarındaydı. Ama yine de sen o hüznü dansa kaldırdın. Hiç pes etmedin. Yeryüzündeki acılardan utanıyordun. İnsanın insana yaptığı yanlışı, bıraktığı kıyameti düşününce… Hırçınlığın biraz da bundandı. Hayatla uzlaşmadın. Dayatılan yaşam biçimleriyle, insanı kontrol etmeye yönelik politikalarla en başından kavgalıydın. Bununla mücadeleden hiç vazgeçmedin.

Şiire, sevgiye, aşka, doğaya inandın. Bir başkası için hayatta kalma mücadelesi de vardı bunun içinde. Buna aşk dedin. Bizi kucaklayacak çok arkadaşımız var demiştin. Haklısın, seni kucaklayacak çok arkadaşın, insanın var İskender. Bizim sebebimiz bu, belki iksirimiz dediğin şiirinde. Öyleydi! Daha önemli ne sebebimiz olabilirdi ki, birbirimize sarılmaktan başka. Hele de şiir varken aramızda. Kavgamız da, öfkemiz de, yaralarımız da vardı şiirde. Ayağa kalkmak, ayağa kaldırmak da. Ama zaman bitti. Artık onun kavgası “senin şefkatine, senin kızarmış gözlerine emanet”.

“Ölüm bu! İnsanı sancaklarından sarsa sarsa yürüyor.” Geldi ve çok bekletmedi. Biliyordun. Bu habis tümörün seni ciğerinden yakalayacağını, yıllar öncesinden anlamıştın. Hazır ol diyordun her şeye. “Sakın ağlama Deniz” diye uyarmıştın. Hazır olunmuyormuş. Bir düğüm boğazımda, koca bir boşluk içimde. Bu ağrı, ömür boyu bir sızı…

Edebiyatçılardan küçük İskender'e veda: Bir martıyı ağlattın işte...Edebiyatçılardan küçük İskender'e veda: Bir martıyı ağlattın işte...

küçük İskender ve Can Yücel: Bunların hepsi kıyamet alametiküçük İskender ve Can Yücel: Bunların hepsi kıyamet alameti

küçük İskender: 'Bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var, sokaklar var, kediler!'küçük İskender: 'Bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var, sokaklar var, kediler!'

küçük İskender ve Can Yücel: Bunların hepsi kıyamet alametiküçük İskender ve Can Yücel: Bunların hepsi kıyamet alameti

küçük İskender'in doktoru ile sohbeti: Yeteri kadar Edip Cansever okumuşsunuz...küçük İskender'in doktoru ile sohbeti: Yeteri kadar Edip Cansever okumuşsunuz...

küçük İskender'in sınırsızlığı, durmaksızın genişleyen şiiriküçük İskender'in sınırsızlığı, durmaksızın genişleyen şiiri

Şiir ve hayat çok şey kaybettiŞiir ve hayat çok şey kaybetti

küçük İskender’in yangında ilk kurtarılacaklar listesi!küçük İskender’in yangında ilk kurtarılacaklar listesi!

Şükrü Erbaş: Kalbimin incecik İskender'iŞükrü Erbaş: Kalbimin incecik İskender'i

küçük İskender, ölüm, şiir…küçük İskender, ölüm, şiir…

Benzersiz olma cesareti: küçük İskenderBenzersiz olma cesareti: küçük İskender

küçük İskender hayatını kaybettiküçük İskender hayatını kaybetti

küçük İskender kimdir?küçük İskender kimdir?