Rüyanın aroması

Nur Alan'ın Natama Dergi için Ufuk Akbal'ın "Ormanları Hayvanlardan" ve Aslı Serin'in "Değil" kitaplarını değerlendirdi. Yazıları sizinle paylaşıyoruz...

Google Haberlere Abone ol

Nur Alan

DUVAR - Ufuk Akbal “Sağcılık Şiirleri” adlı ilk kitabından sonra 2013-2017 arasında yazdığı şiirlerini “Ormanları Hayvanlardan” isimli ikinci kitabında toplamış.

Ormanları Hayvanlardan, Ufuk Akbal, Dünyadan Çıkış Yayınları, Temmuz 2016, 160 syf.

Dışarıdan içeriye kaçmış kendi deyimiyle bir "maynamık" olarak şair yorganın altına sığınmış, uyku ile uyanıklık arasındaki yakaza halinden sesleniyor gibidir şiirlerinde. Kendine kapanan öz beni (hayvanı) bedeninden dışarıya (ormana) bakıyor. Uzay-zaman terzisinin birbirine diktiği nesneler tecrübe edildikçe birbirinden kopmuş, yaralanmış, kanamış ve askıda kalan hatıratı pıhtılaşarak bir kış uykusunda mahpus kalmıştır. Bizi ormanın derinliklerine salınayak yürütürken hayvanları kovmayı salık veriyor.

İnsan elinin çekilmesiyle sağaltılmış bir orman tasavvuru içinde berrak bir çıplaklığı resmederek gürcü şarabının ağusunda uyutulmuş göksel bir şemale sokuyor "şey"leri. Her birini dönüp dolaşıp kalbiyle çarpıştırarak. Ya da insanın uzviyetini oluşturan etten mevcudiyetiyle, mistik bütünlüğü bozulmuş tenle sakin bir kavga verip kalbin müşfik derinliğini ve "göğ"ün selametini muştuluyor. Kendine kapanık evlerden kendinden çıkmanın, dışarıya seslenmenin bir yolu olarak, kışrını toprağın altında çürümeye terk eden tohumun yeryüzünde neşvünema buluşuna öykünüyor adeta. Tekrar tekrar okunası melek makamında ballı meyve tadında bir kitap “Ormanları Hayvanlardan”.

ŞİİR OKUYUN!

Değil, Aslı Serin, 160. Kilometre, Nisan 2017, 80 syf.

Aslı Serin’in geçen bahar aylarında çıkan üçüncü kitabı “Değil”i okurken ringlere çıkmış bir “Merhaba, ben Aslı” görüyoruz. Serseri ve sert yumruklarını “katılaşan” yerlerimizde hissediyoruz. Dansın en şiddetli biçimi olarak nitelediği bu boks performansı fillere, çimenlere, karıncalara, seslere, renklere “n’aber lan” demenin değillerine, olmazlarına olurlu yollar arar gibi. Söyleyebilen bir şey olarak Aslı kendinden başlayarak isminin çağrışımlarıyla verdiği kavgayı öyle yakından, sanki içimizden bağırıyorken öyle güzel. Yas tutmaların evrelerine, tüm tesellicilere, kategorilere, tiklenen hedeflere, kullanım sürelerine, eskiyen bozulan tükenenlere nanik yapıyor. O kadar sahici, yani sürtünmesi yüksek, diklenen, harbici diliyle “baştan başlamalı” diyor her şeye.

“İçses, bu bahsi kapa.”

Güvende ve her şeye karşı yapmacıklığımıza inat, insan bu “boru değil”i değilliyor, ayıplarımızı açık eden güneşten, dışarılardan; karanlığa, ev içlerine çağırdığı “Sevgilimle biz vampir olmaya karar verdik” dediği Alacakaranlık şiiri.

Kan Avı Kim Ki Duk’a selam çakarken, benim de kalbimi bir daha fethetti!

NOT: Natama Dergi'yi buradan temin edebilirsiniz.