Devrimciler Porsuk'ta: Mustafa Çalıkuşu...

Ersin Toker’in kaleme aldığı Porsuk Durgun Akardı, bir sözlü tarih çalışması esasen. Kitabı, yer yer öykü yer yer roman gibi okumak da mümkün. Kişilerle birlikte Eskişehir ve dönemin olayları, gerçeğe sadık kalınarak meydana getirilmiş tarihsel bir edebi esere benziyor; kısacası dönemi yaşayanlar için bir Devrimci-Yol hikâyesi, o döneme yetişemeyenler için gerçekler… Üstelik kitabın merkezindeki Mustafa Çalıkuşu, hem sessiz bir anlatıcı hem de dinleyici olarak karşımızda.

Google Haberlere Abone ol

Hakan Bora

DUVAR - Tarih denen şey, irili ufaklı olayların üst üste binerek yaşamın akışını değiştirmesidir bir yönüyle. Bu olayları yaratan, yönlendiren ve unutulmaz kılan insan dünyada iz bırakır, sonra takipçileri bunu ileri taşır. Onların ardından gelen diğerleri aynı eylemi sürdürünce geçmiş-bugün-gelecek köprüsü kurulur. Tarihi, yazanların ağzından dinlemek; birebir tanıklıklara yani söze başvurmak ise az önce bahsi geçen köprünün temelini daha da sağlam kılar. Tarihyazımının ve tarih okumalarının özünde hep söz vardır; onun gücü ve taşıdıkları yarını inşa eder.

Ersin Toker’in kaleme aldığı Porsuk Durgun Akardı, bir sözlü tarih çalışması esasen. Kitabı, yer yer öykü yer yer roman gibi okumak da mümkün. Kişilerle birlikte Eskişehir ve dönemin olayları, gerçeğe sadık kalınarak meydana getirilmiş tarihsel bir edebi esere benziyor; kısacası dönemi yaşayanlar için bir Devrimci-Yol hikâyesi, o döneme yetişemeyenler için gerçekler… Üstelik kitabın merkezindeki Mustafa Çalıkuşu, hem sessiz bir anlatıcı hem de dinleyici olarak karşımızda.

Porsuk Durgun Akardı, Ersin Toker, 672 syf., Ayrıntı Yayınları, 2018

EMEKÇİ BİLGE 

1970’lerin Eskişehiri’ndeki devrimci örgütlenme ve okuma-tartışma eylemleri, aynı zamanda politika üretme ve eleştirel düşünmeyi kentte kalıcı hâle getirmiş. Toker, bu süreçleri 1973’ten başlatıyor, 12 Eylül’den 2000’lere kadar getiriyor. Kitapta yer alan kişiler ve olaylar, Devrimci-Yol özelinde politik örgütlenme geleneğinin Eskişehir’deki yansımasını ortaya koyuyor. Bu gelenekle şekillenen hava, konuşkan devrimcilerin anlatımlarıyla gelecek kuşaklar için ders niteliğinde. Mustafa Çalıkuşu bu anlatıda, kimi zaman Diogenesvari kimi zaman emekçi bir bilge olarak çıkıyor karşımıza.

Sözü; dönemin siyasileri, savcıları, hâkimleri ya da devlet televizyonu değil; devrimciler alıyor: Polemik ve suçlamaların ötesinde, hareketin nasıl başlayıp olgunlaştığını ve nereye doğru evrildiğini anlatanlar, hem sancılı yıllara değiniyor hem de yakın geçmişten bir Eskişehir hikâyesiyle buluşturuyor okuru. Dolayısıyla işin içine sözlü tarih, belgesel, roman, gazetecilik ve hikâye giriyor. Zaman geçişlerini izleyen kronoloji, herhangi bir eksikliğe mantık hatasına yol açmıyor; aksine kitaba derinlik katıp metni tekdüzeliğe düşme tehlikesinden kurtarıyor.

GEÇMİŞTEN GELECEĞE SESLENİŞ

Tartışma ve ayrılıklara belli bir oranda yer veren kitabın bir başka özelliği, ağırlık noktasını çekişmelerin, iftiraların ve iktidar mücadelelerinin oluşturmaması. Ersin Toker’in; Mustafa Çalıkuşu gibi bir bilgenin etrafında dünyayı güzelleştirmeye, hayatı daha yaşanılabilir ve âdil kılmaya uğraşan devrimcilerin çabaları için kaleme aldığı satırlar, kitabı alışılageldik yavan anlatılardan farklı kılarken olayların hikâyeleştirilmesine olanak sağlamış.

Porsuk Durgun Akardı, zihin fırtınalarının nasıl şekillendiğine ilişkin söyleşilerle vücut buluyor. Toker, kitabın eksikliklerinin olduğunu söylüyor ancak görüşülen kişiler ve anlatılan isimler, hareketin ne şekilde olduğunu büyük oranda ortaya çıkarmış. Böyle bakınca başkarakterinin Mustafa Çalıkuşu olduğu fakat yan değil, en az onun kadar güçlü karakterlerin varlığıyla geçmişten geleceğe seslenen bir romana benzer anlatı kotarmış Toker.

Porsuk Durgun Akardı; bir kentin, bir hareketin ve onun öznelerinin hikâyesi. Bir sözlü tanıklık ve daha önemlisi bugüne uzanan politik mücadelenin öyküsü. İçinden Eskişehir, Devrimci-Yol, Mustafa Çalıkuşu, nice devrimci, pek çok anı ve yoldaşlık geçen bir direniş ve var oluş anlatısı aynı zamanda.