İzmir Yaşam Alanları: Ormanlarımız talan edilmesin

21 Mart Dünya Ormancılık Günü'nde açıklama yapan İzmir Yaşam Alanları, düzenlemelerin iptal edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Ormanlar sadece ağaç değil, hayattır. Talan edilmesin" dedi.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - İzmir Yaşam Alanları (İYA), 21 Mart Dünya Ormancılık Günü dolayısıyla İnciraltı Kent Ormanı'nda basın açıklaması düzenledi. “Tarafız muhatabız” yazılı pankart taşınan açıklamada, İYA adına Yüksel Keleş ve Saadet Erkuş ortak açıklamayı okudu. Açıklamada, dünyanın en önemli yenilenebilir doğal kaynaklarından biri olan ormanların korunması ve önemine yönelik farkındalığın artırılması için 21 Mart'ın Dünya Ormancılık Günü olarak belirlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, hayat için vazgeçilmez olan toprağın oluşumu ve korunmasında, erozyonun önlenmesinde, iklim krizi ile mücadelede, biyoçeşitliliğin devamlılığının, temiz hava ve su ihtiyaçlarımızın sağlanmasında ormanların önemine de dikkat çekildi.

FAO'YA GÖRE 13,26 MİLYON, OGM'YE GÖRE 24 MİLYON HEKTAR ORMAN ALANI VAR

Uluslararası Gıda Tarım Örgütü FAO’nun tanımına göre Türkiye’deki orman alanının sadece 13,26 milyon hektar olduğu belirtilen açıklamada, Orman Genel Müdürlüğü'nün ise 2020 yılı sonu itibarıyla Türkiye'de yaklaşık 24 milyon hektarlık orman olduğunu iddia ettiği ifade edildi. Açıklamada doğal güzellik ve zenginlik kaynağı olan ormanların 13,26 milyon hektarının verimli, 9,67 milyon hektarının ise fiilen orman olmayan boşluklu kapalı orman statüsünde olduğu dile getirildi. Orman Genel Müdürlüğü’nün 2021 Yılı Faaliyet Raporu’na da dikkat çekilen açıklamada, Türkiye'deki Ormancılığın ve ormanlardaki “çöküntü” sürecinin başlıca boyutları maddeler halinde şu şekilde açıklandı: 

- 2017-2021 döneminde toplam 13,5 bin orman yangını çıkmış, 189,4 bin hektar orman ekosistemi zarar görmüştür. Yalnızca 2021 yılında çoğunluğu Akdeniz Bölgesi’nde çıkan 2 bin 800 yangında zarar gören orman ve maki ekosistemi genişliği ise tam 139,5 bin hektardır.

- Aynı dönemde toplam 174 bin hektarda ağaçlandırma yapılabilmiştir. 2021 yılındaysa 189,4 bin hektar orman ekosisteminin yangınlardan zarar görmesine karşın tüm ülkemizde yalnızca 35,4 bin hektar alan ağaçlandırılmıştır.

- Devlet ormanı sayılan toplam 24 bin hektardaki doğal orman ve maki ekosistemleri özel “ağaç tarlalarına”; 17,7 bin hektarı ise çoğunluğu yine özel meyveliklere ve zeytinliklere dönüştürülmüştür. 2010’dan önceki yıllarda ortalama 80-90 bin hektar dolayındaki erozyon önleme çalışmaları giderek azalmış, 2021 yılında 36,7 bin hektara düşmüştür.

- Aynı dönemde devlet ormanı sayılan yerlerdeki yaklaşık 20 bin hektarda orman ekosistemleri yasadışı eylemlerle yok edilerek tarım ve yerleşme yerine dönüştürülmüştür.

- Yalnızca 2021 yılında devlet ormanı sayılan 14 bin hektar alan “2B uygulamasıyla” hukuksal olarak “orman” sayılmamıştır.

- Odunsu orman ürünlerini hammadde olarak üreten sanayi; dışsatıma yönelik, plansız olarak geliştirilmiş, tekelleştirilmiştir. Hammadde gereksinimini için orman ekosistemlerinden kesilen ağaç miktarı 2000’li yılların başında 7 milyon metreküp iken son 20 yılda 27,7 milyon metreküpe çıkarılmıştır.

- 2012-2020 döneminde “devlet ormanı” sayılan toplam 340 bin hektar alanda toplam 50 bin izin verilerek, çoğunluğunda orman ve maki ekosistemi kaldırılmıştır. Bu izinlerin 22,7 bini madencilik etkinliklerine ilişkindir ve yalnızca bu etkinliklerin yol açtığı ormansızlaşma 80 bin hektardır.

- 1956 yılı 6831 sayılı Orman Kanunu, 2021 yılına değin 29’u 2003-2021 döneminde olmak üzere 44 kez değiştirilmiştir. Bu değişikliklerin çoğu “devlet ormanı” sayılan yerlerin daraltılmasına dayanak olmuştur. Örneğin: i) Yasanın 17. Maddesi 2012 yılında değiştirilerek “devlet ormanı” sayılan yerlerin içinde ve bitişiğindeki yaylalarda kaçak yapılaşmalar yasallaştırılmıştır. ii) 2018 yılında Anayasanın 169. Maddesine aykırı olarak getirilen Ek 16.Madde ile “Orman ve Su İşleri Bakanlığınca, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte üzerinde yerleşim yeri bulunan ya da yerleşim yeri oluşturulması uygun olan taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı taşımayan alanlardan, Cumhurbaşkanınca belirlenecek usul ve esaslara göre Orman Genel Müdürlüğünce orman sınırları dışına…” çıkarılması olanaklı kılınmıştır. Ki, bu alanların genişliği şimdilik 20 bin hektara yaklaşmıştır.

- Çeşitli nitelikte odunsu ürün hasadı için kesilen ağaçların 2021 yılında 13,4 milyon metreküpü -kesilen ağaçların yaklaşık yarısı- dikili durumdayken tüccarlara ya da sanayicilere satılır olmuştur. Bu amaçla orman ekosistemleri içinde yol genişletmek çalışmalarıyla çevre orman ekosistemlerinde büyük yıkımlara yol açılmıştır. Ek olarak, ağaç kesme işlerinde çalıştırılan köylülerin ekonomik ve demokratik hakları büyük ölçüde kısıtlanmıştır.

- OGM’deki sözleşmeli olarak çalışan sayısı 700-800 iken 2020 yılından sonra 5 bini aştı. “Memur” iş gören sayısı 17 binden 14 bine düşürülerek geçici işçi sayısı 8 binden 10 bine çıkartıldı. Zorunlu “rotasyonlarla” alanda uzmanlaşma olanaksızlaştırıldı. Bu durumun acı sonuçları geçtiğimiz yıl Akdeniz ve Ege’deki orman yangınlarını önleme, özellikle de söndürme çalışmalarında yaşandı.

'ORMANLARIMIZ TALAN EDİLMESİN'

Anayasanın 169. maddesindeki “…Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez” kuralının ihlal edildiği belirtilen açıklamada, “devlet ormanı” sayılan yerlerin, bu yerlerden yararlanma olanakları ile en temel ormancılık çalışmalarının hızla özelleştirildiği vurgulandı. Ormanların yok olmasına sebep olacak düzenlemelerin iptal edilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, “Ormanlarımızın, kıyılarımızın, tüm canlıların doğal yaşam alanlarının etkili bir biçimde korunması ve yönetilmesi bir yana, hızlı bir biçimde yok olmasına neden olacak bu düzenlemeler iptal edilmelidir. Ormanlar sadece ağaç değil, hayattır. Ormanlarımız talan edilmesin. 'Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine'” denildi. (DUVAR)