İran sınırında iki kolbere işkence iddiası: Biri öldü, biri yaralı

İranlı Kürt iki kolberin geçen hafta Türkiye'de işkence gördüğü iddia edildi. Kolber Hesen Keçelano ölürken Behnam Semedi ise İran'da tedavi görüyor. Semedi ve abisi yaşadıklarını anlattı.

Google Haberlere Abone ol

Rojda Oğuz

DUVAR - İranlı kolberler 43 yaşındaki Hesen Keçelano ve 17 yaşındaki Behnam Semedi, geçen hafta İran'dan Türkiye’nin sınır şehri Çaldıran’a girdiklerinde, Çaldıran ilçesinin sınıra yakın Beydoğan (Şexsicih) Mahallesi kırsalında askerler tarafından yakalandı. Kolberlerden Hesen Keçelano'nun gördüğü işkenceden ötürü öldüğü iddia edildi. Keçelano'nun cenazesi Van 100. Yıl Adli Tıp Merkezi’nde. Behnam Semedi ise bir haftadır İran'da bir hastanede tedavi görüyor. Telefonla ulaştığımız Behnam Semedi ve abisi olay günü ve sonrasında yaşananları anlattı.

‘BIÇAKLA KALÇAMI YARALADILAR, MAKATIMI YARALADILAR’

Semedi, bir yıldır Türkiye’ye sigara, elbise, oyuncak getirip götürdüğü için Türkçeyi kendisini ifade edecek kadar konuşabiliyor. Ancak Türkçe bilmesi arkadaşının öldürülmesine engel olamamış. Beyman ile görüntülü olarak gerçekleştiğimiz görüşmede yaşadıklarını şöyle anlattı: “Biz Beydoğan’a geldik, köyde karşımıza Türk askeri çıktı. Panzerin içindeydiler. Kaç kişi vardı o an sayamadım. İlk arkadaşımı yakaladılar. Arkadaşım arkadan bana seslendi, ‘Lütfen gitme, ben Türkçe bilmiyorum. Sen biliyorsun’ dedi. Geri döndüm arkadaşımı yakaladıkları yere. Teslim oldum. Türkçe konuşursam belki bırakırlar bizi sandım. Bizi karakola götürdüler. Bizi orada dövmeye başladılar. Bize ‘Mal mı getiriyorsunuz?’ dediler. Saatlerce şiddet uyguladıktan sonra bizi İran sınırına götürdüler, panzerle. 10 askerdi. Bu sefer sayabildim. Üzerimize soğuk su dökmeye başladılar. Elbiselerimizi çıkardılar. Kırbaçla ıslak halde vurmaya başladılar, silahın kabzasıyla başımıza vurdular. Bıçakla kalçamı yaraladılar, makatımı yaraladılar. Boğazıma bıçak dayadılar. Önce bana vurmaya başladılar, ben bayıldım” 

‘İRAN POLİSİ 'BENİM VATANDAŞIMA NEDEN İŞKENCE UYGULADINIZ' DEDİ’

Abi Beyman kardeşinin olay günü karakoldan kendisini aradığını, yakalandıklarını aktardığını ve dayak yediklerini söylediğini aktardı: “Kameraların olmadığı noktalarda dövmüşler, karakolun içindeyken. Beni kardeşim aradı, ‘Abi biz yakalandık’ dedi. O sırada asker arkadan ‘O kim seni arayan?’ dedi. Telefonu kapattılar sonra. Sınıra götürdüklerinde sınır askeri görüyor, ancak o şiddet uygulamıyor. Karnına, bacaklarına, başına vuruyorlar. Zaten fotoğraflarda da görüyorsunuz. Resmen öldürmek için bu şiddeti uyguladılar. Zaten arkadaşı da öldü. Sınırdaki askerler 'Biz dövmedik, karakoldaki askerler dövmüş’ diyorlar. Kardeşim kendisine geldiğinde sınırdaki bir köye sığınıyor. Beni o köyden aradı tekrar. ‘Abi bizi dövdüler, arkadaşım da öldü. Beni kurtar’ dedi. İran polisine haber verdim. Hemen hastaneye götürdük. İran polisi o karakol ile iletişime geçti. ‘Benim vatandaşımı bana teslim et, ya da suç varsa tutukla, neden işkence uyguladınız’ dediler, bizim yanımızda aradılar"

‘DUYARLI İNSANLARIN SESİMİZİ YÜKSELTMESİNİ İSTİYORUM'

“Biz Kürdüz diye demiyorum ama bizim kaderimiz hep bir İran’dan bir Türkiye’den işkence mi görmek?” diye soran abi Beyman: “Arkadaşı 43 yaşındaydı, çocukları vardı. Ailesi perişan. Biz sınır köyündeyiz. Geçinemiyoruz. Bizim geçimimiz yıllardır böyle. Türkiye'deki sınır köyleri gibi bizim halimiz. Bu yeni bir olay değil. Bugüne kadar da biz zaten İran askerinden de böyle şiddet görüyorduk, öldürüldük de ama asla böyle bir işkence görmedik. Ben şu an kardeşimin yaralarını gördükçe kendimden geçiyorum. Çok zoruma gidiyor. Bu insanlık değil. Bizim davamızda ben duyarlı insanların sesimizi yükseltmesini istiyorum. Artık sınırda Kolber ölümleri olmasın” diye konuştu.

SAVCILIK SORUŞTURMA BAŞLATACAK

Davayı yakından takip eden Van Barosu avukatlarından Rojhat Levent Özgökçe olay yerini incelemek ve savcılığa suç durusunda bulunmak için Çaldıran’a gittiğini söyledi. Olayın kasten öldürmeye dönük olduğuna dair rapor hazırladıklarını ve savcılığına sunduklarını belirten Özgökçe, "Savcıyla fotoğrafları paylaştık. Karakol civarındaki kamera görüntülerini inceleyeceği söylendi. Van Barosu, hukukçular ve insan hakları savunucuları olarak bu işin takipçisi olacağız. Yargı önünde yargılanmamalılar. Bundan sonraki süreçte detaylı rapor hazırlayacağız” dedi.

‘HERKES KENDİSİNİ BİR AN İŞKENCE EDİLEN İKİ İNSANIN YERİNE KOYSUN’

Kolberlerin sınırda işkence gördükleri noktaya giden Özgökçe ve beraberinde giden insan hakları savunucuları, üzerinde Hesen Keçelano ve Behnam Semedi isimlerinin yazılı olduğu beyaz tülbentler bıraktılar. Özgökçe, “Dikkat çekiyoruz, herkes gözlerini buraya çevirsin artık. Bu coğrafyada bu olaylar artık kanıksanmış durumda. Herkese sesleniyorum, bir an sadece bir kendilerini orada işkence gören iki insanın yerine koysunlar. Empati kursunlar. Suçu olsa bile yargı var, bu ülkede hukuk var. Bu olayın failleri yargı önünde hesap vermelidir. Daha önce mart ayında yaşanan Kamuran’ın ölümü gibi örtbas edilmemesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız” şeklinde konuştu.

İşkence görülen noktaya bırakılan tülbent

‘BARIŞ GÖSTERİSİ YAPAN İKİ ÜLKE KARŞILIKLI OLARAK İŞKENCE EDİYOR İNSANLARA’

İranlı Gazeteci Peyman Aref de işkence iddialarına ve Türkiye’nin genel göçmen politikasına ilişkin şunları söyledi: “Türkiye’de son on senedir Suriye meselesinden kaynaklı, Erdoğan’ın yanlış politikasından etkilenmiş bir halk var, asker var, polis var. Sırf bu yanlış politikalardan ötürü Türkiye’de göçmen karşıtlığı arttı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da göçmen karşıtlığını körüklüyor. Bu işkencelerin nedeni de bu körüklemedir. Göçmenlere karşı her gün uygulamalar daha zorlaşıyor. İran ile Türkiye arasındaki istihbarat ve iş birliğiyle son bir senede elliden fazla sığınmacı teslim edildi, siyasi sığınmacı. Barış gösterisi yapan iki ülke şu anda karşılıklı olarak işkence ediyor insanlara. Peki savaşta olsalardı ne olacaktı? Bıçakla tecavüz etmek şok edici, trajik bir mesele. Ortadoğu’nun, Ortadoğulunun kaderi bu olmamalı”