İmamoğlu duyurdu: Fatih tablosuyla ilgili 'sahtelik' incelemesi başlatıldı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB'nin satın aldığı Fatih Sultan Mehmet tablosuyla ilgili 'sahtelik' incelemesi başlatıldığını açıkladı. İncelemeye ilişkin "Şaka gibi, trajikomik" diyen İmamoğlu incelemenin soruşturmaya dönüşmeden kapatılmasını istedi. 

Ekrem İmamoğlu, görevde bulunduğu 18 aylık sürecin değerlendirmesini yaptı.
Google Haberlere Abone ol

DUVAR- İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘Adil, Yeşil ve Yaratıcı İstanbul Yolunda 18 Ay’ toplantısında görevde geçirdiği 18 ayı değerlendirdi.

İmamoğlu, belediye üst yönetiminin de katıldığı toplantıda İBB'nin İngiltere'den satın alarak İstanbul’a getirdiği Bellini’nin Fatih Sultan Mehmet tablosuyla ilgili de açıklama yaptı. Haliç Kongre Merkezi'ndeki toplantıda tabloya ilişkin sahtelik incelemesi başlatıldığını duyuran İmamoğlu, incelemenin soruşturmaya dönüşmeden kapatılmasını istedi. “Biz, kamu yönetiminde halka hesap vermeyi onur kabul eden bir anlayışı temsil ediyoruz. Çünkü biz, halka hesap vermeyi unutanların, bir süre sonra kirlendiklerini ve geçici sürelerle geldikleri koltuklara yapışmak için olmadık işlere giriştiklerini iyi biliyoruz" diyen İBB Başkanı İmamoğlu şöyle devam etti: "Bellini atölyesine ait olan Fatih Sultan Han'ın tablosuyla ilgili, ‘sahte' diye inceleme başlatılmış. Bizden cevaplar isteniyor. Bu kıskanılacak bir şey değil. Tabloyu bütün Türk halkına, bütün güzel insanlarımıza kazandırdık. Garip bir muameleye tabi tutuldu arkadaşlarımız. Cevaplar veriliyor. Bu trajikomik, fıkra gibi bir durum.”

'İKİ SEÇİM ARASI ÇOK SAYIDA DOSYA YOK EDİLDİ'

"Önceki dönemlerde yapılan çeşitli usulsüz ve yanlış işlere ilişkin dosyaları da açmaya başladık" diyen İmamoğlu, "Halen 40’ın üzerinde ciddi dosyayla ilgili müfettişlerimiz çalışıyor. Bu dosyalar netleştikçe hem kamuoyuyla paylaşacağız hem de yanlış yapanlarla ilgili hukuki işlemlere başlayacağız. Ancak, şunu özellikle söylemek isterim ki, özellikle mazbatanın geciktirildiği dönemde ile iki seçim arası dönemde çok sayıda dosyanın yok edilmesi, bazı dosyalardaki hukuksuz işlemlerin izinin silinmesi gibi net bir iradeyle yapılmış çok sayıda problemli işlem tespit ettik. Bu işlemlerin kapatılmaya çalışılan izlerini ilmek ilmek izleyeceğiz ve haksız ve kanunsuz harcanmış her kuruşun hesabını soracağız" ifadelerini kullandı.

'BİR KEZ DAHA İHANET ETMEYİN'

Konuşmasının sonunda iktidarın Kanal İstanbul projesini de eleştiren İmamoğlu, şunları söyledi: “Bu aziz şehrin kalbine bir hançer gibi indirilmek istenen, şehrimizin milyarlarca yıllık doğal yapısına ve onbinlerce yıllık eşsiz tarihine zarar vermekten başka hiç bir anlam taşımayan Kanal İstanbul belası hakkında ilgililere bir uyarıda bulunmak istiyorum. Bunu yapmayın. Lütfen bu şehre, bu millete ve bu tarihe bir kez daha ihanet etmeyin.

'KİME SÖZ VERDİYSENİZ DURDURUN'

İstanbul’un, İstanbullunun ve bu güzel ülkenin akıl dışı projelere ihtiyacı yok. Hele hele çıldırmışlara hiç yok! İstanbul, siyaseten bilek güreşi yapacağınız bir alan değil. Hedefiniz, motivasyonunuz ve menfaatleriniz ne olursa olsun, buna değmez. Ne karar verdiyseniz, kime söz verdiyseniz fark etmez, vazgeçin. Derhal durun. Bu millet ne bugün, ne de yarın sizi affetmez."
İmamoğlu, ellerinden gelen tüm yasal imkanlarla ve 16 milyon İstanbullunun kahir ekseriyetinden aldıkları büyük güçle Kanal İstanbul’un yapılmasına karşı duracaklarını söyledi.

'BENCE DE KURAN'IN ARAPÇA OKUNMASI GEREKİRDİ'

Ekrem İmamoğlu ayrıca İBB’nin Mevlana etkinliğinin ardından başlayan 'Türkçe ezan' tartışmasını da yorumladı. İmamoğlu: “İBB’nin Şeb-i Arus etkinliğinde Türkçe Kur’an okunması eleştirilere neden oldu. Diyanet İşleri Başkanı, ‘Caiz değildir’ açıklaması yaptı. Sizin değerlendirmeniz nedir” sorusuna şu yanıtı verdi: “Bir belediye başkanı, oturup da programları yazıp, çizmez, hazırlamaz. Hata olabilir, eksiklik olabilir; bakıyoruz, araştırıyoruz. Şunu da net ifade edeyim: Bence de Şeb-i Arus töreninde, Yüce Kur’an’ın Arapça okunması gerekir. Bunu derken, unutmayalım ki, dilimiz bizim için önemli. Dilimizi yok sayarak, anlatırken Türkçe’mizi düşmanlaştırma çabalarıyla tanımlama yapmanın da büyük bir yanılgı olduğunun altını çizmek isterim.
Burada bu konu açılmışken, hepinizin zihninde olan başka soruları da cevaplamak isterim. Bir kere dünden bugüne konuşmacılar, köşe yazarları bir ezan sürecini tarifleyerek, ‘Bu törende ezan şöyle okundu, böyle okundu’ dedi. Bir kere Şeb-i Arus’da ezan yok. Türkçe ezan istismarı da var burada; çok acı. Bir kere naatlar ve beyitler, Şeb-i Arus’da Farsça’dır. Bu tarzı ve yaklaşımı ortaya koyan, çok ayıp ediyor. Hem Mevlana’nın maneviyatına hem Şeb-i Arus sürecine çok ayıp ediyor.”

AKİT YANITI: YANIT VERMEYE TENEZZÜL ETMEM

Öte yandan İmamoğlu, basın toplantısında Akit Televizyonu muhabirinin sorusunu yanıtlamayı reddetti. Muhabirin sorusunu geri çeviren İBB Başkanı, "Şahsını tanımam ama temsil ettiğin kurum bir gazete kimliğini taşımıyor. Televizyonu bilmem, ben televizyonunuzu takip etmiyorum. Bugünkü Akit Gazetesinin manşetinin altındaki haberi okudunuz mu? 'Hayvan Ekrem' yazıyor'. Onun için ben sizin kurumunuza cevap tenezzül bile etmem. Kalemi sapkınlaşmış bir kuruma cevap vermem" dedi. (HABER MERKEZİ)