Hukukçular değerlendirdi: Yargıtay’ın Kaftancıoğlu kararı ne anlama geliyor?

Yargıtay’ın Canan Kaftancıoğlu kararını değerlendiren hukukçulara göre, Kaftancıoğlu cezaevine girmeyecek ama denetimli serbestlik süresince siyasi haklarını kullanamayacak, il başkanlığı yapamayacak.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Yargıtay 3. Dairesi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında beş ayrı suçtan verilen mahkumiyet kararlarının üçünü onadı. Böylece Canan Kaftancıoğlu’nun 4 yıl 11 ay 20 olan hapis cezası da kesinleşmiş oldu.

Yargıtay ayrıca yerel mahkemenin Kaftancıoğlu hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi hükümlerinin de uygulanması yönündeki kararı onadı ve Kaftancıoğlu ‘siyasi yasaklı’ hale geldi.

Söz konusu madde gereği kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkum olanlar hakkında düzenlenen 53. maddede kişi, "atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten, seçme ve seçilme ehliyetinden, vakıf, dernek, sendika, kooperatif ve siyasi parti yöneticisi veya denetçisi" olmaktan yoksun bırakılıyor.

Bu da Kaftancıoğlu’nun siyasi yasağının mahkumiyet süresi boyunca devam edeceği anlamına geliyor.

Hukukçular Canan Kaftancıoğlu hakkındaki Yargıtay kararını değerlendirdi, bundan sonraki sürecin işleyişi anlattı.

‘KAFTANCIOĞLU CEZAEVİNE GİRMEYECEK’

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, Kaftancıoğlu kararının kesinleştiğini ve infaz aşamasına gelindiğine dikkat çekerek, “Ama bu ceza kapalı bir infaz kurumunda infaz edilmeyecek. Çünkü 30 Mart 2020 öncesi işlenen suçlar için kişilerin kapalı cezaevinde kalma süresini kısaltan bir tür af kanunu yapıldı. 1-2 yıl gibi hapis cezası nedeniyle kapalı ceza evini girilmiyor. Uygulamada girdi çıktı denilen bir işlem yapılıp, kişi şartla salıveriliyor. Şartla salıverilen hükümlünün cezası denetimli serbestlik altında infaz ediliyor” dedi.

'AYM KARARI ŞU AN İÇİN UZAK BİR İHTİMAL'

Sözüer, bu süreçte Kaftancıoğlu’nun başka birçok hakkın yanı sıra siyasi haklarını da kullanamayacağını ifade etti.

Hüküm kesinleşip infaz başladığı anda, hak yoksunluklarının da başladığını kaydeden Sözüer, bu süreçte Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılabileceğini söyledi.

Sözüer, “Bu kararla ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının olağanüstü bir kanun yolu olan itiraz yoluna başvurması talep edilebilir. Ayrıca kararla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru da yapılabilir. Ancak bu başvurular hiçbir infazı durdurmaz. Ancak AYM ihlal kararı verir ve yeniden yargılama yapılır. Bu da beraatle sonuçlandığında infaz durur ve hak yoksunlukları kalkar. Bu, şu an için uzak bir ihtimal” değerlendirmesinde bulundu.

'KAFTANCIOĞLU İL BAŞKANLIĞI GÖREVİNİ YÜRÜTEMEZ'

Kaftancıoğlu’nun infaz sürecinde CHP İl Başkanlığı görevini yürütemeyeceğini dile getiren Sözüer, şöyle konuştu:

“Sonuç olarak ceza infazı devam ettiği süre içerisinde siyasi haklarını kullanamayacaktır. Kaftancıoğlu bu nedenle infaz sürecinde CHP İl Başkanlığı görevini yürütemeyecektir. 7-8 yıl önce yapılmış ve silinmiş paylaşımların yıllar sonra ortaya çıkarılması ve seçimler yaklaşırken siyasi hak yoksunluklar doğurması tesadüf mü?”

'SİYASİ YASAK VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ AÇISINDAN TARTIŞMALI KONULAR VAR'

Eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Prof. Dr. Osman Can da “Canan Kaftancıoğlu il başkanlığı görevini üstlendikten sonra bu dosyalar ortaya çıkıyor. Burada verilen cezalara bakıldığında politik cezalandırma yoluna gidildiği hissediliyor. Burada Anayasa Mahkemesi’ne gidilmesi gereken bir konu var. Siyasi yasak, ifade özgürlüğü açısından tartışmalı konular var. Oradan çıkan sonuca göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidilme sürecine girilebilir” dedi.

KAFTANCIOĞLU KARARINA ‘ŞORLİ’ HATIRLATMASI: AİHM’E AYKIRI

Yargıtay’ın kararını değerlendiren hukukçu Levent Köker de Kaftancıoğlu’na verilen cezaların ‘siyasi’ olduğuna dikkat çekti. Kaftancıoğlu hakkında onanan cezalardan biri olan Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla Türkiye’de kimseye ceza verilemeyeceğini ifade eden Köker, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ‘Vedat Şorli’ kararını hatırlattı.

Köker, “Aslında burada üzerinde durulması gereken nokta; Türkiye’de Cumhurbaşkanına hakaret suçundan birine ceza verilmesi halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına aykırı bir işlem yapılmış oluyor. AİHM’in en son ‘Vedat Şorli’ kararına göre Cumhurbaşkanına hakaretten kimseye ceza verilemez, hukuki değil. Maalesef mahkemeler bunu yapıyor” diye konuştu.