YAZARLAR

‘HDP’nin varlığına karşıyım ama bu herkesi ilgilendiriyor’, olur mu?

Seçime doğru göreceğiniz bütün yeni ve eski, melez, genetiğiyle oynanmış zehirler asıl olarak onlar için üretiliyor/üretilecek. "HDP ile bile görüştüler başörtüsü için valla helal olsun" diye düşünecekleri düşünülen seçmene özel!

Zehirlene zehirlene her yeri enfeksiyona kesmiş siyasetin en etkili zehiri idi HDP düşmanlaştırılması. İktidarın resmi-gayri resmi sözcüleri için muhalefeti ‘susturmanın’ en etkili aracıydı, "HDP eşittir PKK eşittir YPG eşittir PYD" ve sonra bunlara eşittir CHP ve hatta İYİ Parti, Altılı Masa… Altılı Masa’nın altındaki yedinciler, sekizinciler…

Ve sonra HDP Genel Merkezi’nde HDP yetkilileri ile karşılıklı oturup ‘anayasaya başörtüsü ve aileyi koruma’ maddesi ekleme görüşmesi yapan Adalet Bakanı ve iktidar heyetinin fotoğrafı düşüverdi.

***

'Eşitleyiverici' propaganda makinasının televizyon aparatlarından biri işte o fotoğrafı yorumlarken dedi dün başlıktaki lafı: "Ben AK Parti’ye oy vermiş ve muhtemelen önümüzdeki seçimde yine verecek bir seçmen olarak HDP’nin var olmasına karşıyım, bence görüşülmemeliydi. Ancak görüşülecekse de böyle olması normal çünkü bu herkesi ilgilendiriyor."

"Herkesi ilgilendiren"in ne olduğunu iyi biliyoruz artık. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhtemel bir Altılı Masa iktidarında başörtüsü konusunda gelinen noktadan geri dönüleceği, "28 Şubat’vari" bir baskı dönemi başlayacağı şeklindeki yine iktidar kaynaklı propagandaya karşı gündeme getirdiği yasa teklifine yanıt, el yükseltmek olmuştu. Bizzat Cumhurbaşkanı’nın ağzından verilen yanıtta, "madem öyle gelin anayasaya koyalım ama aileyi koruyacak düzenlemeleri de ekleyelim" denildi. "Aileyi korumak"tan kasıt da malum: LGBTİ+ gün yüzü görmeyecek!

Bu da görece daha yeni ancak muhafazakar seçmen üzerinde çok etkili olduğu/olacağı düşünülen bir başka zehir…

***

İşte 'herkesi ilgilendiren' diyerek kast edilenler bu seçmenler. "Herkes" yani muhafazakar seçmen. Daha doğrusu muhafazakar olduğu için, bir gün "HDPKK", bir gün "LGBT", bir gün "dış güçlerin işbirlikçisi", başka bir gün "Allah kitap düşmanları" diye insanların etiketlenmesine alıştıkları, hatta bu sırada ceplerindeki paranın enflasyonla sıfırlanmasını da akıllarına bile getirmeyecekleri düşünülen muhafazakar seçmen… Muhafazakar olduğu için bu zehirlerin hepsini sindireceği, kanacağı, ‘konsolide olacağı’ düşünülen seçmen…

Başörtüsü özgürlüğünü duyunca sandığa akacağı, "aile LGBT’lerden korunacaksa evdeki tek ekmeğin yarısı da feda olsun" diyeceği düşünülen seçmen…

Seçime doğru göreceğiniz bütün yeni ve eski, melez, genetiğiyle oynanmış zehirler asıl olarak onlar için üretiliyor/üretilecek. "HDP ile bile görüştüler başörtüsü için valla helal olsun" diye düşünecekleri düşünülen seçmene özel!

***

İki gün önce İçişleri Bakanı’nın dediği gibi: "HDP’li yöneticileri orada darp ettiler. Ellerine sağlık, iyi de yaptılar." 

Bahçeli’nin dün dediği gibi: "HDP'yle niye görüşülmüş? Biz buna nasıl tepki gösterecekmişiz? HDP'ye nasıl baktığımızı tekrar etmeye lüzum bile görmüyorum. Anayasa çalışmaları için HDP ile görüşülmesi doğal bir adımdır." 

Ve kendi onayıyla HDP’ye gittikleri açıklanan heyetin ziyaretinden bir gün sonra Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi: "Hak ve özgürlüklerin halk oylamasına götürülmesini doğru bulmuyoruz. Ancak, milletimize sözümüz gereği, Meclis denkleminde başka bir mecburiyet ortaya çıkarsa onun gereğini yapmanın da boynumuzun borcu olduğuna inanıyoruz." 

Bunların hepsi gibi…

Beş benzemezler manzumesi olarak hepsi bir arada ama gerekirse de hepsine toptan inkar… Ve seçime yaklaştıkça daha da çok öyle…

Olur mu? Tutar mı?

Yanıtı esneme ayarlarını 'döveriz de görüşürüz de' diyecek kadar açmış ama hâlâ da yekpare görünen iktidarın mahareti kadar çok renkli çok çeşitli vaziyetine rağmen hâlâ 'eski Türkiye' ayarlarında devam eder görünen Altılı Masa muhalefetinin yapacakları ve yapmayacakları da belirleyecek.

Göreceğiz…