Gülse Birsel: Tiyatro da yapmak isterim!

Gülse Birsel, Engin Günaydın, Demet Evgar ve Erdal Özyağcılar'ın yer aldığı yeni filmi "Aile Arasında"nın öyküsünü anlattı. 'Sinemaya ve dizilere devam edeceğini' söyleyen Birsel, "Tiyatro da yapmak istiyorum!'" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Oyuncu ve senarist Gülse Birsel'in yeni filmi "Aile Arasında" vizyona girdi. Birsel, senaryonun nasıl ortaya çıktığını, filmin çekim sürecini ve gelecek projelerini anlattı.

Hürriyet'ten Ayşe Arman'a röportaj veren Gülse Birsel, "Sinemaya devam edecek misin? Yoksa dizilere mi devam?" sorusuna, "Edeceğim tabii. Hepsi ayrı şahane. Ben televizyonu da çok seviyorum. Hatta tiyatro da istiyorum ileride" diyerek yanıt verdi.

Birsel'in röportajının bir kısmı şöyle:

Film bana eski, sıcak Yeşilçam komedilerini hatırlattı. Hem çok eğleniyorsun hem duygulanıyorsun. İyi bir duyguyla, yüzünde tatlı bir gülümsemeyle de bitiriyorsun. Rol modeliniz Arzu Film’in filmleri miydi?

Tam da öyleydi! Ama yazarken pek farkında değildim. Sonra senaryoyu okurken herkes aynı şeyi söyledi, yönetmenimiz Ozan Açıktan da öyle bir dil kurmaya karar verdiğini söyledi. ‘2017 model Arzu Film’ dedi hatta. Mekânların, kostümlerin gerçekçi olması ama performanslarda herkesin kendi alanında coşması, öte yandan içinizin ısınması, rejinin dili filan, galiba öyle bir izlenim veriyor.

Eğlenmekten filmi çekemediğiniz oldu mu?

Ya herkes, “Sette çok eğlendik!” der de, biz sette o kadar da eğlenmedik. Parti mi bu? Herkesin bir derdi var, nasıl oynasam, nasıl çeksem, ne yapsam? Biz esas işimizi yapıp seyircinin eğlenmesini hedefledik. Çok tatlı, iyi anlaşan, güleryüzlü bir setti evet, sonuna doğru da çok güldük ettik stres biraz gidince. Ama esas, film çıkınca, seyirciyle buluşunca eğlenmeye başladık galiba.

Sit-com çekmekle sinema yapmak arasında ne fark varmış?

Sit-com yazara eziyet  ama oyuncuya müthiş konfor. Film fena. Yok ışık bekle, yok soğuk, yok sıcak. Ben alışmamışım, bittim. Adana’da düğün sahneleri var ama biz o mekânı Silivri’de bulduk. Ağustos ayında Adana’da feci sıcak bir hava güya, herkes terliyor filan. Ama çekim eylül sonu Silivri’de 8 derece soğukta yapılıyor. İlk gün baktım çenemin takırdamasından lafları söyleyemeyeceğim, ertesi gün dalgıç kıyafeti aldım. Boynunu, kollarını kestim, yün içlik, üzerine dalgıç tulumu, üzerine gece elbisesi giyip öyle oynadım.

Adana insanı nasıldı?

Lokumdu... Sevdiğim dostlarım da var Adanalı ama daha önce gitmemiştim, çok güzel şehir. Adana insanı keyifçi, mutluluk, neşe peşinde. Yaşanılası bir yer. Yazın çok sıcakmış, biz ekimde gittik, muhteşemdi hava.

Sence bu film yıllar sonra da geriye dönüp izlenir mi?

Tahminim izlenir. Öyle bir film yapmak istedik. Sinema perdesine yakışan da odur. İzleyenler bir daha gideceklerini söylüyorlar. Güzel bir tat bırakıyor galiba.

Röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz.