AA çalışanı: Kimse verilerin nereden geldiğini bilmiyor

Seçim gecesi AA'da yaşanan veri akışı kesintisi tepkilere neden oldu. Verilerin nereden geldiğini bilmediklerini söyleyen bir AA çalışanı, "Şu anda kimse bu verilerin nereden geldiğini bilmiyor. Bunu biz de kendi aramızda sorguluyoruz" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Seçim gecesi veri akışının kesilmesi nedeniyle eleştirilen Anadolu Ajansı'nın bir çalışanı, verilerin nereden geldiğini bilmediklerini söyledi. AA çalışanı veri sistemine sadece belirli kişilerin girebildiğini aktardı. AA'nın "Sahadan veri akışı gerçekleşmemektedir" açıklamasını yeterli görmeyen eski AA Genel Müdürü Mehmet Güler ise "Veri akışı nasıl durur? Senin çalıştırdığın elemanların veri göndermemesi mümkün mü? Sistemde bir arıza var dersen, ki o da denilmiyor, o zaman senin yazılımın yanlış" diye konuştu.

31 Mart yerel seçiminde Anadolu Ajansı'nın (AA) veri akışını yaklaşık 13 saat kesmesi eleştiri ve tepkilere yol açtı. Seçim gece, AA'dan yapılan açıklamada, "Adayların oy oranlarının birbirine çok yakın olduğu İstanbul için, verilerin sağlıklı bir şekilde geldiği son noktada durup beklemek ve YSK’nın ilan edeceği sonuçları hep beraber görmek en doğru karardır" denildi.

Deutsche Welle Türkçe'den Gülsen Solaker'in haberine göre, AA çalışanları verilerinin nereden alındığını bilmiyor. Çalışanların büyük çoğunluğunun seçim verilerinin aktarılması için kurulan teknik sisteme giriş izni olmazken, bu gruba çoğu birim müdürünün de dâhil olduğu, verilerin sadece seçilmiş belirli kişiler üzerinden işlendiği belirtiliyor.

DW Türkçe’ye konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen bir AA çalışanı, "Şu anda kimse bu verilerin nereden geldiğini bilmiyor. Bunu biz de kendi aramızda sorguluyoruz. Doğrudan teknik servis hallediyor ve eskiden bundan sorumlu olan haber masaları sadece yorum ya da değerlendirme yazıyor" dedi.

DİKMEN: AA GENEL MÜDÜRÜ İSTİFA ETMELİ

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, Cumhuriyet’ten de önce kurulan AA’nın son yıllarda kuruluş amacından uzaklaştığı görüşünde. Dikmen, "AA uzun saatler boyunca kaynağının da ne olduğu belli olmayan verileri keserek topluma bilgi vermemiştir" diye konuştu.

Veri akışında yaşanan kesilmenin her türlü gerekçesinin dürüst bir şekilde açıklanması gerektiğini söyleyen Dikmen, "Siz hiçbir açıklama yapmama kibrini üstünüze giyerek halkı veriden mahrum ediyorsanız başta basın kuruluşları olmak üzere herkesin konuşmaya hakkı olur" ifadelerini kullandı.

Kuruma güven duygusunun derinden zedelendiğini aktaran Dikmen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu'nun AA Genel Müdürü Şenol Kazancı'ya yönelik istifa çağrısını yineledi. Dikmen, "O kaynak hepimizin merak ettiği bir kaynak. Kaynağınızı açıklamazsanız üstünüzdeki şaibeden kurtulamazsınız. Bu temsil ettiğiniz kurumun adına ve tarihine ihanettir. Bu açıklamayı yapması gereken Genel Müdür de ortada yok" dedi.

ESKİ GENEL MÜDÜR GÜLER: AA SONUÇLARI HİÇBİR ZAMAN YSK'DAN ALMADI

Anadolu Ajansı’nın 1997-2003 yılları arasındaki Genel Müdürü Mehmet Güler de, AA’dan yapılan açıklamaları yeterli görmüyor. Güler, "Veri akışı nasıl durur? Senin çalıştırdığın elemanların veri göndermemesi mümkün mü? Sistemde bir arıza var dersen, ki o da denilmiyor, o zaman senin yazılımın yanlış" şeklinde konuştu.

Anadolu Ajansı’nın seçim sonuçlarını hiçbir zaman YSK’den almadığının aktaran Güler, şu andaki sürecin şeffaf olmadığını söyledi: "Eğer sonuçlar bir parti genel merkezinden alınıyorsa bu son derece yanlış. Çünkü hangi partiden alırsan al, mutlaka manipülasyon olur."

Mehmet Güler, kendi görev süresi içerisindeki seçimlerde AA'nın, seçim sonuçlarını tüm ülkede görevlendirilen bizzat AA muhabirleri ve 15 gün boyunca eğitim verilen çok sayıdaki kişiden alınan verilerle sisteme işlediğine dikkat çekiyor.

Güler, AA tarafından "doğru ve tarafsız habercilik" yapılmasını istiyor; AA'nın, veri akışının kesilmesinin nedenlerini şeffaf bir şekilde açıklaması gerektiğini söylüyor ve ekliyor: "Gazetecilikte itibar çok önemlidir. Eskiler bilir, 'Bu haberi Anadolu Ajansı geçtiyse doğrudur' denilirdi. Şimdi ise maalesef tam tersi."