Sezai Temelli: Hiç olmazsa 3 gün sus dedim, o her gün 3 defa konuşuyor

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Bingöl'de partisinin düzenlediği etkinlikte konuştu. Temelli, Cumhurbaşkanı'nın mitinglerde HDP'ye yönelik sözleri için "Millet televizyondan soğudu yahu! Televizyonu açmıyor senin yüzünden. Hâlâ konuşuyor" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin Bingöl'de düzenlediği halk buluşmasına katıldı. Burada yaptığı konuşmada "beka sorunu" tartışmasına değinen Temelli, "İşsizlik ve enflasyonla baş edemediği için tutturmuş beka sorunu var" ifadesini kullandı.

Sezai Temelli'nin konuşmasının bazı satır başlıkları şöyle:

120 GÜNDÜR LEYLA GÜVEN AÇLIK GREVİNDE: Leyla Güven, bu onurlu mücadelenin en önünde yürüyor. Selam olsun Leyla'ya! 120 gündür Leyla Güven açlık grevinde. Onunla birlikte, Türkiye cezaevlerinde 300’den fazla arkadaşımız, Strazburg’da yoldaşlarımız, Sebahat Tuncel, Selma Irmak, Nasır Yağız... Çünkü bu ülkede adalet istiyorlar, hukuk istiyorlar. Herkes için hukuk istiyorlar. Adaletin, hukukun yasaların herkese eşit uygulanmasını istiyorlar. Bu yüzden de İmralı tecridinin son bulmasını istiyorlar. Sayın Öcalan'a uygulanan tecridin son bulmasını, avukatları ve ailesiyle düzenli görüşebilmesini istiyorlar. Bu haklı bir taleptir, meşrudur.

HUKUKUN GEREĞİNİ YAPIN: Bakın bugün Anayasa Mahkemesi bile İmralı tecridi ile ilgili hukuksuzluğa dair karar aldı. Devleti tazminat ödemeye mahkum etti. Bu karar bütün çıplaklığı ile ortadayken buradan Adalet Bakanı'na çağrıda bulunuyoruz. Hukukun gereği neyse onu yapın, yasaları uygulayın. Bu konu siyaset meselesi değildir, bu konu seçim meselesi değildir. Bu hukuk meselesidir, hukukun gereğini de yapın.

FAŞİZME GEÇİT VERMEYECEĞİZ: Bu ülkenin adalete ihtiyacı var, bu ülkenin hukuka ihtiyacı var. Bu ülkenin boş lafa ihtiyacı yok. Buna artık son verin. Faşizme karşı omuz omuza, buradan tüm Türkiye halklarına söz veriyoruz: Faşizme geçit vermeyeceğiz! Onlar istedikleri kadar halkları bölmeye çalışsınlar, insanları birbirine düşman etmeye çalışsınlar, nefret tohumu ekmeye çalışsınlar. Biz, tüm halklar omuz omuza vereceğiz. Faşizme karşı mücadelemizi omuz omuza yürüteceğiz.

PATATES PATATES OLALI BÖYLE ZULÜM GÖRMEDİ: Herkes onun gözünde terörist. Herkese terörist diyor sonra çıkıp inkar ediyor; "Ben nerede demişim" diyor. Alanlarda dedin, televizyonlarda dedin. Her gün televizyonlardasın. Bu ülkede tarım sorunu ortaya çıkıyor, gıda fiyatları artıyor kalkıp diyor ki “tarım teröristleri var.” Bakın diyor, "Bu çiftçiler var ya, bakın bu hal esnafı var ya terörist." Patates patates olalı, soğan soğan olalı böyle zulüm görmedi. Herkese terörist diyor, halkı birbirinin karşısına getiriyor, sonra da ben demedim.

BİRKAÇ GÜN SUS İNSANLAR DİNLENSİN: Siyasete başladığın günden bugüne kadar konuştuğun her şeyin kaydı var sosyal medyada. Her şeyi demişsin, sonra inkar etmişsin. Artık senin yalanlarına doyduk. Millet televizyondan soğudu yahu! Televizyonu açmıyor senin yüzünden. Hâlâ konuşuyor. Dedim ki birkaç gün sus. Birkaç gün insanlar dinlensin. Artık bu şiddet dilinden herkes yoruldu. Bu nefret söyleminden herkes yoruldu. Hiç olmazsa 3 gün sus dedim, o her gün 3 defa konuşuyor. Ne söylüyor? Şiddet. Ne söylüyor? Zulüm. Ne söylüyor? Nefret. Yıkım, baskı, nefret, şiddet. İşte 4 tane şey sayıyor ya, yeni dörtlüsü bu, başka bir şey yok. Direne direne kazanacağız.

MARS'A GİT DAHA DA GELME: Kalktı bize "Defolun gidin" dedi. Sen kimi kimin ülkesinden kovuyorsun? Biz bir yere gitmiyoruz. Biz buradayız. Yurdumuzdayız, ortak vatanımızdayız, geleceğimize hep birlikte sahip çıkıyoruz. 31 Mart'ta sandığa gidiyoruz. Bugün demiş ki "Uzaya gidiyoruz." Biz seni 31 Mart’ta siyaseten emekli edeceğiz. Ondan sonra bence uzaya git, hatta Mars’a git, daha da gelme! İnsanlara bu yaptıkları zulümdür. İnsanlara bu yaptıkları şiddetTir, yıkımdır. Bu ülkeye yaptıkları, kötülüktür. Bu kötülüğe her beraber karşı çıkacağız. Nasıl ki bu kötülüğe karşı çıktık; Sebahat Tuncel’le, Figen Yüksekdağ’la, Selahattin Demirtaş’la karşı çıktık. Bugün de yarın da karşı çıkacağız. Bizim hafızamızı yok edemezler. Heykelleri, anıtları yıkarak, isimleri değiştirerek bizim hafızamızı silemezler. Her şeyi hatırlıyoruz, hiçbir şeyi unutmadık, unutmayacağız. Ne Roboski’yi unuttuk ne de kayyımları unuttuk. Hepsinin hesabını soracağız.

BEKA SORUNU YOK İŞSİZLİK SORUNU VAR: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olmaz dedik. Bu ülkenin kültürüne, bu ülkenin siyasetine, bu ülkenin tarihine uyumsuz dedik. Bu ülkede halkların bir arada yaşama iradesine uygun rejim, çoğulcu parlamenter rejimdir dedik. O yüzden de yerel demokrasi güçlendirilmeli, parlamenter rejim temsiliyeti yükseltmeli dedik. Vesayet rejimi son bulmalı, eşit yurttaşlık temelinde bir anayasa yapılmalı dedik. Gittiler tam tersini yaptılar. Uydurma bir sistemle cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile bu ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar. Yönetemiyorlar, yönetemeyecekler. Çünkü böyle bir sistem bizim ülkemize uygun değil. O yüzden de 24 Haziran’dan bugüne dertler sorunlar büyüyor. Tüm bu sorunlara verdikleri cevap da şu; beka sorunu var. Beka sorunu var mı? Sizin beka sorununuz var mı? Sizin ne sorununuz var? İşsizlik sorununuz var, yoksulluk sorununuz var. Geçim sorununuz var. İşsizler el kaldırsın. Bunu görmüyor musunuz? Buna çözüm üretemediği için bu ülkede işsizlik ve enflasyonla baş edemediği için tutturmuş beka sorunu var.

GİDERSENİZ ÜLKEDE SORUN KALMAZ: Biz iktidardan gidersek, bu ülke beka sorunu yaşar" diyor. Hadi oradan. Siz iktidardan giderseniz, bu ülke sorunlarını çözer. İşsizlik sorununu çözer, enflasyon sorununu çözer. Bu ülke yaşadığı bütün sorunlardan kurtulur. Çünkü siz, bu ülkenin kaynaklarını halk için insanlar için harcamıyorsunuz. Bu ülkenin kaynaklarını ya savaş ya da kendi haksız zenginliğiniz için harcıyorsunuz. Yolsuzluk için harcıyorsunuz. Bu halkın kaynaklarını çarçur ederek yandaş müteahhitlerinize peşkeş çekerek yok ettiniz. Sonra da dönüyorsunuz beka sorunu var. Bu ülkenin bir sorunu varsa o da AKP-MHP bloğu sorunu, ona da 31 Mart’ta son vereceğiz.

BİNALİ BEY HİÇBİR YERDE FAZLA KALAMADI: Şimdi ne öneriyorlar Türkiye'ye biliyor musunuz? Önerdikleri proje, Kanal İstanbul. İstanbul adayı Binali Bey. Hiçbir yerde fazla kalamadı zaten biliyorsunuz, Meclis Başkanı oldu, konuşamadan gitti. Şimdi hiç bu işe kalkışmadan gidecek. Sadece adaylık görecek. O da kendini kaptırmış. Diyor ki ‘Biliyor musunuz kanal projesi bir güvenlik projesi’. Neyin güvenliği? Boğazların güvenliğiymiş, Boğaza bir şey olursaymış. Yani sen hangi Neolitik dönemde yaşıyorsun? Boğazlar oluşalı milyonlarca yıl oldu, daha ne olacak boğazlara? Kanal İstanbul yapacakmış: 25 milyar dolar. S400 alıyorlarmış: 10 yılda 25 milyar dolar. (HABER MERKEZİ)