Metin Günday: 'Bağlamaz' demek hukuk dışıdır

İdari Hukuku Profesörü Metin Günday, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AİHM kararının ardından yaptığı 'bizi bağlamaz' açıklamasını değerlendirdi. Günday, "Bağlamaz, bizi ilgilendirmez gibi hükümlerin hepsi hukuk dışıdır" yorumunda bulundu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) HDP’nin tutuklu eski Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunun hak ihlali olduğuna ve serbest bırakılması gerektiğine hükmetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan 'karar bağlayıcı değil' açıklaması yaptı. Hükümetin açıklamalarını değerlendiren İdari Hukuku Profesörü Metin Günday, "‘Bağlamaz, bizi ilgilendirmez’ gibi hükümlerin hepsi hukuk dışıdır. Hukukçu olarak benim üzerinde fikir beyan etmeye dahi değerli bulmadığım düşünceler bunlar. Kim söylerse söylesin bunun bir önemi yok." açıklaması yaptı.

Metin Günday'ın Birgün'den Can Uğur'a verdiği yanıtlar şu şekilde;

Bu haftanın en çok konuşulan konusuydu. AİHM kararları bizi bağlamıyor mu?

Olay şu kısaca: AİHM’in vermiş olduğu karar bizim de tarafı olduğumuz, iç hukukumuzun bir parçası haline getirdiğimiz, Anayasa’nın 90. Maddesi’nin son fıkrasına göre kanun hükmünde olan bir uluslararası sözleşmeye; yani Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne dayanan bir karardır. Hatta temel haklarla ilgili uluslararası antlaşmalar söz konusu olduğunda mer’i kanun (yürürlükteki kanun) ile çelişkili hükümler içermesi durumunda uygulanması gereken bir sözleşme Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi. Devletimizin altına imzasını attığı bir sözleşmeden, iç hukukun parçası haline gelen bir sözleşmeden bahsediyoruz. O nedenle tereddütsüz bağlayıcıdır. ‘Bağlamaz, bizi ilgilendirmez’ gibi hükümlerin hepsi hukuk dışıdır. Hukukçu olarak benim üzerinde fikir beyan etmeye dahi değerli bulmadığım düşünceler bunlar. Kim söylerse söylesin bunun bir önemi yok.

Hukuken bağlayıcı olan bir şey uygulanmadığı zaman ne olur?

Uygulanmamasının anlamı yukarıda saydığım bütün sözleşme kurallarını ve anayasa hükümlerini ayaklar altına almak demektir bu kadar basit aslında. Bunları hiçe saymak demektir. İşin başka boyutu da var aslında.

Türkiye’deki hukuksal gidişat nasıl? Somut olarak neler söyleyebilirsiniz?

Hukuk devletinden uzaklaşma hatta onun zerresinin kalmaması durumu söz konusu. Hukukun üstünlüğüne dayanan ona bağlı devlet anlayışının ortadan kalkması söz konusu. Kendi koyduğu kurallara uymayı görev addeden devlet hukuk devletidir. Uymazsa onun zerresi kalmaz tablo da onu gösteriyor. Zaten şunu söylemek isterim. Hukuk devleti ilkesi ile ilgili AİHM kararından bağımsız söylüyorum; bugün AİHM kararı yarın başka bir durum çıkar ortaya. Ama mesele daha genel. Yani Türkiye’nin hukuk devleti olmama tablosu söz konusu.

İdari yargı denetlemiyor mu?

Danıştay’ın tamamen tarafsız olması lazım. Şimdi bize bakalım. Böyle bir şey yok. Danıştay’ın 150. yılı nedeniyle Danıştay tarafından yaklaşık 1 ay önce bir sempozyum yapıldı. Nerede yapıldı, Külliye’de! Bu bir kere zaten sorunlu. Yargının bağımsızlığını ortadan kaldıran bir durum. Hukuk devleti denen hiçbir yerde olmaz. Örneğin Almanya’da bunu yapalım derseniz ‘deli misiniz’ derler. Merkel Hanımefendi’nin makamında bunu yapalım deseniz ‘durun yahu’ derler. Çelişkinin büyüğü burada. Öte taraftan bir de şu vardı. Külliye’de sempozyumun yapılmasından kısa süre önce Danıştay 8. Daire andımızla ilgili bir karar verdi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda andımızın okutulmasının gerek olmadığını öngören yönetmelik değişikliğini Danıştay iptal etti. Bunun gerekçesi, doğruluğu ya da yanlışlığı hakkında konuşmuyorum. Bu kararı bu aşamada ne eleştiririm ne överim. Ama karar verilmiş Danıştay tarafından. Ben bunu yanlış bulabilirim ne gereği var diyebilirim. Bu benim şahsi düşüncem olur hukuken de değer ifade etmez.