Akif Beki'den Nuh Albayrak'a 'Gezi' tebriği: Boşluğuna gelmiş olsa da...

Akif Beki'den Nuh Albayrak'ın Gezi tespitine takdir: Bir anlık boşluğuna gelmiş, gafil bulunup ağzından kaçırmış bile olsa bravo Nuh Albayrak’a.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Karar gazetesi yazarlarından Akif Beki, bugünkü yazısında Gezi eylemleri ile İran'daki gösteriler arasında 'en anlamlı katkı'yı Star gazetesi yazarı Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak'ın yaptığını yazdı. Albayrak’ın attığı, “İran’ın, Türkiye’deki Gezi Kalkışması seyrini iyi analiz ederek çıkardığı dersle, ülkelerindeki benzer süreci başarılı yönettiğini düşünüyorum. Mesela Türkiye’de de ilk günlerde, ilk muhataplar ortaya çıkıp ‘Endişe etmeyin’ deseydi istismar önlenir, seyir farklı olabilirdi.” tweetini öven Beki, "Gerçi ertesi günkü gazetesi, “Trump’ın İran’daki Maşaları” manşetiyle çıktı, yani yayın yönetmeninin attığı bu Tweet semtlerine uğramadı. Fakat bir anlık boşluğuna gelmiş, gafil bulunup ağzından kaçırmış bile olsa bravo Nuh Albayrak’a" diye yazdı.

Beki'nin, "Okuduğum en gerçekçi Gezi karşılaştırması" başlıklı yazısı şöyle:

Gezi olaylarıyla İran’daki gösterilerin benzeyip benzemediği tartışmasına en anlamlı katkı, Star Gazetesi’nin başındaki Nuh Albayrak’tan geldi.

Kimi arada benzerlikler kuruyor, kimi benzeyen ve benzemeyen yanlarının dökümünü çıkarıyor...

Kimi de ‘Mesele zamlar değil, Gezi provokasyonu şimdi İran’da sahneleniyor’ diyerek...Kendi bünyemizi şerbetlendirmek, huzursuzlanmalara karşı topluma bağışıklık kazandırıp halkı şartlandırmak, psikolojik hazırlık ve savunma mekanizmalarını güçlendirmek adına, molla rejimiyle dayanışmayı kullanıyor.

Bu curcunada, Albayrak’ın bir Twitter paylaşımı gözüme çarptı ki tam isabet.

Şöyleydi: “İran’ın, Türkiye’deki Gezi Kalkışması seyrini iyi analiz ederek çıkardığı dersle, ülkelerindeki benzer süreci başarılı yönettiğini düşünüyorum.

Mesela Türkiye’de de ilk günlerde, ilk muhataplar ortaya çıkıp ‘Endişe etmeyin’ deseydi istismar önlenir, seyir farklı olabilirdi.”

Gerçi ertesi günkü gazetesi, “Trump’ın İran’daki Maşaları” manşetiyle çıktı, yani yayın yönetmeninin attığı bu Tweet semtlerine uğramadı.

Fakat bir anlık boşluğuna gelmiş, gafil bulunup ağzından kaçırmış bile olsa bravo Nuh Albayrak’a.

Tahran’ın bizden ders çıkararak kendi sokağındaki kalkışmayı iyi yönetmeyi başardığını söylüyor, örnek gösteriyor.

Hayır, yani reform yanlısı Cumhurbaşkanı Ruhani’yi geçin, Devrim Muhafızları komutanı da bu görüşü doğruluyor. Molla rejiminin Lübnan’daki kolu Hizbullah liderinin tepkisi de buna uyuyor.

İran’da sistem içi çatışmanın zıt kutupları bunlar. Reformcular katı rejimi gevşetmek, özgürlükleri genişletmek, toplumdaki hoşnutsuzlukları azaltmak, devlet yönetimine şeffaflık ve denetim getirmek, bütçede ‘iç ve dış milis operasyonlarından’ kaynaklı kara delikleri kapatmak, Devrim Muhafızları’na İran ordusunun üç katı para harcamamak, komşu ülkelerin iç işlerine karışıp rejimlerini değiştirecek dış müdahaleler için İran halkını daha fazla sömürtmemek, yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele etmek istiyor.

Karşılarında ise değişime direnen Devrim Muhafızları’yla onlara bağlı içerideki ve dışardıaki Şii milis örgütler var. Paraları kesilecek, düzenleri bozulacak diye seçilmiş iktidara geçit vermiyorlar.

Bu iki çatışan taraf var ya, işte bu ikisi de sokaktaki patlamaların meşru gerekçelerle başladığını, sonradan saptırılıp çığırından taşırıldığını söylüyor.

EZBER BOZAN BAKIŞ

Nuh Albayrak’a göre, başgösteren rahatsızlıklara anlayış ve empatiyle yaklaşmaları sayesinde yangını büyütmeden kontrol altına almayı başardılar.

Yani halkın sopa göstererek tutulamayacağını, sokağın demir yumrukla zapt edilemeyeceğini, bizzat bu gibi bastırma ve sindirme hizmetleri için kurulan Besic milislerinin komutanı bile Gezi yanlışlarından biliyor.

Bakmayın siz, masum nedenlerle başladı ama sonra kaos şeytanları işe karıştı demelerine.

Etrafta iç sorunlarını kaşımadığı, operasyon çekmediği, isyan kışkırtmadığı, milis güçlerini üstüne salmadığı ülke mi var ki... Kargaşa çıkararak içini karıştırmak isteyen dış parmaklardan şikayete Tahran’ın hakkı ve inandırıcılığı olsun.

İran’daki göstericileri ‘dış güçlerin maşası’ diye haklı, haksız ayırmadan topyekün karalayan basmakalıp propaganda klişelerine itibar etmediği için bin yaşasın arkadaş.