Barış Vakfı Genel Sekreteri Hakan Tahmaz: Fırsatı değerlendiremedik

Barış Vakfı, 'Çözüm Süreci’nde Sivil Toplum Kuruluşları' rapor hazırladı. Barış Vakfı Genel Sekreteri Hakan Tahmaz, raporun 2018’de barış sürecinin yol haritası olacağını belirtirken, şunları söylüyor: "Dün barış isteyenler bugün bu antidemokratik uygulamaları sessizce, film izler gibi izliyorsa.‘Biz nerede yanlış yaptık, neyi eksik bıraktık, bunları neden yapamadık’ sorularına cevap aramak zorundayız."

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Barış Vakfı, “Çözüm Süreci’nde Sivil Toplum Kuruluşları” başlıklı rapor hazırladı. 85 sayfalık bir rapor, İngilizce ve Kürtçeye de çevrildikten sonra üç dilde kitap haline getirilecek. Kitap, Aralık ayı içerisinde basın toplantısı ile kamuoyuna tanıtılacak.

Barış için çalışan 48 STK ve inisiyatif ile görüşülerek hazırlanan rapor Ankara, İstanbul, Van ve Diyarbakır’da saha çalışması yapılarak hazırlandı. saha çalışmaları sırasında  STK’lara yazılı ve sözlü sorular yöneltildi.

Rapor, araştırma uzmanı Cuma Çiçek tarafından hazırlandı. Projenin danışma kurulunda; Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Alev Erkilet, KONDA Araştırma Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Karar gazetesi Yazarı Etyen Mahçupyan yer alıyor. Saha araştırmalarını ise Veysi Altıntaş ve Reha Ruhavioğlu yaptı.

'STK'LAR GÖREVLERİNİ YAPAMADI'

Barış Vakfı Genel Sekreteri Hakan Tahmaz, üzerinde 6 aydır çalışılan “Çözüm Süreci’nde Sivil Toplum Kuruluşları” temalı raporun, vakfın üçüncü raporu olduğunu ve raporu önemsediklerini belirterek; “Bu rapor, 2018’de barış sürecinin yol haritası olacak” dedi. Tahmaz, çözüm süreci boyunca STK’ların çeşitli nedenlerden ötürü görevlerini yapamadıklarını ifade etti. Tahmaz, bunun nedenlerini şöyle anlattı.

“Kapasiteleri, bilgi ve tecrübelerinin yetersizliği olabilir. Siyasi aktörlerin baskıları olabilir. Yeterli donanıma ve uzmanlığa sahip olmadıkları için bu baskıları göğüsleyemediler. Uluslararası deneyimlere baktığımızda, STK’ların deneyimli, donanımlı, uzmanlaşmış kurumlar oluşları göze çarpar. Bizde STK’ların uzmanlaşma alanları sınırlı. Yakaladığımız fırsatı değerlendiremediğimiz ortada. Üzerimize düşen sorumlulukları yeterince yerine getiremedik. Burada kimseye haksızlık etmek istemem, gösterilen çabaların yetmediğini görüyoruz."

'BU NEFRET NASIL ÜRETİLDİ SORMAMIZ LAZIM'

Tahmaz, şöyle devam etti: "Çözüm sürecinde toplumun büyük ve önemli kısmı ‘umutlanmışken’ geldiğimiz noktada ‘ne barışı, kiminle barış’ sözlerini sıkça duyuyorsak, barış sesi bu derece zayıf çıkıyorsa, hatta suça neden oluyorsa çok düşünmeliyiz. Osman Kavala gibi barış insanları, akademisyenler binbir uydurma ve saçma iddialarla tutuklanıyorsa; dün barış isteyenler bugün bu antidemokratik uygulamaları sessizce, film izler gibi izliyorsa.‘Biz nerede yanlış yaptık, neyi eksik bıraktık, bunları neden yapamadık’ sorularına cevap aramak zorundayız. Süleymaniye’de yaşanan deprem sonrası ‘bırakın gebersinler’ Tweet’leri atan, kahvede pişti oynayan sıradan bir insan değil. Bir sağlık kurumunda sorumluluk sahibi. Bu nefret nasıl üretildi, sormamız lazım.”

'GAZETECİLERİN SORGULAMASI LAZIM'

Barış gazeteciliği yapma iddiasında olanların 2013-2015 yıllarında çözüm sürecinde neler yaptıklarının, sürece nasıl destek verdiklerinin veya vermediklerinin sorgulanması gerektiğini söyleyen Tahmaz, “Başka ülkelerde çatışma çözümlerinde medyanın nasıl davrandığına dönüp bakmaları gerekir” diyor.

Aralık ayında yayınlanacak raporun takipçisi olacaklarını söyleyen Tahmaz, ayrıca “2018 yılında çalışmalarımızı bu rapor ekseninde sürdürüp, taraflara çözüme dönülmesi yönünde demokratik baskı yapacağız. Barış fikrinin zayıflatılmasına izin vermeyeceğiz. Toplumsal desteği genişletmek için diğer STK’larla etkin sonuç alıcı çalışma yürüteceğiz. Bu rapor beni heyecanlandırıyor” dedi.