KHK ile ihraç edilen 22 BES üyesi 'Emekçiler Yemek Salonu' açtı

KHK ile ihraç edilen 22 kamu emekçisi bir araya gelerek 'Emekçiler Yemek Salonu'nu açtılar. 23 yıl adliyede zabıt katibi olarak çalışan Mustafa Özer “Her koşulda ayakta duracağız” diyor.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen kamu emekçilerinin devlet kurumlarında iş bulmasına da izin verilmiyor. Özel kurumların kimisi ihraç edilenleri işe almaya çekiniyor kimileri ise düşük ücretle ve sigortasız çalıştırıyor. Bu durumu “açlıkla terbiye etme yöntemi” olarak tarif eden kamu emekçilerinin birçoğu zor günler geçiriyor. Ancak “açlıkla terbiye etme yöntemine” teslim olmayan kamu emekçilerinin sayısı da hiç az değil. Kendi başlarına iş kuranların yanı sıra birkaç kişi bir araya gelerek yeni iş kuranlar da var.

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Diyarbakır Şubesi’nden 80 civarında kamu emekçisi KHK ile ihraç edildi. Bir kısmı emlakçı, inşaatçı oldu. 22 kişi de bira araya gelerek 'Emekçiler Yemek Salonu' açtı. Diyarbakır Lise Caddesi’nde üç hafta önce faaliyete başlayan yemek salonunun açılışı dün gerçekleşti. BES merkez yöneticilerinin de katıldığı açılışa, destek amacıyla çok sayıda kişi katıldı.

ÇOCUKLARIN DESTEĞİ

Açılıştan sonra Emekçiler Yemek Salonu’nun 22 ortağından Mustafa Özer’le konuştuk. Özer, Diyarbakır Adliyesi’nde 23 yıl zabıt katibi olarak çalışmış. Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilanından sonra çıkan KHK ile ihraç edilmiş. Bir de 6 gün gözaltında kalmış ve hakkında KCK üyesi olmaktan dava açılmış. Özer, “23 yıl çalıştım. Bu süre içinde hakkımda ne idari ne de siyasi bir soruşturma ya da dava açıldı” diyor. Dava, bir hafta önce düşmüş.

Mustafa Özer (sol başta), yemek salonuna açmıya nasıl karar verdiklerini anlattı.

Özer’in üç yetişkin çocuğu var. “İkisi çalışıyor ama bunlar da asgari ücretle çalışıyorlar. İhraç edilince bir süre onlar bana baktı” diyen Özer, daha sonra memur olmadan önceki işine, inşaatçılığa dönmüş. İnşaatçılık işini hâlâ sürdürüyor olmasına rağmen yemek salonunun kuruluşunda da bulunmuş. Özer, “Bazı arkadaşlarımız ihraç edildikten sonra hiçbir iş yapamadı uzun zaman. Yemek salonu işsiz kalan arkadaşlarımıza iyi gelecek” diyor.

BİN KİŞİYE YEMEK

İhraç edilmeyi hiçbir arkadaşının hak etmediğini söyleyen Mustafa Özer, yıllarca memur olarak işlerini en iyi şekilde yapmaya çalıştıklarını söyledi. Özer, “Yemek salonunda çalışan arkadaşlarımızın bazıları şimdi bulaşık yıkıyor, aşçılara yardım ediyor, servis yapıyor. Bunlar tabi yıllarca memurluk yaptı, yeni iş biraz şaşırttı onları. Ama yine en iyi şekilde çalışıyorlar. Saat 7’de gelip işe başlıyorlar, akşama kadar şikayet etmeden çalışıyorlar” diyor.

İki aşçı ile birlikte ihraç edilen 6 kamu emekçisi düzenli olarak çalışıyor yemek salonunda. Yemek salonunu ise şöyle anlatıyor Özer: “Burayı yemek fabrikası olarak düşündük. Taziye, düğün gibi özel günlerde bin kişilik yemek hazırlayacak şekilde çalışıyoruz. Ancak bu civarda çok sayıda kurum var ve bu kurumlarda çalışan memur arkadaşlarımıza da hizmet verecek şekilde tasarladık. Cumartesi-pazar günleri hariç, tabuldot yemek çıkarıyoruz. Yemeklerin ucuz, temiz ve kaliteli olmasına özen gösterdik, çünkü memur arkadaşlarımızın bütçesi belli. 4 çeşit yemek 8 lira.”

DEMOKRASİ TALEBİ

Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) ihraç edilen Çiçek hanım, bir çocuk annesi. İhraç edilmeyi kabul edilebilir olarak görmüyor ve “Önceki müdür kimden hoşlanmıyorsa adlarını verdi ve ihraç edilmelerine neden oldu” diyor. İhraç edildiğinde yeni doğum yapmış, yemek salonunda çalışmaya başlayıncaya kadar çocuğuna bakmış, büyütmeye çalışmış onu. Yemek salonundaki işlerin kolektif bir şekilde yürütüldüğünü belirterek, “Sonra arkadaşlarla böyle bir yer açma konusunu konuştuk. Ben kasada duracaktım ama kendimi kazan yıkarken buldum” diyor gülerek.

Sendikal çalışmaları nedeniyle ihraç edildiklerine inanan Mustafa Özer, “Ekonomik ve sosyal hayatımızın düzelmesini, ülkede demokrasi istedik, bunu çok gördüler emekçilere. Bizi açlığa, yılgınlığa mahkum etmek istediler. Ama işte hepimiz yine emeklerimizle ve dayanışmayla ayakta duruyoruz. Demokratik taleplerimizin de arkasındayız” diyor.