'Şirvan'daki madende altın mı buldunuz?'

Sosyal Haklar Derneği, Şirvan Maden Köyü'ndeki madende meydana gelen göçük alanında incelemelerde bulundu. Heyetin gözlemleri sonucunda iş müfettişlerinin “terör gerekçesiyle” madende denetime gitmedikleri ve madende altın bulunduğu için çalışmaların hızlandırıldığı iddiaları yer aldı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sosyal Haklar Derneği'nden (SHD) Melda Onur, avukat Can Atalay ve Evren İşler, Siirt'in Maden Köyü'nde meydana gelen göçük alanında incelemelerde bulundu. Ciner Holding’e bağlı Park Elektrik Üretim Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait; Siirt Şirvan İlçesi Madenköy’de bulunan bakır madeninde yaşanan şev kaymasında 16 işçi toprak altında kaldı, 8 işçinin cesedine ulaşıldı. Kalan 8 işçi için ise kurtarma çalışmaları sürüyor. İşçilerle görüşen heyetin raporunda çarpıcı bilgiler yer aldı. İşçilerden birinin beyanına göre, facianın meydana geldiği alanla ilgili bir başka taşeron şirket yetkilisi, “Burası çöker, burada çalışmayın” diyerek işvereni uyarmış.

Eken'in yönettiği madenler 'mezar' oluyor!Eken'in yönettiği madenler 'mezar' oluyor!

'KALİTELİ MADEN YATAĞI' İDDİASI

Maden sahasında geçtiğimiz 25 Temmuz'da bir göçük daha yaşandığının hatırlatıldığı raporda, kaza sonrası hiçbir önlem almadan tekrar faaliyete geçildiği ve üretimin hızlandırıldığı vurgulandı. Raporda şunlar yer aldı: “Heyetimizin görüştüğü işçilerin tamamı, özellikle son üç aydır yoğun bir üretim çabası olduğunu ve işverenin daha da umarsız davrandığını belirtmektedir. Maden sahası içinde, iş cinayetinin meydana geldiği bölgenin daha altında kaliteli maden yatağı bulunması nedeni ile o bölgede kontrolsüz üretim yapıldığı ve bu üretim sırasında palya düzeninin ve eski üretim şevlerinin yapısının bozulduğu belirtilmiştir.” SHD heyeti, gözlemlerini aktardığı raporda yetkililere, “Madende altın mı buldunuz? Eğer yanıt evet ise yeni işletme projesi Bakanlığa sunuldu mu? Bakanlık uygun buldu mu?” sorusunu yöneltti.

Siirt Şirvan Köyü'ndeki 17 Kasım akşamı meydana gelen toprak kayması ile ilgili gözlem notundan satır başları şöyle:

'İŞ GÜVENLİĞİ SADECE YELEKLE SINIRLI KALDI'

Gerek ana şirkette, gerekse taşeron şirketlerde, iş güvenliği önlemlerinin son derece yetersiz olduğu, özellikle taşeron şirkette işçilere gerekli eğitimlerin verilmediği belirtilmektedir. İş güvenliği uzmanlarının yaptığı uyarılar sadece yeleklerin giyilmesi yönünde yapılan uyarılardan ibarettir. Çok tehlikeli işyeri sınıfındaki madenlerde kullanılması zorunlu olan iş güvenliği ekipmanları temin edilmemekte; mevcut olanların ise kullanımları denetlenmemektedir. Taşeron şirket işçileri en az 10 saat çalışmakta olup çalışma saatleri 12 saate kadar uzayabilmektedir.

'MADENDE DENETİM YAPILMADI'

Heyetimizin görüştüğü işçiler, madende denetim yapıldığını görmediklerini belirtmişlerdir. İşçilerden bir tanesinin beyanına göre, facianın meydana geldiği alan ile ilgili olarak bir başka taşeron şirket yetkilisi “Burası çöker, burada çalışmayın” diyerek işvereni uyarmış “Sen taşeron musun, bana iş mi öğretiyorsun” cevabı almıştır. İş cinayetinde hayatını kaybeden işçilerden bir tanesi, olaydan yaklaşık bir hafta önce annesine madende toprağın kaydığını ancak yine de çalıştırıldıklarını söylemiştir.

'MADEN KAPATILDI VE TEKRAR FAALİYETE GEÇTİ'

Aynı madende 25 Temmuz 2016'da bir başka şev kayması yaşanmıştır. Bu olayda can kaybı yaşanmamıştır. Bu olay sonra maden 60 gün kapalı kalmıştır. Madenin tekrar faaliyete geçmesi sonrasında, üretim daha da hızlandırılmış ve yeni hiçbir önlem alınmamıştır. İşçiler, şev kaymasının yaşandığı bölgede çok sayıda su kaynakları olduğunu ve bu bilginin işverene aktarıldığını belirtmiştir. Su kaynaklarının olduğu bölgelerde alınması gereken ek önlemler alınmamış ve işçilere “Siz işinize devam edin” denilmiştir. Benzer şekilde, işçiler, madende çok fazla sayıda çatlak olduğunu görmüşler ve bu durumu da işverene bildirmişlerdir. İşveren çatlaklarda ölçüm yapmış, ancak üretimi durdurmamış, çatlakları çamurla doldurup kapatarak zemini kamyonların ve iş makinalarının geçişine uygun hale getirmiş ve üretime devam etmiştir. İş müfettişlerinin “terör gerekçesiyle” madende denetime gidemedikleri de alınan bilgiler arasında yer alıyor.

ARAMA KURTARMA ÇALIŞMALARI

Yakınlarını kaybeden köylüler, toprak kayması sonrasında, arama kurtarma çalışmalarının ilk iki gün neredeyse hiç yapılmadığına tanıklık etmişlerdir. Konu ile ilgili teknik açıklama, bir süredir yağan yağmur nedeniyle zeminin çok kaygan olması yüzünden kurtarma çalışmalarına katılacak kişilerin can güvenliğinin bulunmamasıdır. Bunu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak da “toprağın kurumaya başlamasıyla çalışmalar başlayabilmiştir” ifadesiyle doğrulamıştır. Bu durumda arama kurtarma yapılamayacak bir zeminde işçi çalıştırılmaktadır.

SORUŞTURMA EVRESİ

Heyetimiz, yapılan adli soruşturmanın eksik yürütüldüğü kanaatine varmıştır. Hafta sonu olması nedeni ile heyetimizin dosyayı inceleme ve Savcılık ile görüşme imkanı olmamıştır. Arama kurtarma çalışmaları Siirt Valiliği kontrolünde yapılmaktadır, delillerin korunması ve toplanması Savcılığın görevi olması rağmen olay yerinde savcı bulunmamaktadır. Basına yansıyan bilgiler ile halkla yapılan görüşmelerden; savcılığın sadece faciadan tesadüfen kurtulan dört işçinin ifadesine başvurduğu öğrenilmiştir. İş güvenliği uzmanı olan mühendisler ile işletme müdürü olmak üzere toplam altı kişi gözaltına alınmış, bunlardan işletme müdürü “kendi can güvenliği” nedeni ile tutuklanmıştır. 16 işçinin bir iş cinayeti ile göz göre göre katledildiği olay nedeni ile ifadesine başvurulan kişi sayısı 16 bile değildir. Bu hali ile soruşturmanın eksik kaldığı açıktır. (HABER MERKEZİ)