'Bize verdikleri parayla bizi korkutmak istiyorlar'

TTB, TİHV ve KESK, 1 Eylül'de yayınlanan KHK ile kamuda yapılan ihraçlara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Yapılan açıklamada "Kamudan ihraç edilenlerin görevleri derhal iade edilmeli ve bu hukuksuzluktan vazgeçilmedir" denildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - KESK'e bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ile Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 1 Eylül 2016 gecesi yayınlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamuda yapılan ihraçlara tepki gösterdi. Dört kurumun temsilcileri bu gün İstanbul Tabip Odası'nda basın toplantısı düzenledi.

'MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ'

Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, Kürt illerinde görev yapan 35 bin üyeleri olduğunu söyleyerek, kamudan ihraç edilen üyelerinin terörle ilişkilendirilmesi ve itibarsızlaştırmadan dolayı kendilerinden özür dilenmesi gerektiğini ifade etti. Karaca, şunları söyledi: "15 Temmuz'dan sonra gözaltı ve tutuklamaların cadı avına dönüştüğü bir dönemdeyiz. Kamudan ihraç edilen üyelerimizin terörle ilişkilendirilmesini kabul etmiyoruz. Gözaltılarla sendika üyelerimiz iş yapamaz hale getirilmek isteniyor. Bu hukuksuzluğa karşı Cumhurbaşkanı ve Başbakan'dan konuyla ilgili açıklama bekliyoruz. KESK üyelerimizin ve YÖK tarafından görevden alınan akademisyenler için hukuksal mücadelemize devam edeceğiz. Haklarımızı sonuna kadar savunacağız."

'HAK İHLALLERİNİ ORTAYA ÇIKARMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, kamu görevinde bulunanların görevine son verilemeyeceğini ifade ederek şunları söyledi: "Akademi çalışmasını her koşulda sürdürür. Akademi insanın zihninde olan bir gerçekliktir. Bu nedenle akademisyen kimliğimizle de bize doğrudan temas ediliyor. TİHV olarak yıllardır insan hakları mücadelesi yürütüyoruz. Akademi her zaman doğruyu ve gerçekleri bulmak için çalışır. Bu yaşanan hak ihlallerini ortaya çıkartıp kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz. Bize verdikleri parayla bizi korkutmak istiyorlar. Ama hiçbir şekilde başarılı olamayacaklar. Örneğin Barış İçin Akademisyenlerden birkaçını seçerek cezaevine koydular. Burada amaç bizi korkutmaktı. Ama başarılı olunamadı. Birçok arkadaşımız ödül alarak cezaevlerinden çıktı. Bunu yapanlar bu bilim insanlarına özür borçları var."

'BU ZİHNİYETLE DE MÜCADELE EDECEĞİZ'

SES Eş Genel Başkanı İbrahim Kara ise 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye'deki hukuki süreçlerin askıya alındığını ifade ederek şöyle devam etti: "Bu süreç içerisinde hükümet demokrasiden ne anladığını bize ve dünya kamuoyuna anlattı. Darbe süreciyle birlikte yayınlanan KHK'ler ile birlikte bu ülkede tam bir hukuksuzluk başladı. On binlerce insan kamudan ihraç edildi. Şu an insanlar kamu hizmeti yapamayacak kadar evlerinde bekliyor. Mevzu kendilerine muhalefet yapan insanların itibarsızlaştırılması ve kamudan boşalan yerlere kendi gibi düşünenleri yerleştirmektir. Bu ihraçlar ilk olarak bilim insanlarından başladı. Yapılan yanlıştan bir an önce geri dönülmeli, hangi siyasal düşünceden ya da görüşten olursa olsun kamuda yürütülen darbe soruşturmaları hukuk kuralları içerisinde titizlikle yapılmalı. Darbe girişimiyle somut bağlantısı saptanamayanlar en kısa sürede görevlerine iade edilmelidir. Darbecilerle mücadele ettiğimiz gibi bu zihniyetle de mücadele edeceğiz. Asla boyun eğmeyeceğiz. Arkadaşlarımızın yanında duracağız. Güzel günler göreceğiz."