Bir duyarlılık bilimi olarak estetik

Yaygın Batı felsefesi anlayışının aksine, estetik sadece bir nesnenin güzelliğinin bilimi değildir. Estetik aynı zamanda (ve en çok ilgili olduğu şey de budur) duyarlılık bilimi, algının, üstderiler arasındaki temasın bilimi ve böylece dünyaların oluş halindeki öznellikler tarafından yansıtılmasının bilimidir.

Google Haberlere Abone ol

İletişimin oluşu, toplumsal algılama ve estetiğin oluşlarıyla yakın bir ilişki içerisindedir. Chaosmosis'te, Guattari "yeni bir estetik paradigma"dan ("le nouveau paradigme esthétique") bahseder: çalışmasının teması, üstderinin, bedenler arasındaki temas alanının, duyarlılığın dönüşümüdür.

Estetik nedir? Yaygın Batı felsefesi anlayışının aksine, estetik sadece bir nesnenin güzelliğinin bilimi değildir. Estetik aynı zamanda (ve en çok ilgili olduğu şey de budur) duyarlılık bilimi, algının, üstderiler arasındaki temasın bilimi ve böylece dünyaların oluş halindeki öznellikler tarafından yansıtılmasının bilimidir.

Bundan daha önemli olan hiçbir toplumsal sorun yoktur, çünkü bilişsel kapitalizm, her şeyden çok bir duyarlılığın duygulanımıdır. Küreselleşmiş kapitalizm alanında, ekonomik sömürünün, psişik ıstırabın ve duygulanımsal tahrikin asıl çalışma alanı insan zihni ve daha doğrusu, enformasyonel aşırı uyarılmanın patojenik etkilerine maruz kalan beden-zihin ilişkisidir.

Kapitalist ivme, bedenler arasındaki temasın iletişimle yer değiştirip seyrelmesi, gezegen çapında etnik yersizyurdsuzlaşma, geleneksel antropolojik modellerin parçalanması ve çöküşü: bunların hepsi, toplumsal zihnin ayrıntılandırılma tarzları üzerinde ve her şeyden önemlisi, duyarlılık üzerinde edimde bulunur. Duygusal beden, en hassas ve uç muharebelerin yapıldığı yerdir.

Sosyal dikkatin medyatik bombardımanı, duyarlılık üzerinde acımasız etkiler yaratır. Hayalgücü, kolektif psişenin mutasyonlara yol açan virüslerince, aşırı hızlı canavarlarca işgal edilir. Bu arada, aslında insan ruhuna yayılmış bir bulaşıcı olan AIDS ismini alan medyatik salgının ortaya çıkışı, bilinçli organizmalar arasındaki ilişkilerin sanallaştırılmasıyla el ele gitmektedir.

Bu, şizoanalitik estetiğin ilgi alanıdır: onun problemi, bir temaşa nesnesi olarak güzellik değil, bedenlerin birbirlerini toplumsal sahada algılama yoludur. Yer değiştirmeler ve göçler, kirletmeler ve entegrasyonlar, milliyetçilikler ve saldırganlıklar çağında temel bir siyasal sorun, toplumsal hısımlığın ve dolayısıyla estetiğin semantiğidir.

Belli bir anlamda, toplumsal hısımlığın semantiğinin, Guattarici estetiğin ayrıcalıklı nesnesi olduğunu söyleyebiliriz. Ve bu toplumsal semantiğin nasıl dönüştüğünü anlamak için, sanatın iletişimde nasıl edimde bulunduğunu ve iletişimin kolektif akıl üzerinde nasıl hareket ettiğini anlamak gerekir.

Sanat yersizyurdsuzlaşmış türden bir semiyotik eylemdir. Jestler ile semiyotik göstergeler, gösterge ile bağlamı arasındaki ilişkiyi, onun işlevini ve ortak yorumlamanın koşullarını değiştirir. Sert bir biçimde yerliyurdlulaşmış geleneksel toplumlarda, sanatsal jest istisnaidir ve kutsallaştırılmıştır. Ancak yirminci yüzyılda, genelleştirilmiş estetikleştirmenin şişmiş rüzgar gülü dengesiz hale geldiğinde, sanatın statüsüne dair bir şey sonsuza kadar kırıldı. Auranın kaybı, sanat eserinin istisnai ve biricik karakterinin ortadan kayboluşuydu. Sanatsal göstergenin endüstriyel yeniden üretimi semiyotik bir enflasyona kapıyı açtı. Sinema, ses kaydı, televizyon, reklamcılık, dijitalleşme ve nihayet sanat eserlerinin otomatik yaratımı yazar/sanatçı aurasını dağıttı.

"Yeni ekonomi" kapitalizminin dinamikleri ile birlikte, tüm süreç kendi koşullarına ve ters çevrimine erişir. Sanatı yersizyurdsuzlaşmış ve ekonomiyi yeniden-yerliyurdlulaşmış olarak düşünmeye alışkındık. Şimdi görüyoruz ki ekonomi, sanatı bir daimi yersizyurdsuzlaştırma ve yeryurd olmaksızın değerlenme (volarization) etkeni olarak kapsamaktadır. Bir zamanlar sadece sanatçıya ulaşabilen bir iletişim modeli olan değişim, egemen semiyotik rejime dönüştü. Geçmişte değişim yalnızca estetik değerlere ayrılırken, artık, ekonomik değerler günden güne değişen kurallar uyarınca mübadele ediliyor.

Guattari'nin Chaosmosis'in estetik paradigmaya ayrılmış bölümünde ortaya koyduğu bu sorun, bu yeni çerçeve içerisinden yeniden ele alınmalıdır.

*Franco "Bifo" Berardi, Félix Guattari: Thought, Friendship and Visionary Cartography, Çeviren: Giuseppina Mecchia & Charles J. Stivale, Palgrave and Macmillian Yayınları, 2008, s. 32, 33'ten tercüme edilmiştir.

Çeviri: Oğuz Karayemiş (Kaynak: Kavram ve Duyum)