Fatih portresindeki genç Bosna Prensi mi?

Fatih, Bosna’yı fethettiğinde Bosna Kralı Sigismund’un oğlu, 1463’te 7 yaşındayken İstanbul’a getirildi. İstanbul’da Müslüman olan bu genç prens, İshak Kraloğlu Bey ismini alıp Fatih’in ordusunda görev aldı. 1479-1481 arasında Gentile Bellini, İstanbul’dayken Cem Sultan İstanbul’da değildi ama İshak Bey saraydaydı ve o sırada 25 yaşındaydı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sanat tarihi, aslında bir tür hikaye anlatıcılığıdır. Mitoloji, dini metinler, gelenekler, siyaset ve düşünce tarihinin değişimlerinin sanata etkisi üzerine yazmak, aslında yorum üretmektir. Yine de sanat tarihi, bilimsel bir alandır ve tutarlı olabilmek için bir yorum üretirken bunu bilimsel kanıtlara dayandırmak gerekir. Kanıt olmadan üretilen yorumlar, akademik anlamda iddia seviyesinde kalır. Sanat tarihini iddialarla üretmek ise bilimsel bir yaklaşım olmaz. Bu yüzden, öncelikli olarak tablonun kendisine bakalım ve tabloya dair sorular üretip bunların yanıtlarını arayalım.

Neden Fatih’in karşısındaki genç adamın kıyafeti, daha desenli ve daha renkli? Neden onun başında kuş tüyleri varken Fatih’in başlığında bu tüyler yok? Genç adamın kaftanındaki nar sembolü, Osmanlı motifi mi, yoksa Avrupa tarzında mı? Bu genç adam neden sakalsız?

İKİLİ PORTREYE DAİR KESİN BİLGİ YOK

Franz Babinger’in belirttiğine göre bu ikili portre, 1950’de İsviçreli Oryantalist Rudolf Tschudi (1884-1960) tarafından keşfedildiğinde, arkasında bir kağıt parçası vardı ve bu kağıtta İtalyanca olarak “II.Mehmed ve Oğlu” yazılıydı ancak bu kağıt parçası kayboldu. Babinger’in aktardığı bu bilgi, bilimsel anlamda kesin bir bilgi sayılmıyor.

Rönesans resminde, ikili portrelerde sadece babalar ve oğullar değil, arkadaşlar, profesyonel anlaşma yapmış kişiler ve bazen sanatçılarla patronlarının betimlenmesi söz konusuydu. Ayrıca ikili portreler, dini içerikli değildi, seküler kompozisyonlardı. Cem Sultan’ın doğalcı üslupla ele alınan diğer portreleri ise bu ikili portredeki figüre hiç benzemiyor.

SOTHEBY’S UZMANLARI BELLİNİ ATÖLYESİ OLDUĞUNA KARAR VERDİ

Uzun süre Gentile Bellini’nin eseri kabul edilen ikili portre, 2015’te Sotheby’s tarafından satışa çıkarıldığında Sotheby’s uzmanları bunun Bellini eseri olmadığını, onun öğrencileri veya takipçileri tarafından yapılmış olabileceğini ve ‘Bellini Atölyesi’ sayılması gerektiğini savundular ve bu şekilde satışa çıkarıldı. 2020’de Christie’s aynı şekilde, bu eseri “Bellini Atölyesi” olarak satışa sundu, doğrudan Bellini eseri olarak değil. Eğer Babinger’in verdiği bilgiyi doğru kabul edersek tablodaki genç adamın Cem Sultan olması ihtimali var ama Cem Sultan olmaması ihtimali de aynı oranda yüksek. 

Cem Sultan’a dair birçok araştırma yapılmış durumda. Mantua Dükü II. Francesco Gonzaga’nın Isabella d’Este’ye 23 Temmuz 1493’te yazdığı bir mektuba göre, elçi Kasım Bey aracılığıyla II. Bayezıt’a iki portre götürülmüştü ve bunlardan birinde Cem Sultan betimleniyordu. Gülru Necipoğlu’na göre, bu portreler Mantua’nın saray ressamı olan Andrea Mantegna tarafından üretilmiş olabilir. Çünkü Mantegna, Vatikan Sarayı’nda Cem Sultan’ı görmüştü ve Mantua Dükü’ne onunla ilgili bir mektup yazmıştı. Ancak bu portre günümüze ulaşmış değil. 

GENÇ ADAMIN NEDEN SAKALI YOK?

Vakanivüs Guillaume Caoursin (1430-1501), Cem Sultan’ın küçük dudaklı, solgun mavi gözlü, kalın kaşlı, kanca burunlu ve sakallı olduğunu yazmış. Ancak portredeki genç adam yeşil gözlü ve sakalsız. Tablodaki figür, tarihçilerin anlatımına uymuyor. 

16.yüzyılın ikinci yarısında Aşık Çelebi’nin yazdığı Meşâirü’ş-Şuârâ’da bulunan bir minyatürde Cem Sultan sakallı. 1580’de Cosimo de’ Medici için Cristoforo dell’Altissimo’nun (1525-1605) yaptığı Cem Sultan portresinin kopyasında da sakallı. Cem Sultan’ın Avrupa’ya gittiğinde sakalını kestiğine dair bir bilgi yok.

İkili portredeki genç adam, otantik bir Osmanlı başlığı takmış ve bu başlığında tüyler bulunuyor. 15.yüzyıl Avrupa resimlerinde, Doğulu figürlerin tüylü başlıklarla resmedilmesine sıkça rastlanır. Bu kuş tüyleri, Osmanlı toplumunda statü göstergesiydi. En kıymetli tüyler, turna ve alacabalıkçıl kuşlarının tüyleriydi. Osmanlı’da tüylü başlıklar özel seremonilerde veya sefere çıkarken kullanıldı. Fatih’in karşısındaki genç adamın tüylü bir başlığa sahip olması, bu kişinin bir devlet memuru, mesela bir vali olabileceğini düşündürüyor. Bazı uzmanlara göre Fatih’in hediye ettiği bir kaftanı giyip başlığı takmış bir Venedik elçisi bile olabilir. 

Ayrıca Bellini’nin Londra’daki portresinde yer alan taç sembolleri İBB’nin satın aldığı tabloda bulunmuyor. Bu durumda bu tabloyu soylu olmayan biri sipariş etmiş olabilir. Bizdeki tabloyu yapan sanatçının Cem Sultan’ı hayali şekilde betimlemiş olması ihtimali de var. 

Genç adamın sakalsız betimlenmesi, sakal Osmanlı’da bir statü sembolü olduğundan, bu figürün Fatih’in varisi olamayacak kadar düşük statüde biri olduğunu gösteriyor olabilir. Bütün bunlar, sadece iddia seviyesinde kalan ihtimaller. 

İSTANBUL’DA YAŞAYAN BOSNA PRENSİ

Yine Babinger, ikili portredeki bu genç adamın Bosna Kralı Sigismund’un oğlu olabileceğini iddia ediyor. Fatih, Bosna’yı fethettiğinde Sigismund’un oğlu, 1463’te 7 yaşındayken İstanbul’a getirildi. İstanbul’da Müslüman olan bu genç prens, İshak Kraloğlu Bey ismini alıp Fatih’in ordusunda görev aldı. 1479-1481 arasında Gentile Bellini, İstanbul’dayken Cem Sultan İstanbul’da değildi ama İshak Bey saraydaydı ve 25 yaşındaydı. Bu iddiaya göre Bellini, muhtemelen İshak Bey’in resmini İstanbul’da saraydayken yapmıştı ve bu resmi Venedik’e yanında götürmüştü. Venedik’te Bellini’nin öğrencilerinden biri, Fatih’in portresi ile İshak Bey’in portresini birleştirerek bizdeki ikili portreyi üretmiş olabilir.

Gördüğünüz gibi, bu portreye dair ihtimaller soru ürettikçe çoğalıyor ama bir türlü kesin bilgiye ulaşamıyoruz. Şimdi bir de kaftandaki nar motifi üzerinden düşünelim.

 İslam’da nar, cennet meyvelerinden biridir ve bereketi simgeler. Birçok mimari süslemede ve dokumada, özellikle saz üslubu denen formatta karşımıza çıkar. Kaftanlarda nar motifi vardır ama Osmanlı’daki nar motifi çizimleri bu tablodakinden daha sadedir. Genç adamın kaftanındaki nar motifi Osmanlı tarzında değil, Avrupa stilinde. Zaten bu yüzden bu figür, müzayedeevlerinin tanıtım metinlerinde “Avrupalı kıyafetleri içinde, başında tüylü bir başlık bulunan genç bir soylu” şeklinde tanımlanıyor. Ancak kaftanında neden nar motifi olduğunun bir cevabı yok. Avrupa modeli kaftanın üzerine neden Osmanlı tarzında tüylü başlık taktığının da bir cevabı bulunmuyor.

SORGULADIKÇA GİZEMİ ARTIYOR

Bu genç adam, Fatih ile tanıştığını çevresine kanıtlamak istediği için bu ikili portreyi sipariş eden Avrupalı bir soylu veya bir elçi mi? Bu genç adam, gerçekten Fatih’in oğlu olsa neden Avrupalı kaftanıyla ve sakalsız betimlensin?

Bu resim Bellini tarafından İstanbul’da üretilmiş olsa, Fatih döneminde Osmanlı sarayında Avrupalı kaftanları mı giyiliyordu? Bu resim, İstanbul’da yaşayan bir İtalyan elçinin veya soylunun Bellini’ye kendi verdiği siparişi olabilir mi? Bu genç adam Bosna Kralı’nın Müslümanlığa geçen oğluysa, Bellini bu resmi, onun Müslümanlaşmış halini Avrupalı aristokratlara göstermek için mi yapmıştı?

Bu portreye dair daha fazla soru ürettikçe, Avrupa kültürü ile Osmanlı kültürünün yüzyıllar süren etkileşimi yüzünden, portrenin gizemi daha da artıyor.

BU TABLONUN GİZEMİ BİLİMSEL YÖNTEMLERLE ÇÖZÜLEBİLİR Mİ?

Bu portrede, genç adamın kaftanındaki nar motifinin bir benzerinin bulunması durumunda, bu figürün kimliği konusunda daha fazla ipucu yakalamamız mümkün olabilir. Şu durumda, figürün kaftanındaki nar motifinin Osmanlı tarzında olmaması sebebiyle ve figürün sakalsız olması nedeniyle bu figürün Cem Sultan olduğunu kesin bilgiymiş gibi iddia etmek tutarlı olmaz. Ancak başlığındaki tüyler onun Oryantalist anlamda Doğulu biri olduğunu gösteriyor. Yine de bu resmin, modelden çalışılmış değil, hayali olarak yapılmış olması ihtimali daha yüksek.

Teknik açıdan ise Fatih’in İkili Portresi’nin Bellini eseri kabul edilmemesi için başka gerekçeler de var. Londra National Gallery’deki Bellini portresi tuval üzerine yapılmışken İBB’nin satın aldığı ikili tablo ahşap pano üzerine. Mantegna gibi bazı Rönesans sanatçıları, tuval bezi yerine özellikle ahşap üzerine resim yapmak konusunda uzmanlaşmıştı. Ayrıca her usta, boyasını kendi atölyesinde kendisi hazırlardı ve sanatçıların tekniklerindeki ve eserlerindeki renk farklılığının en büyük nedeni, boyalarını nasıl hazırladıklarıyla ilgiliydi. Doha Müzesi’ndeki diğer tablonun da tuval üzerine olduğunu hatırlarsak İBB’nin satın aldığı tabloya boya analizi yapılması, bu eserin hangi ustanın boya hazırlama yöntemiyle yapıldığı konusunda, bilimsel bir bilgiye ulaşmamızı sağlayabilir.

Kaynaklar:

Monnas, Lisa (2008). Merchants, Princes and Painters: Silk Fabrics in Italian and Northern Paintings, 1300-1550. New Heaven: Yale University Press.

Berksoy, Funda (2005). “Andrea Mantegna'nın 'Müneccim Kralların Tapınması İsimli Eserinde Görülen Osmanlı İmgesi ve Sultan Cem,” Journal of Turkish Studies 29, no. 1.

Babinger, Franz (2002). Fatih Sultan Mehmed ve Zamanı. 8. baskı, çev: Dost Körpe. İstanbul: Oğlak Yayınları.

Necipoğlu, Gülru (2012). “Visual Cosmopolitanism and Creative Translation: Artistic Conversations with Renaissance Italy in Mehmed II's Constantinople.” Muqarnas 29: 1-81.

Uzun, Beyza (2015). Three Italian Portraits of the Ottoman Sultan. Yüksek lisans tezi. Kent Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü: https://www.academia.edu/31775805/Three_Italian_Portraits_of_the_Ottoman_Sultan