Faiz yüzde 19'da sabit bırakıldı

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizini yüzde 19'da sabit bıraktı. Karar metninde, enflasyonda düşüş sağlanmadan faiz indirimine gidilmeyeceği mesajı yinelendi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), faiz kararını açıkladı. PPK, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını piyasa beklentileri doğrultusunda yüzde 19'da sabit bıraktı. Şahap Kavcıoğlu'nun Merkez Bankası Başkanlığı'na atanmasının ardından karar metninden çıkartılan 'sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir' ifadesi yeniden metne girdi.

Politika faizi, Merkez Bankası'nın mart ayındaki toplantısında 200 baz puanlık artışla yüzde 19'a yükseltilmişti. Yeni Şafak'ta yazarken Merkez Bankası Başkanlığı'na atanan Şahap Kavcıoğlu, yazılarında ısrarlı savunduğu görüşün aksine 4 aydır faize dokunamadı. Öte yandan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçen günlerde katıldığı bir canlı yayında, 'temmuz-ağustos gibi' faiz bir miktar aşağı çekilebileceğini söylemişti.

 Merkez Bankası'nın karar metninde, "Son dönemde ithalat fiyatları kaynaklı maliyet unsurlarının yanı sıra, talep koşulları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir" mesajı verildi.

'ENFLASYONUN ETKİLERİ ÖNEMİNİ KORUYOR'

 Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun faiz kararına ilişkin açıklaması şöyle:

Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde aşılamanın hızlanması küresel ekonomide toparlanma sürecini desteklemektedir. Bununla beraber, emtia fiyatlarındaki artış eğilimi, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Yükselen küresel enflasyon ve enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktadır. 

Yurt içi iktisadi faaliyet güçlü seyretmektedir. İkinci çeyrekte, salgın kısıtlamalarına ve finansal koşullardaki sıkılaşmaya bağlı olarak iç talep bir miktar ivme kaybederken, dış talep gücünü korumaktadır. Aşılamanın toplumun geneline yayılarak hızlanması salgından olumsuz etkilenen hizmetler ve turizm sektörlerinin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Gerçekleştirilen parasal sıkılaştırmanın etkisiyle krediler ılımlı bir seyir izlemektedir. Bununla birlikte, kredilerin seyri ve kompozisyonu makroekonomik istikrar açısından yakından takip edilmektedir. Emtia fiyatlarındaki yükselişe karşın, ihracattaki güçlü artış eğilimi, kredilerdeki yavaşlama, altın ithalatındaki belirgin gerileme ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasının cari işlemler dengesinde başlayan iyileşmeyi hızlandırması beklenmektedir. 

PARA POLİTİKASINDA SIKI DURUŞ

Son dönemde ithalat fiyatları kaynaklı maliyet unsurlarının yanı sıra, talep koşulları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Diğer taraftan, parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri gözlenmeye başlamıştır. Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Bu doğrultuda Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. 

FAİZ ENFLASYONUN ÜZERİNDE OLACAK

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir. 

Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır."

UĞUR GÜRSES: METİNDEN ÇIKARDIĞINIZ 'SIKI' KELİMESİNİ NEDEN YENİDEN EKLEDİNİZ?

Ekonomi yazarı Uğur Gürses, 'sıkı' ve 'kararlılıkla' kelimelerinin yeniden metne girdiğine dikkat çekerek, "Ama kimse bu politikanın sıkı olduğunu zaten düşünmüyor. Geçen ay neden bu kelimeyi (sıkı) metinden çıkardınız, şimdi neden eklediniz?" diye sordu.

ÖZATAY: DEZENFLASYONİST SÖZCÜĞÜ YAKIŞIYOR MU?

Ekonomist Fatih Özatay da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, faiz kararında yer alan "Mevcut sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde... devam edilecektir" cümlesine işaret ederek, "Demek ki gerçekten para politikasının sıkı olduğunu ve de enflasyonu düşürücü yönde olduğunu düşünüyor Merkez Bankası. İlginç..." dedi ve sordu: "Merkez Bankası'nın faiz kararı duyurusundaki 'dezenflasyonist' sözcüğü bir Cumhuriyet kurumuna yakışıyor mu?"

GÜRKAYNAK: BİR KARŞILIĞI YOK

İktisatçı-ekonomist Refet Gürkaynak ise Merkez Bankası politikalarına şu eleştiriyi getirdi: 

Merkez Bankası demiş ki: "...politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde..." Muhafaza edilen güçlü dezenflasyonist etki derken kastettiklerinin benim hayatımda bir karşılığı yok. Umarım siz benden iyi durumdasınızdır.

Para politikasında bir de "mevcut sıkı duruş" var. İktisattan zaten nefret eden ülke idaresi gözümüzle gördüğümüze ve insan aklına da aman vermiyor. (EKONOMİ SERVİSİ)