Erdoğan'dan AB liderlerine Doğu Akdeniz mektubu

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) liderlerine, Türkiye'nin Doğu Akdeniz politikasını anlattığı mektup gönderdi. Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmeler nedeniyle Türkiye-AB ilişkilerinin yeni bir sınamadan geçtiğini belirten Erdoğan, "Gerginliğin sorumlusu Yunanistan ve GKRY" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB'nin Doğu Akdeniz konusunda yanlı davrandığını söyledi.
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Avrupa Birliği liderlerinden, Türkiye'nin Doğu Akdeniz politikasına destek isteyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hidrokarbon faaliyetlerinin durdurulmasının istenmesinin ise haksız bir talep olduğunu söyledi.

Erdoğan, Yunanistan ve Kıbrıs dışındaki Avrupa Birliği kurumlarının başkanlarına ve üye ülkelerin liderlerine birer mektup göndererek, Türkiye'nin Doğu Akdeniz konusuna yaklaşımını ve sorunların çözümüne yönelik önerilerini aktardı.

'AB İLİŞKİLERİ ÖNCELİĞİMİZ'

Mektupta, Türkiye-AB ilişkileri ve bu ilişkilerin ilerlemesinin Türkiye için her zaman öncelik taşıyan konuların başında geldiği ifade edildi. Türkiye-AB ilişkilerinde 60 yılı aşan zorlu sınamalar da yaşandığını belirten Erdoğan'ın mektubu özetle şöyle:

DOĞU AKDENİZ POLİTİKASININ İKİ HEDEFİ VAR: Son dönemde, Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmeler nedeniyle ilişkilerimiz yeni bir sınamayla karşı karşıyadır. Bu mektupla sizlere, Türkiye'nin Doğu Akdeniz konusuna yaklaşımını ve sorunların çözümüne yönelik önerilerini aktarmak istiyorum. Doğu Akdeniz politikamızın iki ana hedefi vardır. Birincisi, Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanlarının uluslararası hukuka uygun olarak, hakça ve adil biçimde sınırlandırılması ve kıta sahanlığımızdaki egemen hak ve yetkilerimizin korunmasıdır. İkinci hedefimiz ise Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs Adası'nın eşit ortağı olarak, Ada'nın hidrokarbon kaynakları üzerindeki eşit hak ve çıkarlarının garanti altına alınmasıdır. Bu hedeflerimiz çerçevesinde Türkiye, Doğu Akdeniz'in, tüm tarafların iş birliği yaptığı, hidrokarbon kaynaklarının hakça ve adil şekilde paylaşıldığı, barış ve istikrarın hüküm sürdüğü bir iş birliği bölgesi olmasını arzu etmektedir. Kömür ve çeliğin AB'nin çıkış noktasını oluşturduğu gibi, hidrokarbonun Kıbrıs'ta çözüme ve büyük AB'nin oluşumuna temel oluşturmasını diliyoruz.

GERGİNLİĞİN SEBEBİ YUNANİSTAN VE GKRY: Doğu Akdeniz'de devam eden gerginliğin müsebbibi Türkiye değil, Yunanistan ve GKRY (Kıbrıs). Bugün geldiğimiz duruma, Yunan-Rum ikilisinin Türkiye'yi ve Kıbrıs Türklerini yok saymaları, tek yanlı adımlar atmaları, oldubittiler yaratmaları ve AB'nin buna 2003 yılından beri seyirci kalması yol açmıştır.

YUNANİSTAN'LA ÖN KOŞULSUZ DİYALOĞA HARIZ: Hidrokarbon faaliyetlerinin durdurulmasının istenmesi, haksız ve adaletsiz... Türkiye, Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanlarının uluslararası hukuka uygun, hakça ve adil şekilde sınırlandırılmasını savunuyor. Bu amaçla Yunanistan ile ön koşulsuz olarak diyaloga hazır olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim. Bu çerçevede gerginliğin azaltılması için NATO Genel Sekreteri'nin deniz ve hava unsurlarını ayrıştırma girişimine de başından itibaren destek verdiğimizi dikkatinize getiririm. Diğer taraftan Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıs Rumlarının, yıkılan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ortak kurucuları ve Ada'nın ortak sahipleri olarak hidrokarbon kaynakları konusunda, hakça gelir paylaşımı dahil bir iş birliği mekanizması tesis etmeleri gerekir. Böyle bir iş birliği mekanizmasının kurulması için, Kıbrıs meselesinin çözümünü beklemeye gerek yoktur. Zira Ada'daki her iki taraf da, belirlediği ruhsat sahalarında uluslararası petrol şirketleri aracılığıyla faaliyet göstermektedir. Bu faaliyetlerin durmasına veya devam etmesine ancak Ada'daki iki halk birlikte karar vermelidir. Ayrıca, Doğu Akdeniz'de Kıbrıs Türkleri dahil tüm tarafları bir araya getirecek, kapsayıcı bir enerji iş birliği forumu kurulmasının son derece yararlı olacağına inanıyorum. Türkiye bu yönde atılacak adımlara her türlü desteği vermeye hazırdır.

AB'NİN TUTUMU YANLI: AB'nin bu düşüncelerimize destek vermesini, aday ülke Türkiye'ye karşı takındığı yanlı tutumu terk etmesini, Yunanistan'ın ve GKRY'nin maksimalist tezlerine koşulsuz, haksız yere destek vermemesini temenni ediyorum. AB'nin ülkeme karşı aldığı bu yanlı tutum, AB müktesebatına ve uluslararası hukuka aykırıdır. Bu yanlı tutum çözümü zorlaştırmakta, gerginliği arttırmakta ve Türkiye-AB ilişkilerine, birçok alandaki ortak menfaatlerimize zarar vermektedir. Bizim AB'den beklentimiz tarafsız kalması, herkese eşit davranması, diyalog ve iş birliğini desteklemesidir. Yukarıda bahsettiğim adımlar atılmadan Türkiye ve Kıbrıs Türklerinden Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon faaliyetlerini durdurmalarının istenmesi, haksız ve adaletsiz bir taleptir."

'MISIR'LA İMZA GÜVENSİZLİĞİ ARTIRDI'

Yunanistan'ın 6 Ağustos'ta Mısır'la imzaladığı sınırlandırma anlaşmasının güvensizliği artırdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mektubunda şu ifadelere yer verdi:

"Doğu Akdeniz'de en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye'nin kendi karasularına hapsolmasını kimse beklememelidir. Biz diyalog ve iş birliğine her zaman hazır olduk. Bize AB üzerinden empoze edilmeye çalışılan maksimalist taleplere de boyun eğmedik. Hiçbir ülkenin hakkında gözümüz yok. Ancak hem kendi haklarımızı, hem de garantör ülke olarak, Kıbrıs Türklerinin haklarını koruduk ve korumaya devam edeceğiz. Doğu Akdeniz meselelerine adil ve barışçıl bir çözüm bulabilmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bunun için iş birliği ve diyalog desteklenmeli, mevcut krizi daha da ağırlaştıracak adım ve kararlardan kaçınılmalıdır. Bizim samimi arzumuz, 18 Mart Mutabakatı'nın günün koşulları da dikkate alarak güncellenmesi ve Türkiye-AB ilişkilerinin tüm yönleriyle, ortak çıkarlarımız doğrultusunda aşama aşama ilerletilmesidir. Bunun yolunun ise yasa dışı göç, terörizm, ticaret, enerji gibi pek çok farklı alanda ilişkilerimizin müşterek çıkarlarımız için taşıdığı hayati önemin farkında olmaktan geçtiğine inanıyor, bu amaca yönelik değerli desteğinizi bekliyorum."
(ANKARA-AA)