Dolar neden yükseliyor? Merkez'in rolü ne?

2018'in ağustos ayında 7,20 seviyesini test ederek, tarihi rekor düzeye ulaşan dolar, bu hafta başında 7 lira bariyerini aşarak, 7,10 lira seviyelerine geldi. Peki dolar neden yükseliyor? Merkez Bankası'nın adımları dolardaki artışı nasıl tetikledi?..

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Dizginlenemeyen dolar, yeniden rekor seviyelere doğru gidiyor. Merkez Bankası'nın geçen hafta boyunca 7 liranın altında tutmak için çeşitli hamleler yaptığı dolar, bu hafta başında bu psikolojik bariyeri de yıktı. 7,08- 7,10 aralığında dalgalanan dolar artık yeni tarihi seviyeye bir adım uzakta...

Merkez Bankası'nın ocak ayında açıkladığı beklenti anketinde, yıl sonu için 6,41 lira olarak tahmin ettiği dolar şimdiden 7 lirayı geçti bile... Peki Türkiye ekonomisinin 2018 yılının ikinci çeyreğinden itibaren yeni bir krize girmesinin yanısıra hangi etmenler, döviz kurunun serbest uçuşa geçmesine neden oldu? Merkez'in bolca mesai yaptığı matbası hangi sonuçlara yol açtı?.. Doları 7 liranın altında tutmak için Merkez'in rezervleri nasıl eritildi?

Döviz kurlarındaki yükselişi zincirleme olarak tetikleyen çeşitli faktörler var. Bunları sıralayacak olursak;

MERKEZ BANKASI BOL BOL PARA BASIYOR: Merkez Bankası'nın bastığı TL miktarı geçen yıl yüzde 1,57 azalmışken, bu yılın ilk ilk çeyreğinde basılan para miktarı yüzde 55 arttı. Peki Merkez Bankası bastığı bu paralarla ne yapıyor?

BİR GÜNDE 10 MİLYARLIK ALIM: Merkez'in bastığı paranın izini, devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) piyasasında sürmek mümkün. Merkez Bankası nisan başında, 'TL ihtiyacına karşı parasal gevşeme adımları'nı devreye aldığını açıklamıştı. Söz konusu adımları ise DİBS piyasası likiditesinin desteklenmesi, bankaların TL ve döviz likidite yönetimlerinde esnekliğin artırılması ve reel sektöre kredi akışının devam etmesi olarak açıklamıştı. Sistem bu noktada şöyle işliyor. Hazine, borçlanabilmek için DİBS'leri bankalara satıyor. Merkez Bankası ise para basarak, bankalardan bu DİBS'leri alıyor. Örnekleyecek olursak, Merkez Bankası nisan başında 10 milyar liralık menkul kıymet alımı gerçekleştirdi. Daha öncesinde bu miktarın 300-400 milyon lira olduğu göz önüne alınırsa, bir günde yapılan 10 milyar liralık işlemin büyüklüğü daha net anlaşılabilir. Mart ayı ortasından bu yana ise 5 milyar dolarla rekor düzeyde devlet tahvili alındı. Oluşturulan bu döngüyle; Merkez Bankası para basıp, arka kapıdan dolaşarak dolaylı yoldan Hazine'ye vermiş oluyor.

TL BOLLAŞINCA DÖVİZE KAÇIŞ HIZLANIYOR: Yabancı yatırımcılar başta olmak üzere piyasa, Türk Lirası'nın bollaşmasının para birimine değer kaybettireceğinden hareketle, varlıklarını satarak dövize yöneliyor.

4 AYDA 32 MİLYAR DOLARLIK DÖVİZ SATILDI: Yapılan hesaplamalara göre kamu bankaları bu yılın ilk dört ayında, geçen yılın toplamından daha fazla (32 milyar dolar) döviz sattı. Üstelik bu rekor döviz satışına rağmen dolar 7 liranın altında dahi tutulamadı. Merkez Bankası'nın internet sitesinde yer alan verilere göre brüt rezervi (24 Nisan itibariyle) 52 milyar 700 milyon dolar... Ekonomist Mahfi Eğilmez'in net rezerv miktarına ulaşmak için Merkez Bankası'nın analitik bilançosuna göre yaptığı hesaplamaya göre net rezerv 16,2 milyar dolar. Swap (emanet) dövizleri çıkarıldığında ise rezerv eksi 13,4 milyar dolara düşüyor.

FAİZ İNDİRİMİ: Merkez Bankası, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ısrarlı talebi ve küresel piyasalarda da benzer adımların atılmasının etkisiyle son 8 toplantısında faiz indirimine gitti. Faiz indirimlerinin ilki, 26 Temmuz 2019 tarihli Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında geldi. Merkez, bu tarihte politika faizini yüzde 24'ten yüzde 19,75'e çekti. Enlasyonun her yıl aynı dönemde baz etkisiyle 3 aylık aşağı yönlü hareketi dillendirilmeden alınan bu faiz indirimini, 7 faiz indirimi daha takip etti. 22 Nisan'daki son PPK toplantısında ise politika faizi yüzde 8,75'e çekildi. Faizdeki düşüş ise mevduatlarda dövize kaçışı hızlandırırken, dışarıdan sıcak para girişi de daralıyor.

CDS PRİMİNİN ETKİSİ: Basitçe anlatılacak olursak, Credit Default Swap (Kredi Temerrüt Takası), bir devletin ya da ülkedeki şirketlerin piyasaya sunduğu borçlanma araçlarının (hazine bonosu, devlet tahvili, finansman bonosu gibi) vadeleri geldiğinde bunların ödenmemesine riskine karşılık yatırımcılardan alınan bir bedeldir. Bir tür sigorta bedeli olarak da tanımlamak mümkün. Ödenmeme riskine karşılık ödenen bu sigorta bedeline ise CDS Primi adı veriliyor. CDS primleri ülkelerin aldıkları borçları geri ödememe risklerini ölçen bir göstergedir. Türkiye'nin CDS primi 600’ün üzerinde, yani oldukça maliyetli bir noktada...

KISA VADELİ BORÇ 122 MİLYAR DOLAR: Türkiye'nin kısa vadeli borç stoku şubat ayında 122 milyar 500 milyon dolar olarak gerçekti. Kısa vadeli, yani bir yıl içinde ödenmesi geren borç, döviz kurunda artışa bağlı olarak, TL cinsinden her geçen katlanıyor. Bu borçlar ise kamu ve özel sektörün üzerinde büyük baskı oluşturuyor.