Bakan Şimşek: Türkiye piyasalarla inatlaşmayacak

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, piyasalarda 'OHAL olmasa TL bu kadar değer kaybetmezdi, yabancı yatırımlarda azalma var' eleştirilerinin geldiğini hatırlatarak, "Tamam yabancı yatırımlarda azalma var ama OHAL mecburiyet nedeniyle geldi" dedi. Merkez Bankası'nın dövize karşı bir haftada attığı 3 hamleyi de değerlendiren Şimşek "Merkez Bankası geç de olsa güçlü adım attı, ne gerekiyorsa yapacak, gerekirse ilave tepki verecektir. Türkiye piyasalarla inatlaşmayacak" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Başbakan Yardımcısı Şimşek, İran'a yönelik yaptırımları deldiği gerekçesiyle ABD'nin Halkbank'a milyarlarca dolar ceza kestiği ve kararın yakında açıklanacağı iddialarını yalanladı. Şimşek "Halkbank'a ilişkin bir karar yok. Bunlar uydurma. Halkbank'a 49 milyar dolar ceza verileceği uydurma bir haber" dedi.

Mehmet Şimşek ekonomideki son gelişmeleri NTV canlı yayınında değerlendirdi. Şimşek, Merkez Bankası'nın hamleleriyle ilgili olarak, "Merkez Bankası'nın spekülatif saldırılara karşı eli kolu bağlı değildir. Merkez Bankası ne gerekiyorsa yapacaktır" diye konuştu.

Şimşek'in açıklamaları özetle şöyle:

MB GEÇ DE OLSA GÜÇLÜ ADIM ATTI: Merkez Bankası geç de olsa güçlü bir adım attı ve etkili oldu. Bazen hemen akabinde piyasaların normalleşmesi bekleniyor ama öyle olmuyor. Patikaya oturması zaman alıyor. MB'nin etkisini sınırlayan dün birkaç etken oldu. Bunlardan biri Halkbank'a ilişkin asılsız iddialar. Halkbank bunu yalanladı. Halkbank'a ilişkin bir karar yok. Bunlar uydurma. Halkbank'a 49 milyar dolar ceza verileceği uydurma bir haber.

MB'NİN ELİ BAĞLI DEĞİL: Merkez Bankası'nın spekülatif saldırılara karşı eli kolu bağlı değildir. Merkez Bankası ne gerekiyorsa yapacaktır. Sanki gelişmekte olan ülkelerde sorun yok da Türkiye'de sorun var gibi gösterildiğini de görüyoruz. ABD'de uzun vadeli faizler hızla artarak yüzde 3'ü aştı. Yüzde 3 kritik bir eşiktir. Bunun etkisi oluyor. ABD doları tüm para birimlerine karşı değer kazanıyor. Bu trendler Türkiye'ye özgü değildir. Türkiye'yi olumsuz anlamda ayrışmasına sebep olan gelişmeler var. Seçim arifesindeyiz. Maliye politikasına ilişkin endişeler var. Mali disiplin konusundaki tereddütler yersizdir. Para politikasının tepkisiz zaman aldı. Bunlar da güven kaybında etkili oldu. Merkez Bankası güçlü bir tepkiyle aslında bağımsız olduğunu gerektiğinde gerekeni yapacağını ortaya koymuştur.

OHAL: "OHAL olmasaydı lira bu kadar değer kaybetmezdi, yabancı yatırımlar azaldı" deniyor. Tamam doğrudan yabancı yatırımlarda azalma var. Ama OHAL niye geldi, bir mecburiyetten dolayı geldi. Terör örgütü hendek siyaseti ile işi yeni bir boyuta taşıdı. O dönemde DEAŞ'ın bölücü terör örgütünün saldırıları var. Türkiye OHAL'le terörün nefesini kısmıştır. Bu söylemlerde işi bağlamında tutmak lazım. 2002'den sonra hemen OHAL'e son veren iktidarız. Türkiye terörle mücadelede eli rahatladığı an bir gün dahi OHAL devam etmeyecek.

ENDİŞELERİN GİDERİLMESİ LAZIM: Piyasalardaki bu oynaklık sadece Türkiye'ye özgü değildir. Türkiye'ye özgü jeopolitik sorunlar ve seçim atmosferi kısmen etkili oluyor. Bünyemiz iddia edildiği gibi zayıf değildir. Benzer durumları 2006, 2014'te yaşamışız. Türkiye çok ciddi şekilde seçim sonrası pozitif bir şekilde ayrışacak. Dün dedikodular aslında çok manidardır. Türkiye bir seçime gidiyor. Biz gereken tepkiyi verdik. Ne gerekiyorsa vereceğiz. İlave endişelerin giderilmesi lazım kamu maliyesine ilişkin... Türkiye seçim sonrasında bu atılan adımları telafi edecek düzenleme kabiliyetine sahip.

VERGİ TABANI GENİŞLETİLECEK: Vergileri artırmadan vergi tabanını genişletecek reform Meclis'te. Kamunun borç sorunu yok. Gerektiğinde firmalarımıza yapılandırma konusunda güçlü destek vereceğiz, kayıtsız değiliz. Firmalarımız döviz ile borçlanacak ama geri ödeme kapasitesi olan borçlanacak, KOBİ'lere ilişkin kısım devreye girdi. Aynı şeyi büyük firmalara da yapacağız. Bu reform ortalık yatışınca başlı başına Türkiye'nin notunu iyileştirmeye ve kırılganlığı azaltmaya yeterlidir. Bankacılık sektörü sağlam olmaya devam ediyor. Kârlılık devam ediyor. Bankacılık sektörü aşırı borçlu mu, o da değil. Türkiye 15 yıl öncesine göre istihdamda üretimde sanayide ihracatta her alanda daha ileri. Liranın efektif olarak geride kalması gerçeklikten kopuşu ifade ediyor. Adımı attıktan sonra iletişim daha kolay.

MERKEZ BANKASI GEREKİRSE İLAVE TEPKİ VERİR: Merkez bankamız çok güçlü bir tepki vermiştir, gerekirse ilave tepki verecektir. Endişeleri gidermek için de yatırımcılarla diyaloğa gireceğiz. 1-2 hafta içinde bunun da güçlü yansımasını göreceğiz.

DALGALI KUR REJİMİ DEĞİŞMEYECEK: Dezenflasyon sürecinde Merkez Bankası'na yardımcı oluyoruz. Yapısal reformlar konusunda da çok önemli mesafeler kat ettik. Önümüzdeki dönemde enflasyonu aşağı çekme konusunda maliye politikası uygulamaya girecek. Enflasyon ve cari açığı düşürme konusunda güçlü adımlar atılacak. Dün Cumhurbaşkanımız beyanname açıkladı. Kur rejimi değişmeyecek. Bunlar ekonomiye zarar veren, endişeleri artıran söylemlerdir. Kur rejiminde hiçbir zaman değişiklik ne konuşulmuş, ne tartışılmıştır. Ne de olacaktır. Dalgalı kur rejimi bu şokları absorve etmemizde yararlı.

PİYASA EKONOMİSİNDEN GERİ ADIM YOK: Ne Merkez Bankası bağımsızlığından ne kurala dayalı piyasa ekonomisinden geri adım atılması söz konusu değil. Bunlar içeride de dışarıda da etkili oluyor. Böyle dışa açık ekonomide bu türden söylemler siyaseten kendilerine alan kazandırıyormuş gibi görünebilir ama Türkiye'ye büyük zarar veriyor. Temel hususlardan geri adım olmayacak. Türkiye bütün sorunlarını piyasalarla inatlaşmadan çözecektir. Biz yatırımcıların tedirginliğini anlıyoruz. Gerekli adımları atmaya devam edeceğiz.

EN ÖNEMLİ GÜNDEM AB'YLE İLİŞKİLER: (Merkez Bankası Başkanı ile Londra'da yatırımcılarla yapacağı görüşmeye ilişkin soru üzerine): Para politikasında normalleşme sadeleşme süreci devam edecek. Mali disiplin devam edecek. Gündemde vergi artışı ya da yeni vergi artışı yok. Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin risk primi azalacaktır. ABD'nin bize karşı politikasının yanlış olduğunu, ABD'nin önünde sonunda göreceğine inanıyorum. AB ile ilişkiler en önemli gündemimiz olmaya devam edecek. Türkiye'nin dinamiklerini doğru politika adımlarıyla desteklendiğinde hikâyesinin güçlü olduğunu anlatmaya gideceğiz.

REEL SEKTÖR KURDAN ETKİLENDİ, YARDIMCI OLACAĞIZ: Döviz kurunun reel sektör bilançolarında bir yıl vadeye kadar etkisi sınırlı. Orta vadede etkisi önemli. Atacağımız adımlarla tahribat sınırlanır. Hanehalkına bakınca, vatandaşın döviz borcu yok. Dövizle borçlanma yasağı getirdik. Hanehalkının döviz mevduatı var mı, 100 milyar dolardan fazla mevduat var. Altın bir tasarruf aracı bundan olumsuz etkilenmiyorlar. Burada etkilenen reel sektördür. Biz buna kayıtsız değiliz, reel sektörümüzün yanındayız. Gerekirse ilave çalışmalarımız da olur. Kamu yükümlülükleri konusunda elimizden gelen desteği vereceğiz. Reel sektörün de döviz geliri olmayanların dövizle borçlanmaması esasını oturtacağız. Döviz geliriniz varsa dövizle borçlanın dedik. Biz bunu KOBİ'ler için mayıs başından itibaren kurala dönüştürdük. Yılın ikinci yarısında büyük şirketler için uygulamaya koyacağız. Döviz talebimin hemen hemen büyük kısmı dün yerli firmalar ve dedikodulardan dolayı vatandaşlardan geliyor. Firmalara sesleniyorum, endişe etmelerine gerek yok, yardımcı olacağız. Seçim sonrasında spekülatif atakların azalacağına inanıyoruz.

TÜSİAD'A REFORM YANITI; ORTALIK TOZ DUMAN: TÜSİAD’la ilişkilerimiz iyi… Ama ortalık toz duman… Bu ülkede çok ciddi reformlar yapıldı. Ar-Ge reformunu yaptık. Çalışma hayatında esnekliği arttıracak reformunu yaptık. Bir çok reform yaptık… En önemlisi Dünya Bankası'yla çok kapsamlı bir reform yaptık tabii ki bunlar yetmez reform süreklilik gerektirir. Türkiye’nin en zor dönemi olan 2016 da çok önemli reformlar yapılmıştır. Türkiye yapısal sorunları var ama kalkındı ve gelişti. Piyasadaki bu oynaklığa bakıp bu türde reform yapılmadı algısı çok yanlış.

(HABER MERKEZİ)