Enfekte olan hücreler virüsü yayan uzantılar üretiyor

Gözlemlenen tüy benzeri küçük çıkıntılar, hastalığı bulaştırmak için yeni hücrelere bağlanan yollar gibi hizmet ediyor olabilir. Eldeki yeni bulgular, gelecek dönemde korona virüsüne karşı etkili bir tedavi geliştirmek için umut vaat ediyor.

Google Haberlere Abone ol

Jack J. Lee

Korona virüsü tarafından istila edilen hücreler, bilim kurgu filmlerinden bir sahneyi andırır biçimde, viral parçacıklarla kaplı uzantıları oluşturabiliyorlar.

Araştırmacıların Cell adlı dergide yayınlanan çalışmada bildirdiğine göre, Covid-19’a yol açan korona virüsü türü olan SARS-CoV-2’nin bulaştığı insan hücreleri, hastalık bulaşmayan normal hücrelere kıyasla ‘filopod’ adı verilen çok sayıda ve normalden daha uzun çıkıntılar oluşturuyor.

HÜCRELER ARASI BİR İLETİM BAĞI KURUYORLAR

Araştırmada kullanılan yüksek çözünürlüklü elektron mikroskobu, enfekte haldeki maymun hücrelerinde bu tür filopodların var olduğunu doğruladı ve çıkıntılardan tomurcuklanan SARS-CoV-2 viral parçacıklarını görüntülemeyi başardı. Bu çıkıntıların, virüsün yayılmasında keşfedilmemiş rolleri olabilir ve gelecekteki antiviral tedaviler için hedeflenecek bir araç olarak bizlere yardımcı olabilirler.

Buna benzer iğne benzeri çıkıntılar, yapıların farklı roller üstlendiği bazı sağlıklı hücrelerde de bulunur. Örneğin, onarım hücreleri, yaralanan bölgelere gitmek amacıyla ortay çıkan kimyasal ipuçlarını tespit etmek için filopod gönderir.

Sars salgınının arkasındaki korona virüsü dahil olmak üzere, diğer virüsler de hücrelerin filopod tomurcuklandırmalarına yol açıyor olabilir. Marburg ve Ebola gibi kimi virüsler, enfekte hücrelerin ürettiği filopod boyunca seyahat eder ve doğrudan bir hücreden diğerine taşınmak için bu yapıları kullanabilir.

Almanya’da bulunan Freiburg Üniversitesi’nde hücre biyoloğu olan Robert Grosse, bu uzantıların ‘ulaşım için kullanılan otoyollara’ benzediğini ifade ediyor.

DAHA FAZLA ARAŞTIRMA GEREKİYOR

Filopodun Covid-19 enfeksiyonunda ne tür bir rol oynadığını doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Nashville’de bulunan Vanderbilt Üniversitesi Tıp Merkezi’nde görev yapan ve bu çalışmaya dahil olmayan virolog Mark Denison, mikroskopla takibin, enfekte olmuş hücrelerin zaman içinde bu hücreden hücreye kurulan bağlantıların viral yayılımı etkileyip etkilemediğine dair bir fikir vereceğini söylüyor.

Yapılan yeni çalışmada gözlemlenen filopod, ‘CK2’ adlı bir protein içermekteydi. Çeşitli kanser türleri hakkında yapılan klinik çalışmalarda CK2 inhibe edici (kısıtlayıcı, yavaşlatıcı/ç.n.) bir molekül olan ‘silmitasertib’ ile uyku haline geçirilen hücreler, SARS-CoV-2 enfeksiyonu karşısında tedavi edilmeyen benzerlerine göre çok daha dirençliydi.

Grosse, bu sonucun, CK2’nin gelecekte korona virüsüne karşı ilaç tedavileri geliştirmek için kullanışlı bir araç olabileceğini düşündürdüğünü sözlerine ekliyor.


Yazının aslı Science News sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)