İngiltere’de bulaşma oranı artarken salgında ikinci dalga gelebilir mi?

Biraz daha yüksek bir R değeri, ikinci dalganın yaklaştığı ya da karantina tedbirlerinin yeniden sıkılaştırılması gerektiği anlamına gelmeyebilir. Ama aynı şekilde, İngiltere’de hala her gün yaklaşık 400 kişinin virüse yakalandığını unutmamalıyız.

Google Haberlere Abone ol

Jasmina Panovska-Griffiths

İngiltere hükümetinin salgınla ilgili karantina tedbirlerini kaldırmaya başlamasından itibaren çok hızlı hareket etmenin korona virüsünün tekrar yayılmaya başlamasına yol açacağı yönünde birçok uyarı yapıldı. Ve o zamandan beridir, ülkedeki ‘R’ sayısının -hastalığın bulaşma oranını gösteren kilit bir ölçüt- kritik 1 eşiğinin üzerine çıktığını gösteren ve vaka sayılarının tekrar yükselmeye başladığı anlamına gelen raporlar mevcut.

Son veriler, güneybatı İngiltere’de R sayısının 1.1’e kadar yükselebileceğini, İngiltere’de toplam bulaşma oranının bir önceki hafta 0.8 ile 0.9 arasında olduğunu ve 0.8 ile 1 aralığına yükselebileceğini ortaya koyuyor. R sayısındaki bu artış, ülkenin Covid-19’un ikinci dalgasına doğru ilerlediğinin bir işareti olabilir mi? Gerçekler bundan daha da karmaşık.

‘R’ SAYISI TÜM GERÇEĞİ GÖSTERMİYOR

İngiltere’de Covid-19’un yayılımını izlemek için bir ölçüt olarak kullanılan ve temel üreme sayısını gösteren ‘R’ hakkında birçok şey işitmiş olabilirsiniz. Bu sayı, hastalığı bulaştıran her insanın bu virüsü bulaştıracağı ortalama kişi sayısını temsil eder ve virüsün nüfus içerisindeki bulaşma oranını gösterir.

R sayısı 1’in üzerine çıktığında eğer harekete geçilmezse yeni vakaların sayısı katlanarak artmaya başlayacaktır ve bu durumda bağışıklığı olmayan bir nüfus içerisinde virüs hızla yayılabilir. Salgının ilk günlerinde gerçekleşen şey buydu. R sayısı 1’in altında olduğunda, her hasta ortalama olarak bir kişiden daha az kişiye virüsü bulaştırır; bu da git gide daha az insanın virüsten etkileneceğini ve neticede salgının yok olacağını gösterir.

İngiltere’deki salgının başlangıcında, farklı çalışmalar İngiltere’deki R değerinin 2.4 veya 2.6, yaklaşık 3 veya 3 ile 4 arasında olduğunu tahmin ediyordu. 3 olan bir R değeri, her enfekte olan kişinin üç kişiyi daha enfekte edeceğini gösterir; yani bu yüzden eğer 100 kişi virüse yakalanmışsa, büyük olasılıkla 300 kişi daha enfekte olacak ve bu kişiler de diğer 900 kişiye hastalığı bulaştıracaktır.

Öte yandan, bölgeleri karşılaştırırken, tek başına R değeri size neler olup bittiğiyle ilgili resmin tamamını sunmaz. Örneğin, R bir bölgede diğerinden daha küçükse ama başlangıçta daha fazla insan hastalığa yakalanmışsa, yeni enfeksiyonların sayısı daha yüksek olabilir. 150 kişinin hastalığa yakalandığı bir toplulukta R değeri 2.5 iken 375 ikincil enfeksiyona neden olacak ve bu da sayının 3 olduğu bir önceki örnekten daha fazla, yani 938 yeni vaka üretecektir.

DALGALANMALAR VE BELİRSİZLİKLER MEVCUT

Karantina tedbirleri ve hastalıkların hava yoluyla yayılmasına yol açan sosyal temasın azalması sonucunda, İngiltere’de yeni Covid-19 vakalarının sayısında düşüş gerçekleşti ve R sayısı 1’in altına indirildi. Ne var ki bir salgın ilerledikçe ve vaka sayısı azalmaya başladıkça, R sayısı büyük dalgalanmalar ve belirsizlikler sergileyebilir.

Özellikle de vaka sayısı düşük seviyelere indiğinde ya da ülke genelinde bulaşıcılık oranı önemli ölçüde değiştiğinde, R sayısıyla ilgili tahminler fazlasıyla dalgalanabilir ve dolayısıyla neler olduğunu gösterebilmenin daha az güvenilir bir yolu haline gelir.

Bu durumda, R sayısının özellikle belirli bölgelerde tekrar 1’in üzerine çıkmış olabileceği yönündeki haberlerin, mevcut halk sağlığı önlemlerinin hiçbir işe yaramadığı veya hastalığın geri gelmek üzere olduğu anlamına gelmesi gerekmez. Bu, yalnızca bildirilen R değerinde dalgalanmalar yaşandığı yahut yerel bir alanda enfeksiyon sayısının biraz artmış olduğu anlamına da gelebilir.

Daha da önemlisi, R sayısı düzenlemeler ya da topluluklar genelindeki ortalamayı temsil ettiği için, yerel enfeksiyon kümelerini ıskalayabilir. ‘K sayısı’ diye adlandırılan başka bir ölçek, bu tür yerel topluluklarda bir hastalığın yayılışının ne oranda olduğunu ifade edebilir.

Daha düşük bir K değeri, potansiyel olarak birçok kişinin yalnızca bir veya birkaç başlangıç vakasından hastalığı kaptığı süper yayılma vakaları olduğunu, daha az sayıdaki insandan daha fazla insana bulaştırma olayının yaşandığını gösterebilir. Bu durum yerel olarak R sayısını artırabilir ancak hastalığın bulaşıcılığının genel olarak arttığını göstermeyebilir. Ayrıca, bugün bildirilen değerlerin çoğu kez en az bir hafta önce gerçekleşen olguların bir göstergesi olduğunu da unutmamalıyız.

DAHA FAZLA VERİYE İHTİYAÇ VAR

İlk incelemeler Covid-19 salgınının düşük bir K değerine sahip olabileceğini ve hastalığın kendine özgü bir süper yayılma potansiyeline sahip olabileceğini düşündürüyor. Bunun İngiltere özelinde nasıl uygulanabileceğini araştırmak için daha fazla çalışma gerekirken, bu sonuçlar bize virüsün R sayısının yanı sıra, özellikle de daha fazla yerel salgınlar ortaya çıktıkça yayılmaya ilişkin diğer önlemlerin dikkate alınmasının ne kadar da önemli olduğunu hatırlatıyor. Bunlar arasında ulusal ve yerel düzeydeki vaka sayısı, hastaneye yatışlar, ölümler ve K sayısı yer alıyor.

Çok kritik biçimde, R değerinin farklı yerlerde ve bir haftadan diğerine takip etmemiz gerekirken, salgın yavaşladıkça daha az güvenilir hale geldiği gerçeğine karşı da dikkatli olmalıyız. Biraz daha yüksek bir R sayısı, şu anda ikinci dalganın yaklaştığı ya da son zamanlarda alınan karantina tedbirlerinin hafifletilmesi kararının tersine çevrilmesi gerektiği anlamına gelmeyebilir.

Ama aynı şekilde, İngiltere’de hala her gün yaklaşık 400 kişinin virüse yakalandığını unutmamalıyız. Yani, R değeri 1’in altında olsa bile, hala bulaşma riski devam etmektedir. Bu risk, karantinanın hafifletilme sürecini yavaşlatarak ve insanları mevcut kurallara uymaya teşvik etmek için daha fazla çaba göstererek düşürülebilir. Kullanılan araştırma modelleri, ikinci bir dalganın oluşabileceğini ve Covid-19 öncesi yaşam tarzına geri dönme sürecinin hala çok uzaklarda olabileceğini ortaya koyuyor.


Yazının aslı The Conversation sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)