Dünya Forum: Kimmerya / Özgür, gezgin ve 'barbar'

Antik Yunan kentlerini yıkıp yakan Kimmerler, Anadolu’daki tüm krallıklar için küçük çaplı felaket görünümünde, yaklaşık iki yüz yıl boyunca büyük bir yıkım yaratmıştı. Kuzeydoğu Anadolu’da ve Hazar bölgesinde İskit akınları nedeniyle zayıflamalarının ardından, M.Ö. 6. yüzyılda Lydia Kralı Alyattes Kimmerleri büyük bir yenilgiye uğrattı. Bu büyük çöküşün ardından Kimmerler tarihteki yerlerini yitirdi, efsaneler ve hikayeler de sona ermiş oldu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Kimmerler, onları 'Ga-mir' veya 'Gi-mir-a-a' olarak adlandıran birçok Asur metninden dolayı bilinmektedir. Asur dilinde, bu isim “oraya buraya gidip-gelen insanlar” benzeri bir anlam ifade eder ve Kimmerlerin Hint-Avrupa dillerini anımsatan isimlerinin kökenine ilişkin daha fazla kayda rastlanmaz; öte yandan, yaşam biçimleri kusursuz biçimde anlatılmaktadır. Göçebe bir halk olan Kimmerler İskitlerle aynı alanları paylaşmaktaydı ve arkeolojik açısından İskitlerle neredeyse aynıydı; İskitlerin sonraları onları kendi ülkelerinden sürmüş olabileceği düşünülüyor.

Kimmerler, kimi akademisyenlere göre, hâlâ Kırım’ın bulunduğu güney Ukrayna’da yaşıyor olabilirler. Arkeologların bir kısmı ise, onları Prut nehri ve Aşağı Don (M.Ö. 900-650) bölgesi arasındaki ovalarda hayat bulan Novocerkassk kültürüyle aynı toplum olarak görmekte. Kimmerler yayları, kılıçları ve mızraklarıyla gömülüyordu. En değerli varlıkları inekleriydi ve sığırlarıyla ovalar arasında dolaşan göçebeler olarak bilinirler. Birçok göçebe toplulukta görüldüğü üzere, toplumsal yaşamda kadın-erkek arasında bir hiyerarşi kurmamışlardı; söz hakkı ve yaşamsal kararlar konusunda herkese doğal hakları teslim edilmişti. Bu duruma özellikle de savaşçı ve yağmacı bir halk olmasının neden olduğu düşünülüyor.

KİMMERYA

Kimmerya’nın yerli halkı, neredeyse gizemli bir tarihe sahiptir. Bu antik insanların (M.Ö. 8. ve 7. yüzyıllarda hüküm sürmüşlerdi) varlığına yapılan ilk atıfları Asur metinlerinde görürüz. Asurlular ve bir erken-Ermeni imparatorluğu olan Urartu kaynaklarında “güçlü ve hareketli bir askeri tehlike” olarak tasvir edilmişler. M.Ö. 7. yüzyılda Asural Kralı Aşurbanipal, Kimmerlere olan düşmanlığını tabletlere yazmıştır. Kral, popülaritesi, düşmanlara uyguladığı zulüm ve Ninova’da (Gılgamış Efsanesi dahil) büyük bir kütüphane kurmasıyla tanınan bir kraldır.

Kimmerlerin kökenleri konusunda hiç kimse emin olamasa da Herodot’un onlar hakkında yazdığı bazı bilgilere ulaşmak mümkün. Önceleri göçebe bir halk olan Kimmerler muhtemelen bir süre sonra yerleşik hayata geçmişler ve Karadeniz’in kuzeyindeki bölgede yaşamaktaydılar. Kimmerler, nehirleri takip ederek Kafkaslar’dan güneye doğru indi ve Asur ve Urartu imparatorluklarının sınırlarına akınlar düzenlediler. Ancak doğudaki İskitler bir süre sonra Kimmerlerin topraklarına girip onları sürdü, bazılarını ise süreç içinde asimile ettiler.

Evrensel biçimde kabul görmese de İskitlerin yayılması sonrasında Kimmerlerin Avrupa’ya yönelen göç hareketleri, Kelt veya Germen topluluklarının atası olarak görülmelerine yol açmıştır.

İRAN TOPRAKLARINDAKİ İZLER

.

Kimmerlerin İran’daki varlığı, birçok bilim insanı açısından su götürmez bir gerçek. Tarihsel olarak saptanabilen Kimmer liderlerinin (Teuşpa, Ligdamis vs.) İran kökenli isimlerine bakmak, bu görüşe sağlam bir temel sunabilir. Diğer yandan, Kimmer tarihi hakkında yetkin bir uzman olan Askold Ivanchik, Kimmerleri gizemli bir insan topluluğu olarak görür.

Kimmerlerin Dinyeper ve Don nehirleri arasındaki asıl vatanlarını terk etmesinin sebepleri çeşitli olabilir. Belki Baltıkların ve Anglo-Saksonların batı Dinyeper alanlarından ilerlemeleri sebebiyle göç etmek zorunda kalmış olabilirler. Bunun dışında, bazı başka nedenler de söz konusu olabilir. Belki de bozkır alanlarda, iklim değişikliği nedeniyle bölgenin verimliliği yok olmuş olabilirdi.

GÖÇ YOLLARI

Böylece Orta Asya’daki İranlı göçmenlerin ilk dalgasının, modern Sarıkaolis, Pamir İranlıları (Şugnanlar, Bartanglar, Yazgulamlar vb.), Persler, Afganlar ve Sogdi (Yagnobi) toplumlarının ataları tarafından oluşturulduğunu varsayabiliriz; netice olarak, ortak İran topraklarında ve Dinyeper boyunca olan bölgelerde yerleşmiş olan İran kabileleriydiler. Bu yaşam alanlarının, bir zamanlar Avrupa’da kalan ve bir süreliğine tarihi Kimmerlerle paralel ilerleyen diğer İran kabileleri tarafından işgal edildiğini varsaymak mümkündür.

Bazı teorilerde, Kimmerlerin Orta Asya’dan Karadeniz bölgesine doğru ve daha genel anlamda “Avrasya'nın derinliklerinden” geldiği öne sürülmekte; ancak bu görüş de yoğun itirazlarla karşı karşıya. İranlıların atalarının anavatanlarının Avrupa’da bir bölge olması ve Kimmerlerin Orta Asya’ya göç ettikten sonra bu bölgeye geri dönmeleri çok uzun zaman alırdı.

Göçler süresince, Kimmerler, Azorov ve Karadeniz bozkırlarını yerle bir ettiler; Ukrayna ve Kuzey Kafkasya steplerindeyse kültürlerine ait birçok kalıntıyı arkalarında bıraktılar. Bir İran halkı olarak bilinen Zrubna kültürünün bazı Kimmer geleneklerini sürdürmüş olması da düşündürücüdür; ölü gömme ritüellerinde uygulanan bu gelenekler, Ukraynalı arkeologlar tarafından kalıntıları bulunan Kimmerlerin cenaze törenlerinde de benzer biçimde uygulanmıştı.

Bazı kaynaklarda, Bulgarların ve Kürtlerin aynı bölgede yaşadığı dönemde, bu toplumlarla Kimmerlerin etkileşime geçmiş olduğunu belirtir. Eski Kürt yerleşimlerinin adlarında bu etkileşimin izlerini görmek mümkündür. Kürt toplumlarının kendilerine verdiği “Kurmanc” ismi, Kimmerlerin “Hareketli, oradan oraya hızla hareket eden” anlamına gelen sözcüklerini andırmaktadır. Aynı dilsel benzerliğe, Vinnytsia Bölgesi’ndeki Zhmerinka kasabasının adında da rastlanır; bu bölgede Kürt yer adlarına oldukça sık rastlanır.

Dniester Dağı kıyısındaki bu yerlerde, Kürtçe yer isimlerinin yaygın olduğu tespiet edilmiştir. Niçlavya’nın sağ kıyısında, Mikhalkiv Ternopil köyünde, 1878 ve 1897 yıllarında iki ayrı altın gömüsü bulunmuştur. İncelemeler, bulguları M.Ö. 6. yüz yıla tarihlendirmekte. Yine de Rus ve Ukraynalı bilim insanlarının bir kısmı bu görüşe katılmamakta. Tarihsel açıdan bilindiği kadarıyla, İran’daki Stepion bölgesinde yaşayan Kimmer ve İskit toplumlarının, Kürt uygarlığı olan Medya İmparatorluğu’nun Babil’e karşı yaptığı savaşta Kürtleri desteklediği, yaşanan yenilginin ardındansa yaşadıkları bölgeyi terk etmek zorunda kaldıkları yönünde bilgiler içeriyor. Lydia yenilgisinden sonra, Kimmerler ve İskitler, yaşadıkları bölgelerden ayrılarak Kuzey Pontik Bölgesi’ne göçmek zorunda kaldılar. Yapılan barış anlaşması şartlarına göre, artık Anadolu’da onlara yer yoktu.

Bununla birlikte, Kürtlerin ve Kimmerlerin çoğunluğu günümüz Polonya topraklarındaki Podolya’ya yerleşti. Batı Podolya bölgesinin ve Kürt yerleşim yerlerinin yerleşim alanlarının kısmen uyumlu olması, bu alanların Kürtler tarafından işgal edildiğini, yani bölgedeki nüfusun bir kısmının önceki yerleşimlerde kaldığını düşündürüyor. Daha sonra Kürtlerin bu kısmı Orta Avrupa’ya taşınmıştı. Bu durum, iki halkın belli tarihsel dönemlerde aynı alanlarda, bir arada yaşadıklarını gösteriyor.

TARİHSEL KAYITLAR

M.Ö. 9. yüzyılda yazan Homeros, Kimmerlerin varlığını kayıt altına almıştı. Sonraki yıllardaki birçok klasik yazar da M.Ö. beşinci yüzyılda yazan Herodot dahil olmak üzere, onlardan bahsetmişti; ancak Kimmerlerin kökeni oldukça karmaşık bir konu. Kökenleri açısından, genellikle Kuzey Kafkasların Koban kültürüne ve daha sonra Ukrayna’nın ve Rusya’nın güneyindeki Çernogorovka ve Novoçerkassk kültürlerine bağlanırlar. Orta Doğu’daki yerleşmiş uygarlıkları, güçlü şehir devletlerini yenme yetenekleri ile M.Ö. dokuzuncu ve sekizinci yüzyıllardaki tarihi evrede isimlerini duyurdular. Tam anlamıyla yenilene dek yeni toprakları fethedip yağmaladılar.

Kimmerler, Anadolu’da ortaya çıkmadan önce herhangi bir yerdeki varlıkları pek bilinmese de genellikle Pontik-Hazar steplerinde (Karadeniz’in ve Hazar Denizi’nin step alanındaki topraklarda) yaşadıkları düşünülür.

Tarihsel kayıtlarında Herodot, Karadeniz’in kuzeyinde yaşadığını belirttiği halkların çok net bir perspektifini sunar ve ayrıca Kimmerleri Pontus steplerinde resmeder. M.Ö. 6. yüzyıldan sonra Göktürklerin gelişinden sonra, Türkî kabilelerin Pontik-Hazar bozkırlarına yayılmasıyla, “Kırım” isminin temelleri de atılmış oldu. Bu bölgenin Kimmer vatanının merkezi olup olmadığı şüpheli olsa bile, muhtemelen nüfuz alanları içinde kalıyordu.

Kimmerler, en azından bazı eski Yunan kaynaklarına dayanan Keltler ve Trakyalılar ile de bağlantılıdır. Veriler, Kimmerlerin Karadeniz’in batı sahillerinin büyük bir kesiminde Trakyalılarla ilişkiye girdikleri ve nihayetinde (son yenilgi ve parçalanmalarından sonra) birleştikleri yönündedir. Carl Ferdinand ve Friedrich Lehmann-Haupt, Kimmerlerin dilinin Trak ve İran arasında “eksik bir bağlantı” olabileceğini belirtirler. Dillerin her ikisi de Hint-Avrupa kökenliydi, bu nedenle diller arasında bazı temel benzerlikler vardı.

Antik Yunan kentlerini yıkıp yakan bu uygarlık, Anadolu’daki tüm krallıklar için küçük çaplı felaket görünümünde, yaklaşık iki yüz yıl boyunca büyük bir yıkım yaratmıştı. Kuzeydoğu Anadolu’da ve Hazar bölgesinde İskit akınları nedeniyle zayıflamalarının ardından, M.Ö. 6. yüzyılda Lydia Kralı Alyattes Kimmerleri büyük bir yenilgiye uğrattı. Bu büyük çöküşün ardından Kimmerler tarihteki yerlerini yitirdiler ve kendileri hakkındaki efsaneler ve hikayeler de sona ermiş oldu.

Kaynaklar:

http://www.livius.org/articles/people/cimmerians/

https://idrilsfantasy.wordpress.com/2013/02/01/cimmeria-land-of-mist-and-myth/

http://www.v-stetsyuk.name/en/Scythian/Cimmer.html

http://asiaminor.ehw.gr/Forms/fLemmaBody.aspx?lemmaId=8885

http://britam.org/cimmerians-scythians.html

http://www.iranicaonline.org/articles/cimmerians-nomads