Danıştay’da İstanbul Sözleşmesi davası: Savcı, Cumhurbaşkanı kararının iptali talebini yineledi

İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına karşı açılan davaların 15’i bugün Danıştay’da görüldü. Danıştay Savcısı, Cumhurbaşkanlığı kararının iptali talebini yineledi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına karşı açılan davalardan bazıları bugün Danıştay 10. Daire’de görülecek. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin başvurularının yanı sıra çok sayıda baro ve sendikanın da aralarında bulunduğu 15 davanın duruşması esastan ele alınacak.

Danıştay’da görülecek bugünkü duruşmalar, İstanbul Sözleşmesi’ni Cumhurbaşkanlığı kararıyla fesheden kararnameye karşı açılan davaların görüldüğü 28 Nisan’dan sonra yapılan ikinci duruşma olacak. İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak üzere Türkiye’nin farklı kentlerinden Danıştay önüne gelen yüzlerce kadın, siyasi parti temsilcisi ve dernek duruşma öncesinde basın açıklaması yaptı.

PERVİN BULDAN: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, başvurusunun ardından bugün yapılacak duruşması öncesi yaptığı açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nin kadınların kırmızı çizgisi olduğunu kaydetti. Buldan, İstanbul Sözleşmesi’nin gece yarısı bir erkek tarafından fesih edilmesini asla kabul etmediklerini söyleyerek, “Sözleşme bir erkeğin eline aldığı bir kalemle, attığı imza ile fesih edilecek bir sözleşme değildir. Biz HDP olarak Danıştay’a bir başvuruda bulunduk ve bu kararı kabul etmeyeceğimizi söyledik. Danıştay’dan olumlu bir kararın çıkması sadece bizim değil, bu ülkede yaşayan milyonlarca kadının talebidir. Milyonlarca kadını temsilen bu duruşmayı izlemek için buradayız” ifadelerini kullandı. 

CHP Kadın Kollları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka da kadınların haklarını savunmak üzere Danıştay’da olduklarını kaydetti.

‘BU KAVGA AYDINLIK İLE KARANLIĞIN KAVGASI’

EŞİK Platformu adına yapılan açıklamada fesih işlemine yönelik ‘hukuksuzluk’ vurgusu yapıldı ve şu noktalara dikkat çekildi: “Bugün yine burada ülkenin dört bir yanından gelen kadınlarla hukuksuz fesih bildirimin iptalini şahitlik edecek. Kadınların meşru talebi karara bağlanacak. 'Ben istedim oldu' kararına karşı açtığımız davaların katılımına geldi sıra. Bu kavga karanlık ile aydınlığın kavgası.”

‘20 İLDEN ÖLDÜRÜLEN KADINLARIN AİLELERİ GELDİ’

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey Erden, bugünkü duruşmaya öldürülen kadınların ailelerinin geldiğini söyledi. Türkiye’nin dört bir yanından gelenlerin haklarını savunmak için burada olduğunu ifade eden Erden, “Bugün duruşmaya eşleri, çocukları öldürülen 20 aile geldi. Ellerinde çocuklarının fotoğraflarını taşıyorlar” dedi.

‘DEVLET ERKEKLERİ KORUMASIN’

İzmir’de katledilen kızı Gizem Filiz için adalet isteyen anne Bahriye Filiz ise, “Her gün ağlıyorum. Kızım ardında iki çocuk bıraktı. Devlet erkekleri korumasın” ifadelerine yer verdi.

SALONDA ÖLDÜRÜLEN KADINLARIN AİLELERİNE YER AYRILDI

Duruşmaya katılmak için çok sayıda avukat yetki belgesi alırken, baroların, kadın örgütlerinin, siyasi partiler ile meslek kuruluşlarının duruşmaya katılım çağrısı karşılık buldu. Duruşmanın yapılacağı salon tamamen dolarken, salonda öldürülen kadınların aileleri için yer ayrıldı.

Duruşmayı Pervin Buldan, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Bektaş ve çok sayıda kadın örgütü ile baro izliyor. Mahkeme heyeti, ilk duruşmada 10 dosyayı ele aldı ve her davacı için 3 kişiye söz hakkı verdi.

AİLELERDEN ‘AFİŞLİ’ TEPKİ: BURADA

Mahkeme heyeti, ikinci duruşmada 15 dosyayı ele aldı ve her davacı için 3 kişiye söz hakkı verdi. İlk savunmayı Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey Erden yaptı. Mahkeme heyetine “Görmeniz, anlamanız için bugün buraya öldürülen 20 kadının ailesi ile geldik” diyen Erden, “İzmir’de kızı Gizem Filiz öldürülen anne Bahriye Filiz bugün burada. Öldürülen ve çocukların Remziye Tüysüz’ün kardeşi Mutlu burada. Öldürülen Fatma Hülya Yıldız, kocasından kaçtı, çocukları ile yaşıyordu. Ama kocası koruma kararına rağmen evi bastı Fatma’yı öldürdü. Abisi Ekrem bey burada. Bu aileler ve bizim için o kadınlar önce insandı” ifadelerini kullandı. 

Müjde Tozbey Erden savunmasında öldürülen kadınların ailelerini tanıtırken, aileler de “Burada” diyerek karşılık verdi. Salonda aynı zamanda öldürülen kadınların aileleri, çocuklarının fotoğraflarının yer aldığı afişleri Tozbey’in savunması boyunca ayağa kalkarak mahkeme heyetine gösterdi. Tozbey’in savunması uzun süre alkış aldı.

'ADALETE ÖYLE BİR İMZA ATIN Kİ, VİCDANLI YARGIÇLAR OLARAK HATIRLANIN'

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin ardından HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan savunma yaptı. İstanbul Sözleşmesi’ne giden sürecin Nahide Opuz davasıyla gerçekleştirdiğini ifade eden Buldan, sözlerine, “Bugün burada LGBTİ+’lar ile ülkedeki tüm kadınlar adına savunmaya yapacağım” diyerek başladı. İstanbul Sözleşmesi’nin erkek şiddetine son vermek için muazzam bir yol haritası olduğunu kaydeden Buldan, bugün sözleşmenin tartışılıyor olmasının ülke adına bir utanç olduğuna vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:

“İstanbul Sözleşmesi, erkek şiddetine karşı mücadelenin yollarını adım adım örmüş temel bir sözleşmedir. Erkek şiddeti ile mücadele edenlerin zaferi olarak da tarihe geçmeyi başarmıştır. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi’nin getirdiği yükümlülükler devlet görevlilerine yöneliktir. Sözleşme tüm devletlere şiddet mağduru kadınların ihtiyaçlarını karşılayacak bütçeyi zorunlu kılar. Bugün ülkede ise kadınların nafaka hakkı dahil bir çok hakkı saldırı altındadır. Kadınları katletmeye yeltenen erkekler adliyenin bir kapısından girmiş, diğer kapısından çıkmıştır. İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılması bu ülke için bir utançtır. Bu gün belki de tarihi bir karar vereceksiniz. Vereceğiniz kararla Türkiye adaletine öyle bir imza atın ki; ileride vicdanlı yargıçlar olarak hatırlanın. Vicdanlı olmanızı talep ediyorum.”

‘KADINLAR OLARAK SON 20 YILI SEVMİYORUZ’

Aksaray Barosu’nu temsilen duruşmada söz alan Şenal Sarıhan da 28 Nisan’da aynı heyetin başkanlığını yaptığı 10 duruşmayı hatırlattı, "'Yasalar sokakta, alanda yazılır' derler. İstanbul Sözleşmesi de kadınların sokakta yazdığı sözleşmelerden biridir” dedi. Danıştay 10. Daire heyetine "Asıl sahne Danıştay’ın önünde” diyen Sarıhan, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine vurgu yaparak, “Sizinle kürsüde oturan tek kadın arkadaşımızın olması eşitsizliğin görünen yüzü” ifadelerine yer verdi.

Sarıhan, 70 yıllık kadın hakları mücadelesine tanıklık ettiğini ancak son 20 yılı kadınlar olarak sevmediklerine dikkat çekerek, “Kadınlar hep direndi, seslerini yükseltmeye çalıştılar. Ancak biz bu 20 yılı sevmiyoruz. Kadınların haklarını savunmadığı, hatta giderek elimizden aldığı için son 20 yılı sevmiyoruz. Ben vicdanınıza sorarken; çok sevdiğiniz kızınızı, eşinizi, annenizi anımsayarak karar vermenizi talep ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.

‘CÜBBELERİMİZİ ŞİDDET MAĞDURU KADINLARA SİPER ETMEKTEN GOCUNMUYORUZ’

Kırklareli Barosu adına savunma yapan Oylum Yaman da Danıştay Başsavcılığının Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptalini talep ettiği mütalaasını savunduklarını kaydetti. Dava konusu işleminin fonksiyon gaspı sonucu ortaya çıktığını ve ‘yok hükmünde’ olduğunu belirten Yaman, şöyle konuştu:

“Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku (TÜBAKKOM) Komisyonu’nun dönem sözcüsüyüz. Bugün burada tüm baroların kadın hakları komisyonları adına da buradayız. Cübbelerimizi bugün şiddet mağduru kadınlara siper etmekten gocunmuyoruz. Dava konusu işlemin iptalini talep ediyoruz."

ÖZGÜR ÖZEL SAVUNMA YAPTI: TARİHİ SORUMLULUĞUNUZU TALEP ETMEK İÇİN KARŞINIZDAYIM

İstanbul Sözleşmesi duruşmasında CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in başvurusu görüşüldü. Savunmasını kendisi yapan Özel, davayı açma sebeplerini şu şekilde sıraladı: “Burada bulunmamamın sebebi dava açmış olmam. Bu mesele sadece bir kadın meselesi değil. Git derdini Marko Paşa’ya anlat deniyor. Nasıl anlatalım? Bugün tarihi sorumluluğunuzu sizden talep etmek için karşınızdayım. Anayasanın 90. maddesinin 1. fıkrası; uluslararası sözleşmelerinin Meclis tarafından yürürlüğe koyulan anlaşmaların yine Meclis kararıyla kaldırılacağını söyler. Cumhurbaşkanının 'Ben bu kanunu yürürlükten kaldırdım' demesi akılla, mantıkla çelişmektedir. Bazı uluslararası anlaşmaların tartışmaya açılması beka sorununa işaret eder.”

‘DOĞMAMIŞ KIZ ÇOCUKLARI, TORUNLARI DÜŞÜNME VAKTİDİR’

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığı günden bu yana kadın cinayetlerinin artığına dikkat çeken Özel, şu ifadelere yer verdi: “İstanbul Sözleşmesi özelinde çok kritik bir süreç ile karşı karşıyayız. Burada verilecek kararın önemi şudur: Sözleşmeden çıkılmadan önceki 11 ayda 413 kadın öldürüldü. Sözleşmeden çıkıldıktan sonraki 11 ayda ise 495 kadın cinayeti yaşanmış. Yani 80 kadın cinayeti daha fazla yaşanmış. Daha doğmamış kız çocukları, torunları düşünme vaktidir. Bir kız babası olarak, cumhuriyeti kurmuş bir siyasi partinin sözcüsü olarak, yaşanan her şiddetten utanç duyan bir erkek olarak elinizdeki yetkiyi kadınlar ve kamu adına karara bağlayacağını ümit ediyorum.”

‘ANKARA’DA HAKİMLER VARMIŞ DEDİRTECEĞİNİZE İNANIYORUM’

Denizli Barosu Başkanı Adnan Demirdöğer de baro adına yaptığı savunmada Danıştay’a seslendi. Heyete yönelik, “Ankara’da hakimler varmış dedirteceğinize inanıyorum” diyen Demirdöğen, öyle ya da böyle bu davaların siyasi davalar olduğuna vurgu yaptı.

Çanakkale Barosu adına savunma yapan Hande Keskin Toprak da İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini ifade ederek, sözleşmenin fesih işleminin reddedilmesini talep etti.

‘SIRA HANGİ SÖZLEŞMEYE GELECEK?

Artvin Barosu Başkanı Ayla Baran ise, "Anayasa'ya göre Cumhurbaşkanı'nın böyle bir yetkisi yok. Buradan iptal kararı çıkmazsa sıra hangi sözleşmeye gelecek?" diye sordu.

Sol Parti’yi temsilen konuşan Gizem Özden ise yaptığı savunmada, davaların siyasi konjonktürden bağımsız olmadığını ifade ederek şöyle konuştu: “Sadece Sol Parti adına değil, erkek şiddetine maruz kalan, katliama uğrayan, tacize maruz bırakılan kadınlar ve cinsel yönelimlerinden dolayı ötekileştirilen LGBTİ+’lar adına da konuşuyorum. Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptal edilmesini istiyoruz.”

Görsel: Ercan Altuntaş
'HUKUKUN BİTTİĞİ YERDE MİYİZ?’

Malatya Barosu’nu temsilen savunma yapan Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Sibel Suiçmez, “Hukukun bittiği yerde miyiz?” diye sordu. Danıştay heyetine, “Kadınların, gençlerin umudu olmanızı bekliyoruz. Size buradan bakınca siyaseti değil, bağımsız, güçlü bir yüksek mahkeme görüyoruz” diyen Suiçmez, “Biz kadınlar da “korkmuyoruz, susmuyoruz, biat etmiyoruz” dedik ve demeye de devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Suiçmez’in sözleri salondan uzun süre alkış aldı.

Duruşmada davacı olan Yargıçlar Sendikası, Zonguldak, Çanakkale, Kars, Tokat ve Şırnak Baroları da İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının hukuksuz olduğunu ifade ederek, fesih işleminin iptalini istedi. Böylece davacı tarafların savunmaları tamamlandı.

CUMHURBAŞKANLIĞI: SÖZLEŞMENİN FESHİ ŞİDDETLE MÜCADELEYİ AKSATMADI

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararının yargıya taşındığı davalara karşı Cumhurbaşkanlığı vekilleri savunma yaptı. Avukat Fatma Turan Taşdemir, iptal kararının hukuka uygun olduğunu savundu ve davacıların davalarının reddedilmesini talep etti.

Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü Anlaşmalar Daire Başkanı Emre Topal ise İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının şiddetle mücadeleyi asla aksatmadığını söyledi.

CUMHURBAŞKANLIĞI GÖREVLİSİNİN GÖRÜNTÜLENMESİNE İZİN VERİLMEDİ

Mahkeme başkanı, avukatlara ve basın mensuplarına Cumhurbaşkanlığı görevlisi Topal’ın konuşmasını görüntülemelerine izin vermedi. “Kimseyi izni dışında çekemezsiniz” diyen mahkeme başkanı, “Kendinizi çekebilirsiniz, hitap ettiğiniz kesimler var. Ama izni olmadan kişiyi çekemezsiniz. Kaydettiğiniz görüntüleri silin” dedi.

DANIŞTAY SAVCISI CUMHURBAŞKANLIĞI KARARININ İPTALİ TALEBİNİ YİNELEDİ

Savunmaların ardından 28 Nisan’daki duruşmada Cumhurbaşkanlığı kararının iptalini talep eden Danıştay Savcısı, mütalaasını bu yönde yineledi. Savcının mütalaası salonda uzun süre alkışlandı.

Mahkeme heyeti, kararın daha sonra yazılı açıklanacağını ifade ederek duruşmayı sonlandırdı.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇMİYORUZ’

Danıştay’da yapılan duruşma sonrası kadın örgütleri açıklama yaptı. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği ile EŞİK Platformu tarafından yapılan açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” mesajı verildi. EŞİK Platformu adına konuşan Avukat Selin Nakıpoğlu, İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya devam edeceklerini söyleyerek, duruşmaların süreceğini 14 ve 21 Haziran’da da Danıştay’da olacaklarını belirtti. EŞİK Platformu gönüllülerinden Berrin Sönmez de, “Karar ne olursa olsun İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz diyeceğiz. Davalı taraf adına savunma yapan daire başkanı bizim iç hukukumuza değil Avrupa Konseyi’ne yönelik savunmalar yaptı. Haklıyız; gücümüzü de buradan alıyoruz” dedi. 

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey Erden ise, “Bugün burada bir savaş var. Zannetmesinler ki sadece bugün buradayız. Diğer duruşmalarda da burada olacağız. Öldürülen, tacize uğrayan kadınlar istatistik veri değildir. Bugün sembolik de olsa öldürülen 20 kadının ailesi ile buraya geldik. Haklarımızdan vazgeçmiyoruz” ifadelerini kullandı.