Cinsel saldırıya uğrayan S.A.D.: Ölmem mi gerekiyordu?

İzmir’de SMA ve lösemi hastası çocuklar için yardım toplayan S.A.D., Ercan isimli erkek tarafından cinsel saldırıya uğradı. S.A.D., “Cezasını bulması için benim illaki ölmem mi gerekiyordu?” dedi.

Google Haberlere Abone ol

Cihan Başakçıoğlu

İZMİR - Kadına yönelik şiddet ve cinsel saldırıların giderek arttığı Türkiye'de, bu olaylara bir yenisi daha eklendi. İzmir'de yaşayan S.A.D. isimli kadın, SMA ve lösemi hastası çocuklar için mücadele ediyordu. Son olarak kendi sosyal medya hesabı üzerinden Tekirdağ'da kanser ile boğuşan 5 yaşındaki Esila için yardım kampanyası başlatan S.A.D.'nin sosyal medya hesabına bir mesaj geldi. Mesajda “Ercan” isimli şahıs Esila için yardım etmek istediğini söyledi.

CİNSEL SALDIRIDA BULUNUP DARP ETTİ, SERBEST KALDI...

Kısa bir süre sonra ilaç aldığını ve aileye ulaştırmak istediğini söyleyen Ercan isimli şahıs S.A.D. ile görüşmek istedi. Servis şoförlüğü yapan Ercan isimli şahıs, S.A.D.'ye cinsel saldırıda bulunarak darp etti. 16 yıllık evli ve iki çocuk annesi olan S.A.D. ise yaşananları kaldıramayarak intihara kalkıştı. S.A.D.'nin intihar girişimi üzerine olay ortaya çıktı ve Ercan isimli şahıs tutuklandı. Görülen ilk duruşmada ise Ercan tahliye edildi. 9 Eylül'de İzmir Adliyesi'nde görülecek duruşma öncesi S.A.D. yaşadıklarını Gazete Duvar'a anlattı.

'ŞAHISTAN İLK BAŞTA RAHATSIZ EDİCİ BİR TAVIR GÖRMEDİM'

Hasta çocuklara kendi imkanlarıyla yardım eden bir kadın olduğunu söyleyen S.A.D., “Eşim ve dostlarım sayesinde küçük kermesler düzenleyip çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Tekirdağ'da 5 yaşında Esila adında kanser hastası bir kızımız vardı. Aile bana ulaştı. Kızımızın babası yok anne tek başına mücadele ediyordu. Sosyal medyada topluluk yardımı açtım. İnsanların ellerinde kullanmadıkları eşyaları toplayıp, bunları paraya çevirip kimin neye ihtiyacı varsa karşılamaya çalışıyorduk. Maddi yardım kabul etmiyorduk. Belediye ve kaymakamlıktan izinlerim vardı” diye konuştu.

2 yaşındaki SMA hastası Rüzgâr bebek için de benzer bir şekilde yardım kampanyası gerçekleştirdiğini ifade eden S.A.D., süreci şu sözlerle anlattı:

“Esila kızımız için Ercan isimli şahıs sosyal medya üzerinden bana ulaştı. Kendisinin de yardım etmek istediğini söyledi. Öncelik olarak para alamadığımı söyledim. Kendisi bana ilaç almak istediğini söyledi. Seve seve kabul ettim. Pahalı bir ilaç çünkü. 3-4 gün geçtikten sonra ilaçları aldığına ve ulaştırmak istediğine dair mesaj attı. Ailenin adresini verebileceğimi ve kargo ile gönderebileceğimi söyledim. Kendisi ısrarla benimle konuşmak ve teşekkür etmek istediğini söyledi. Bir fırıncı tanıdığımız bize 20 adet Trabzon ekmeği bağışladı. Ekmekleri taşırken yolda beni tekrar aradı. Müsait olmadığımı ellerimin dolu olduğunu söyledim. Nerede olduğumu söyleyince bulunduğum güzergahtan birazdan geçeceğini ve beni gideceğim yere bırakabileceğini söyledi. Kendisinin de destek amaçlı ekmek almak istediğini belirtti. İlk görüşmemiz o şekilde oldu. 5-10 dakika bir görüştük. Kendisinden rahatsız edici bir tavır görmedim.”

'DARP VE CİNSEL SALDIRIDA BULUNDU'

Ercan isimli şahsın ilacı yanlış alması üzerine ilacı değiştirmek için tekrar görüşmek zorunda kaldığını ifade eden S.A.D., “İlacı yanlış almış. Çocuklar için değil de yetişkinler için olan ilaçtan almış. İlacı değiştirmek için ikinci kez görüştük. 21 Nisan günü sabah 8.30-9.00 civarıydı. Evimin yakınlarında tekrar buluştuk. Aynı bölgede oturuyormuşuz. Kendisi servis şoförlüğü yapıyor. Öğrenci ve işçi taşıyor. İlacın haricinde oyuncak da almak istediğini ve kendisine oyuncak konusunda yardımcı olmamı istedi. Araca bindim” dedi.

Ercan isimli şahsın ise eczaneye gitmek yerine aracı bir açık otoparka çektiğini ve kapıları kilitleyerek kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu aktaran S.A.D., "Yanlış bir şey yaparsan bu araçtan sağ çıkmayacağımı söyleyerek boğazımı sıkmaya başladı. Çocuklarıma sağ bir şekilde gitmek için dua etmeye başladım. Cinsel saldırıya uğradım" dedi.

YARGILIYORLAR, 'KİM BİLİR NE YAPTI DA BÖYLE OLDU' DİYORLAR

Yaşadıklarının ardından ise psikolojik bunalıma girdiğini ifade eden S.A.D., Sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eve geldim. Eşimden ve çocuklarımdan kaçmaya başladım. İnsan kendinden nefret eder mi? Ben o gün kendimden o kadar çok nefret ettim ki... Benim sevabıma günah karıştırmaya kimsenin hakkı yoktu. Ben güzel bir şeyler yapmaya çalışıyordum, insanlara yardım etmeye çalışıyordum. Bir anda kendimden nefret eder hale geldim. Sessiz sedasız ölmeyi istedim. Bir şey yapar başı belaya girer diye eşime de söyleyemedim. Türkiye'de kadın olmanın zorluğunu o gün anladım. Çok yargılanıyorsunuz. 'Kim bilir ne yaptı da böyle oldu' konuşmaları ile karşılaşıyorum...”

İntihar girişiminde bulunan S.A.D., annesi tarafından son anda bulunup kaldırıldığı hastanede 5 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra hayata dönmüş. Hastane polisinin soruşturma başlatması üzerine ise olayın açığa çıktığını ifade eden S.A.D., “Hastanede polisler ne olduğunu sordular sürekli. Eşimin beni darp ettiğini düşündüler. Onu sorguya alınca söylemek zorunda kaldım. Olayı anlattım şahsın ismini verdim” dedi.

'GEÇMİŞTE ANTİDEPRESAN KULLANDIĞIM İÇİN AKLİ DENGESİ YERİNDE DEĞİL DEDİLER'

Sanığın ilk duruşmada serbest bırakıldığını söyleyen S.A.D. yargılama sürecini şöyle anlattı:

“Şahıs tutuklandı. Adli tıp raporlarım da var. Tecavüz bulgusu olduğu halde ilk mahkemede serbest kaldı. Karşı tarafın avukatları antidepresan kullanmamı gerekçe olarak sundular. 2015 yılında yanlış bir iğne uygulanması nedeniyle sol bacağım felç kaldı. Psikolojik durumum çöktü. Doktor antidepresan verdi. 2019 yılında antidepresanı bıraktım. Raporlarımla bu sabit. Karşı tarafın avukatları psikiyatri ilacı kullanıyorum diye akli dengemin yerinde olmadığını ileri sürdü... Karşı taraf ilişkimiz olduğunu ve istekli olduğumu da beyan etti. Elimde tecavüz bulgusu raporu vardı.”

'OLDU BİR KERE' DEDİ, BİR KERE İLE BİTMİYOR....

Sesini duyurmak istediğini ve failin cezalandırılması gerektiğini vurgulayan S.A.D. şöyle devam etti:

“21 Nisan günü beni arayıp 'O kadar bağırmana ve tepinmene değdi mi?' diye sordu. Attığı mesajlar ortada. 'Oldu bir kere' dedi. Neyin bir keresi! Ben halen daha evden dışarı çıkamıyorum. Eşim bile yanıma yaklaştığında korkuyorum. Bana bir kere olmuyor işte. Bir kere ile bitmiyor... Hayat dolu sevecen bir insandım. İnsanlara yardım etmeye bile korkar oldum. Akli dengem yerinde olmayabilirdi, bir hayat kadını da olabilirdim, benim isteğim dışında kimse bana dokunamaz. Ben her gözümü kapattığımda o anı yaşıyorum. Eşimin, iki tane erkek evladımın psikolojisi de bozuldu. Kim bilir daha kimlerin hayatını mahvetti. Cezasını bulması için benim illaki ölmem mi gerekiyordu.”

“Türkiye'de kadın olmak gerçekten çok zor” diyen S.A.D., söz konusu şahsın okul servisi işi yaptığını ve taşıdığı çocukların da tehdit altında olduğunu ifade etti. S.A.D., “Bu insan okul servisi de yapıyor. Eylülde okullar açılacak. Ben kendimden geçtim, ya bir çocuğa da bunu yaparsa? Benim savaşım bunun içindir. Ben cezasını bulmasını istiyorum. Adalet yerini bulsun, suçlular ceza alsın ki insanlar insanlara bu şekilde dokunmaya korksunlar" diye konuştu.

MAHKEMEDE DİKKAT ÇEKEN DETAY: SAVCI TUTUKLULUK İSTEDİ, ÜYE HAKİM TAHLİYE KARARINA MUHALEFET ŞERHİ KOYDU

Konu ile ilgili yargılama sürecindeki tutanaklar incelendiğinde duruşma savcısının sanığın tutuklu yargılanmasını istediği görüldü. Yine heyet üyesi bir hakimin de tahliye kararına muhalefet şerhi koyması dikkat çekti.

Öte yandan sanık tutuklandıktan sonra sanığın akrabası olan kadın bir şahsın S.A.D. ile eşine davadan vazgeçmesi için para teklif etmesi dikkat çekti. Ses kayıtlarına göre aileyi telefon ile arayan şahıs, “Gerekirse ne kadar para istiyorsanız verelim” ifadelerini kullanıyor.