CHP’den bağımlılık raporu: Özel AMATEM’lere gidemeyenler tıbbi destekten mahrum kaldı

CHP'li Yüksel Taşkın, alkol, madde ve oyun bağımlılığına ilişkin rapor hazırladı. AMATEM’lerin yetersiz kaldığını belirten raporda şans oyunları reklamlarının yasaklanması talep edildi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA- CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Taşkın, alkol ve madde bağımlılığı ile davranışsal bağımlılık kapsamında yer alan oyun ve kumar bağımlılığına ilişkin “Bağımlılıkla Mücadeleye Yönelik Sosyal Politika Önerileri” başlıklı rapor hazırladı.

Covid-19 salgını sürecinde bağımlıların karşılaştıkları sorunlara raporunda yer veren Taşkın, alkol ve madde bağımlılarının bir kısmının ilaç tedavisine ulaşamadığını, bir kısmının tedavilerini başlatamadığını, bir kısmının da tekrar madde kullanmaya başladığını söyledi.

‘ÖZEL AMATEM’LERE GİDEMEYENLER TIBBİ DESTEKTEN MAHRUM KALDI’

AK Parti iktidarının 19 yıldır uyguladığı politikaların Covid-19 salgını sürecinde yoksulluk, işsizlik, güvencesizlik gibi sorunları daha da derinleştirdiğini ifade eden Taşkın, “Covid-19 sürecinde alışılan toplumsallaşma biçimlerinden kopmanın, eve kapanma gibi zorunlulukların yarattığı derin psikolojik sıkıntılar da giderek kendisini göstermektedir. Tüm bu sıkıntıların alkol ve madde bağımlılığını şiddetlendirdiğini gözlemlemekteyiz” dedi.

Alkol ve Madde Tedavi Merkezleri'nin (AMATEM) salgın döneminde pandemi hastanesi olarak hizmet verdiğini, bu nedenle alkol ve maddeyi bırakmaya çalışan, tıbbi desteğe ihtiyaç duyan bağımlıların tedavi almalarının engellendiğini belirten Taşkın, “Covid-19 sürecinde devlete bağlı AMATEM’ler hizmet vermezken, özel psikiyatri hastanelerine bağlı AMATEM’ler hizmet vermeye devam etmiştir. Maddi durumu özel AMATEM’e gitmeye elverişli olmayanlar tıbbi destekten mahrum kalmıştır. Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) danışan takibini online yürütme kararı almıştır. Ancak kullanıcıların çok azı internet erişimine sahip olduğu için takip görüşmeleri aksamıştır” ifadelerini kullandı.

'YÜZDE 40’ININ DÜZENLİ BİR İŞİ YOK, YÜZDE 20’Sİ İŞSİZ'

Bağımlılıkta eğitim durumu, işsizlik ve gelir seviyesinin düşük olmasının önemli etkenler olarak sıralandığını belirten Taşkın raporunda, “2019 yılında madde kullanımı nedeniyle tedaviye başvuranların eğitim durumlarına bakıldığında yüzde 88,2’sinin 1-8 yıl arası eğitim aldıkları görülmektedir. Tedavi gören kullanıcıların çalışma durumlarına bakıldığında ise yüzde 40,2’sinin düzenli bir işinin olmadığı, yüzde 20,1’inin de işsiz olduğu anlaşılmaktadır. Düzenli bir işi olan kullanıcıların oranı ise sadece yüzde 34,4’tür” dedi.

‘AYLIK ORTALAMA GELİRLERİ ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA’

Uyuşturucu suçlarından dolayı haklarında adli işlem yapılan 15 bin 328 şüpheli ile yapılan anket sonuçlarına da yer verilen raporda şu ifadeler yer aldı:

“Kullanıcıların yüzde 54,5’inin düzenli bir işi olduğu görülmekteyse de aylık ortalama gelirlerinin asgari ücretin altında olduğu anlaşılmaktadır. Düzenli işi olduğunu söyleyenlerin geliri aylık ortalama 2 bin 766 TL’dir. Meslek durumuna bakıldığında ise yüzde 10,5’i kendisini işçi, yüzde 6,2’si inşaat işçisi, yüzde 5,2’si esnaf, yüzde 4,4 şoför ve yüzde 73,7’si de diğer meslekler olarak tanımlamıştır. Ankete katılan madde bağımlılarının yüzde 30,9’u ise işsizdir ve yüzde 14,6’sı ara sıra çalışmaktadır. Ara sıra çalışanların aylık ortalama gelirleri ise bin 891 TL’dir. Bu grubun meslek durumunu incelediğimizde ise yüzde 13,4’ünün yine işçi olduğu görülmektedir.”

'REHABİLİTASYON SÜREÇLERİ EKSİK BIRAKILIYOR'

Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Taşkın, bağımlılığın önlenmesi için erken yaşta müdahalenin önemine vurgu yaparak, okullarda sosyal hizmet modeli uygulamalarının hayata geçirilmesini önerdi. Bağımlılıkla mücadelede AMATEM’lerin yetersiz kaldığını belirten Taşkın, arınma tedavisinden sonra bireylere psikolojik danışmanlık, grup terapisi gibi desteklerin bir yıl boyunca verilmesini talep etti.

Sosyal Politikalardan Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın
'OYUN VE KUMAR BAĞIMLILIĞI RİSKİ ARTIYOR'

Taşkın’ın raporunda üzerinde durduğu bir diğer başlıksa oyun ve kumar bağımlılığı oldu. Kumar bağımlılığı riskinin ekonomik kriz ve artan yoksullukla birlikte en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan işçiler arasında yaygınlaştığına dikkat çeken Taşkın, Türkiye’nin günde ortalama 7 saat 29 dakikasını internette geçirdiğini belirtti ve raporunda şu ifadelere yer verdi:
“Telefonda en az bir kere oyun oynayanlar sıralamasında Türkiye, yüzde 49 ile dünyada ilk sırada yer almaktadır. Oyun oynama oranlarına gelince dikkate değer bir durum ortaya çıkmaktadır: Oyun oynamak için cep telefonunu tercih edenlerin oranı yüzde 55’tir ve bu oran ile ülkemiz dünyada ilk sıradadır. Türkiye’yi yüzde 53 ile Güney Kore ve Hindistan izlemektedir. Oyun oynama zamanları ise 18-50 yaş aralığındaki kullanıcılar için şöyledir: Yüzde 67’si evde dinlenirken, yüzde 38’i uyumadan önce, yüzde 28’i trafikte, yüzde 24’ü evde televizyon izlerken, yüzde 18’i okulda/işte, yüzde 11’i aile ve arkadaşları ile birlikteyken oyun oynamaktadır.

‘ŞANS OYUNLARI REKLAMLARI YASAKLANMALI’

Türkiye’de oyun ve kumar bağımlılığı yaygınlığı ile ilgili daha çok saha çalışması yapılması ve veri toplanması gerekmektedir. 'Şans oyunları' adı altında yapılan reklamların tüm mecralarda yasaklanması sağlanmalıdır. Davranışsal bağımlılık türleri arasında olan oyun ve kumar bağımlılığının tedavisi için alkol ve madde bağımlılarından ayrı olarak farklı rehabilitasyon merkezlerinin kurulması gerekmektedir.”

‘ÇÖZÜM ETKİN VE HAK TEMELLİ SOSYAL DEVLET’

Raporunda, “İşsizliğin ve yoksulluğun azaldığı, sosyal güvenlik şemsiyesinin kapsayıcı kılındığı ortamlarda bağımlılığın azalacağı bir gerçektir” ifadelerini kullanan Taşkın, çözüm önerilerine ilişkin şunları ifade etti: “Sosyal hizmetler ayağı güçlendirilmiş, etkin, kapsayıcı ve hak temelli bir sosyal devletin inşası için CHP olarak Aile Destekleri Sigortası’nı (ADS) hayata geçirerek bu konuda ciddi bir zemin oluşturacağımıza inanıyoruz. ADS’nin mantığı, yoksulluk sınırı altında kalan ailelere destekler sunarak yoksulluktan çıkmalarını (Sistem mezuniyeti) sağlamaktır. Mevcut durumda da belediyelerimiz sosyal yardımları iki katına çıkarmakla kalmamış, güçlendirilmiş sosyal hizmetler boyutunu öne çıkaran isabetli bir strateji oluşturmuşlardır. Sosyal hizmetler boyutu güçlendirilmemiş bir sistem, ayni ve nakdi yardımlara sıkışır. Bu tarz, kalıcı çözümler getirmekten uzaktır.” (DUVAR)