YAZARLAR

CHP, ‘kemer sıkmaya’ şiddetle karşı çıkmalı

Boratav, Oyan ve Kozanoğlu gibi sosyalist bilim insanları, AKP’nin önümüzdeki dönemde “kemer sıkma” politikalarını izleyeceğini belirterek CHP’nin bu tür politikalara kesinlikle karşı çıkması gerektiğini vurguladılar. Sosyalist aydınlar, CHP’nin kamucu ve sosyal politikalara önem veren bir programı net bir biçimde ortaya koymasını istediler.

Makine Mühendisleri Odası’nın Sanayi ve Toplum Bülteni’nin nisan sayısında yayınlanmak üzere Prof. Dr. Korkut Boratav, Prof. Dr. Oğuz Oyan, Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ve benim de katıldığım çevrim içi bir toplantı düzenlendi.

Dr. Anıl Aba’nın moderatörlüğünde (yönlendiriciliğinde) 2 Nisan 2024 salı günü yapılan toplantıda, yerel seçim sonuçları, AKP’nin önümüzdeki dönem izleyeceği ekonomik politikalar, CHP ve sosyalist muhalefetin nasıl davranması gerektiği tartışıldı.

Toplantıya katılan sosyalist bilim insanları, seçim yılı olan 2028 öncesinde AKP’nin iki ya da üç yıl bir kemer sıkma politikası izleyebileceğini, bunun karşısında CHP ve diğer muhalefet güçlerinin, sendikaların ne yapması gerektiği konusunda görüşlerini ortaya koydular. 

AKP SEÇİMİ NEDEN KAYBETTİ?

Zoom üzerinden yapılan toplantıda ilk sözü Prof. Dr. Oğuz Oyan aldı. Oğuz Oyan, CHP’nin 1977, 1989’dan sonra 2024’te de tarihi bir başarı elde ettiğini söyledi. Oyan, AKP’nin Mayıs 2023 seçimlerini kazanırken 10 ay sonra yapılan yerel seçimleri neden kaybettiğini şöyle açıkladı:

“Mayıs 2023 seçimlerinde AKP, her şeyi kullandı, bir anlamda seçim ekonomisi uyguladı ancak şimdi konjonktür değişti. Mayıs seçimleri sonrasında giderek bir IMF programı uygulamaya başlandı. AKP, Temmuz 2023 ve Ocak 2024’te çalışanlar ve emekliler için zayıf artışlar yaptı. Emekli ikramiyesinin beş bin liraya çıkarılmasının önemli bir maliyeti olmamasına rağmen buna yanaşmadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da seçimi kazanmıştı, kitlelerin fazla bir tepki göstereceği hesap edilmedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de, uluslararası sermayenin politikalarını benimseyerek ‘Saray’a hakim bir konumdaydı. Vatandaş ise, Mart 2024 seçimlerinden sonra fiyatların patlayacağını bilerek tepkisini ortaya koydu.

Eşitsiz seçim koşullarına rağmen CHP tarihi bir başarı elde etti. CHP’li belediyelerin daha önceki icraatlarının başarılı olması, İstanbul üzerinden Türkiye’ye yayılan bu hava ve yerel seçimlerde uygun aday seçimi başarı getirdi.”

BOŞ TENCERE ETKİSİNİ GÖSTERDİ

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu da, “boş tencerenin” Mart 2024 seçimlerinde net bir biçimde etkisini gösterdiğini belirtti. Hayri Kozanoğlu, Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) de muhalefetin iktidar bloğuna fark atmasına katkı yaptığını söyledi.

Prof. Dr. Korkut Boratav, bu seçimlerde muhalefet bloğunun CHP’de odaklandığını ifade etti. Korkut Boratav, AKP’nin düşüşe geçtiğini belirterek, “MHP yüzde 5, YRP yüzde 6, AKP yüzde 35, BBP yüzde 1 oranıyla gerici ittifak yüzde 47’ye ulaşıyor” dedi.

Prof. Dr. Boratav, “Siyasal İslam ideolojik hegemonyasını kaybediyor mu, kaybetmiyor mu? Seçim oyları üzerinden bunun sınıfsal bir analizinin yapılması lazım. AKP, emekçi kesim ve yoksullar üzerindeki ideolojik hegemonyasını kaybederse giderek eriyecektir” diye konuştu.

Boratav, 2023 ve 2024 seçimlerinin özellikle emek kesimi ve yoksul köylülük üzerinden karşılaştırmalı bir analizinin yapılması gerektiğine tekrar vurgu yaparak sandığa gitmeyenlerin de sınıfsal dağılımının dikkate alınmasını istedi.

Korkut hoca, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Şimşek’i koruyor. IMF programının uygulanması halkın canına okunması demektir. Emekçileri ve emeklileri zor günler bekliyor. CHP, erken seçimi zorlayacak bir siyasal ortamı yaratmalıdır. Ne kadar yaratabilir, tartışmalıdır. Üç yıllık IMF programı uygulanırsa enflasyon düşebilir ancak halkın da canına okunmuş olur” diye görüşünü açıkladı.

OVP’NİN UYGULANMASI

Kendi sunumumda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim gecesi yaptığı balkon konuşmasında AKP’nin önümüzdeki dönemde Orta Vadeli Programı (OVP) uygulamaya koyacağını hatırlattığını belirttim. Görüşlerimi özetle şöyle açıkladım:

“2024 - 2026 yıllarını kapsayan OVP’de çalışanlar ve emekliler açısından üç temel konu dikkati çekmektedir. Birincisi; güvencesiz çalışmanın yaygınlaşacağı esnek çalışma modellerinin çoğalması, ikincisi; tamamlayıcı emeklilik sistemiyle kıdem tazminatının tasfiye sürecine girmesi, üçüncüsü de; ilaç ve tedavi harcamalarının kısıtlanmasıdır.

Önümüzdeki dönemde uygulanacak sıkı para politikasıyla birlikte talep daha da kısılacak, muhtemelen asgari ücrete yılda ikinci bir artış yapılmayacak, emekli aylıklarına da yeterli bir zam verilmeyecektir. İki ya da iki buçuk yılda bu kemer sıkma politikasının uygulanmasıyla birlikte enflasyonun makul bir düzeye inmesinden sonra erken seçime gidilebilir. Çünkü Erdoğan’ın üçüncü kez seçilebilmesi için TBMM’nin erken seçim kararı alması gerekir”

CHP’DEN KAMUCU POLİTİKA ŞART

İkinci tur konuşmalarında Prof. Dr. Oğuz Oyan, önümüzdeki dönem işsizliğin daha da artacağına dikkati çekti. Oğuz Oyan, AKP’nin üç yıl süreyle bir kemer sıkma politikası uygulaması sonucu oylarının yüzde 30’un da altına düşebileceğini ifade etti.

“Peki, bu koşullarda CHP ne yapmalı?” diye soran Oğuz Oyan, şöyle konuştu:

“CHP, alternatif bir program ortaya koymalıdır. Önünde büyük bir fırsat var. Ancak böyle yapmayıp, AKP’nin yıpranmasını beklerse ve neoliberal uygulamalara cepheden karşı çıkmazsa iktidar olma fırsatını kaçırabilir. Aslında sermaye kesimi, yerel seçimin hemen ertesinde hem AKP’nin, hem de CHP’nin mevcut liberal programa sadık kalmasını istedi.”

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu da, kemer sıkma politikaları karşısında toplumdaki tepkilerin yükseleceğini, CHP’nin kamucu ve sosyal politikalara ağırlık veren bir programa sahip olması gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Korkut Boratav da, kemer sıkma politikaların bir “zulüm politikası” olduğunu, bunun sürekli vurgulanmasını ve sosyalistlerin CHP üzerinde bu şekilde uyarıcı görev yapması gerektiğini işaret etti.

Söz sırası tekrar bana geldiğinde, sendikaların, emek ve meslek örgütlerinin CHP üzerinde de basınç yaratarak taleplerini açıktan ortaya koyması gerektiğini belirttim. Talepleri şöyle sıraladım:

“Asgari ücretin yoksulluk sınırı düzeyinde olması, sendikal haklarla ilgili yasal engellerin kaldırılması, grev yasaklarına son verilmesi, işsizlik fonunun işsizler yararına kullanılması, kıdem tazminatının fona devrine hayır denmesi, vergi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi, en düşük emekli aylığının asgari ücret düzeyine çıkarılması, emeklilere de sendikal örgütlenme hakkının verilmesi…”.

Toplantıda sosyalist partilerin yerel seçimlerde aldığı sonuçlar da tartışıldı. Bu konuyu da yarınki yazımızda gündeme getireceğiz…     


Atilla Özsever Kimdir?

1967 yılında Kara Harp Okulu’nu bitirdi. 12 Mart (1971) döneminde piyade üsteğmeni iken siyasi görüşleri nedeniyle ordudan çıkarıldı. 2.5 yıl cezaevinde kaldı. Daha sonra iktisat öğrenimi gördü, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yüksek lisans yaptı, doktorasını İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamladı. 1974 – 2002 yılları arasında gazetecilik yaptı. 2003- 2011 yılları arasında da Maltepe Üniversitesi’nde kadrolu öğretim üyeliği görevinde bulundu. 2011 yılından itibaren de çeşitli üniversitelerde çalışma ekonomisi ve medya alanında dışarıdan dersler veriyor. “Tekelci Medyada Örgütsüz Gazeteci” ve “Mesele Teslim Olmamakta” isimli iki kitabı ile çeşitli kitap ve dergilerde yer alan makaleleri bulunuyor.