CHP il başkanı Erbilgin: ‘Her şeyi iyi yaptık ama seçimi kaybettik’ avuntudur

“Değişim” talebinin dile getirildiği CHP’de il başkanları geçtiğimiz hafta Kılıçdaroğlu ile görüştü. CHP Kastamonu İl Başkanı Erbilgin’e göre “arayış” zaman içerisinde ete kemiğe bürünecek.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA – CHP’de seçimlerden sonra “değişim” çağrılı açıklamaların ardından partide başlayan toplantıların sonuncusu il başkanlarıyla yapıldı. 81 il başkanıyla 10 saati bulan toplantıda tabandaki sorunlar da eksiklikler de masaya yatırıldı.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun il başkanlarıyla görüşmesinden günler önce Batı Karadeniz’deki dokuz il başkanı “değişim” çağrılı ortak bildiri yayınladı. Bu isimlerden biri de CHP Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin oldu.

CHP’de yapılan toplantının ardından sorularımızı yanıtlayan Erbilgin’e göre değişimi kendileri değil toplum, yani seçmenler talep ediyor. CHP’de genel başkanlık için isim tartışmanın “en kolayı” olduğunu ifade eden Erbilgin, seçim sonuçlarına dair ise “Her şeyi çok iyi yaptık ama seçimi kaybettik savunması sadece bir avuntudur ve toplum bunu hiç sağlıklı bir değerlendirme olarak görmemektedir” dedi.

‘ARAYIŞ ETE KEMİĞE BÜRÜNECEK’

Seçimlerden önce kurulan ittifak sürecinin beklenen sonucu vermediğinin çok açık olduğunu ifade eden CHP Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin’in sorularımıza yanıtları şu şekilde:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 81 il başkanı ile toplantısı önemliydi. Bu görüşme nasıl bir havada gerçekleşti?

Orhan Veli’nin ‘Güzel Havalar’ şiiri aklıma geldi. Söz alan mevkidaşlarımız deneyim, görüş, öneri ve eleştirilerini ilettiler. Arayış zaman içerisinde ete kemiğe bürünecektir.

‘DEĞİŞİMİ BİZ DEĞİL TOPLUM TALEP EDİYOR’

Kılıçdaroğlu’nun sizlerle yaptığı toplantıdan önce Batı Karadeniz’deki dokuz CHP İl Başkanı olarak “değişim” temalı ortak açıklama yaptınız. Değişimi nereden ve nasıl talep ediyorsunuz?

Değişimi biz değil toplum talep ediyor, seçmenimiz talep ediyor. Biz seçmenle Genel Merkez arasında siyasi iletişimi sağlayan, tabanın geri bildirimini iletmekle yükümlüyüz. Değişim talebi toplumun ve partinin tüm katmanları arasında demokratik bir sürekliliği olan bir temas ve toplamında iktidar olma arayışıdır. Seçim sonrasında ortaya çıkan sonuç açık. Seçim stratejimiz bizi niye milletvekili seçimlerinde, hem de cumhurbaşkanı seçiminde iktidara taşımadı? Buraya dair bir değerlendirme yarının planlanması için zorunluluktur. Bildirgemizde sadece “an”a sıkışmayan bir seçim değerlendirmesi üzerinden süreç analizi yapmaya çalıştık.

‘DEĞİŞİM SÜRECİNİ KİŞİSEL KARİYER ARACI OLARAK GÖRMÜYORUZ’

Sonuçları ortaya çıkaran nedenleri önümüze koyarak, yaşadıklarımızdan yola çıkarak yanıt aramaya koyulduk. Değişim sürecini kişisel bir kariyer aracı olarak görmüyoruz. Süreç, içinde hep birlikte barınabileceğimiz bir inşa amacına yönelik. Geleceğe yeniden güvenmek, onarmak, yeniden yapılandırmak, katılımcı, üretken, etkin bir siyasi etkileşimi örgüt seçmen temelinde hayata geçirmek. 

CHP Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin
‘İSİM TARTIŞMAK İŞİN EN KOLAYI’

Sizin bu açıklamanız doğrudan Kılıçdaroğlu’nun yerine başka bir ismin gelmesine yönelik miydi? Eğer öyleyse bir isim var mı, ya da bu kişi nasıl biri olmalı?

Kim sorusu ayrıştırır, saflaştırır. Bundan ziyade, daha kapsayıcı olan neden ve nasıl sorusuna odaklanmaya çalışıyoruz. Politikalarımızı, kadrolarımızı ve siyaset yapma biçimimizi masaya yatırmadan yapılacak hiçbir analizin yaşamda karşılığı olmaz. Her şeyi bir yana bırakarak isim tartışmak işin en kolayı. İyi liderlik ancak iyi yapılandırılmış süreçlerin sonunda belirginleşir. Dolayısıyla biz geleceğin Cumhuriyet Halk Partisi nasıl olmalı sorusuna yanıt aramaya çalışıyoruz. Her şeyi çok iyi yaptık ama seçimi kaybettik savunması sadece bir avuntudur ve toplum bunu hiç sağlıklı bir değerlendirme olarak görmemektedir.

‘BU BİR KADER DEĞİL’

Partinin mutfağını yani teşkilatları en yakından sizler biliyorsunuz. Tabanda ne tür itirazlar kayda geçiyor? CHP’liler en çok neden rahatsız?

CHP’liler seçim kazanmak yani iktidar olmak istiyor. Yaşadıkları yerlerin, ülkenin yönetiminde kendi içinden çıkmış kadroları görmek istiyor. Bu isteğini seçim dönemlerinde muazzam bir heyecanla dışa vuruyor. Ama kaderine her seçim gecesi AKP konvoylarına kulaklarını tıkamak düşüyor. Bu bir kader değil. Bu bir mücadele süreci.  Olan biten her şeye rağmen yeniden umutlanacak, heyecanlanacak bir arayış içinde. Geriye bakarak ileriye gidilmeyeceğini biliyor.

‘KENDİ OYLARIMIZLA KAZANMIŞ OLDUK’

Kamuoyunda CHP’nin seçim sonuçlarına dair özeleştiri yapmasına yönelik bir çağrı da açığa çıktı. Sahada birebir çalışma yapan sizlerin tespitine göre seçim neden kaybedildi?

Elbette seçim otoriter rejim çerçevesi içinde şekillendi. Hiç adil olmayan koşullarda gerçekleşti. Elbette böyle olacağını biliyorduk. Otoriter rejimlerin rakiplerini imha etmek için sınır tanımayacağı gerçeğini bu kadar tahmin etmedik. Seçimin sadece seçim kampanyası etkinlikleri ile kazanılmayacağını söylemek isterim. Biz Kastamonu’da bu anlayış içinde tüm kadrolarımız ile seçmenle özdeşleşen daimi bir çalışma yürüttük. Sonuçta geçmiş seçimde ittifak oylarıyla kazandığımız seçimi bu seçimde sadece “kendi oylarımız”la kazanmış olduk.

‘MESAJ FAALİYETİNİN HALKIN GÜNDEMİNDE ÇOK AZ ETKİSİ VAR’

Bu bize bir pratik değer kazandırdı. Sosyal medya maharetine dayanan mesaj faaliyetinin halkın gündeminde çok az etkisi olduğunu söyleyebilirim. Esas olan tüm seçmenlerle teması gündelik yaşamın parçasına dönüştüren siyasal tutumu inşa etmektir.

‘İTTİFAK SÜRECİNİN BEKLENEN SONUCU DOĞURMADIĞI ÇOK BELLİ DEĞİL Mİ?’

Millet İttifakı’nın da geleceği belirsiz. Sahada diğer partilerle de birlikte çalışmanız gereken durumlar açığa çıktı. Bu aşamada sorunlarla karşılaştınız mı?

Millet İttifakı’nın geleceği ile ilgili emareler belirmeye başladı. Bu süreci bizim kadar diğer partilerin beklentilerinin belirleyeceği çok açık. İttifak sürecinin beklenen sonucu doğurmadığı çok belli değil mi? Bence ülkenin bundan daha farklı ve sınıfsal ittifaklar üzerine düşünmesi denenmeye değer.

‘TABAN HER İKİ İSİMLE İLGİLİ POZİTİF’

Bugün değişim taleplerinin ardından CHP Genel Başkanlığı için iki ismin öne çıktığı görülüyor. Bunlardan ilki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bir diğeri ise CHP Meclis Grup Başkanı Özgür Özel oldu. Bu iki isme taban nasıl bakıyor?

“Değişim toplumsal bir taleptir” diyorsak üzerinde konuşmamız gereken isimlerin ötesinde bir şey notunu düşerek cevaplayalım. Elbette iki isim de partimizin popüler siyasetçileri. İmamoğlu, siyasal enerjisi yüksek, sokakta karşılığı olan bir siyasetçi. Öte yandan Özgür Bey partili kamuoyu tarafından ilgiyle, sevgiyle izlenen bir kimlik. Taban her iki isimle ilgili olarak pozitif bir duyguya sahip diye okuyorum sahayı.

İmamoğlu’nun ya da Özel’in değişim talepli söylemleri seçmende bir karşılık bulur mu?

Değişim talebinin içini doldurunca daha net ifade edebilirim bunu. Nasıl bir ülke istediğimizle nasıl bir parti istediğimiz çok ilişkili bana göre.

‘EN NİHAYETİNDE BELİRLEYİCİ OLAN KADROLARDIR’

CHP’de bir yandan da tüzük değişikliği için çalışmalar yapılıyor. Milletvekilliği için dönem kuralı, ön seçimin zorunlu kılınması gibi başlıklar da masada. Size göre ne tür değişiklikler yapılmalı ve neden?

Tüzük nasıl bir değişim, iktidar olmak için nasıl bir hat tarif ettiğinizin yansımasıdır. Dinamik, çoğulcu bir parti için, seçmeni, üyeyi katılım süreçlerine daha fazla katacak süreçlere ihtiyaç var. Sadece birilerini seçmek üzerine kurgulanmış değişimler hayal kırıklığı yaratır. En nihayetinde belirleyici olan kadrolardır.

‘TAKLİT EDİLEN MODELLEMELER DUVARA ÇARPTI’

Büyük kurultaya giderken parti teşkilatları için size göre ne tür adımlar atılmalı? Delege sisteminden başka başlıklara değişim buralarda nasıl gözlenmeli?

Üye nasıl olmalı sorusuna yanıt verebilmeliyiz. Üyenin hak, ödev yükümlülüklerini yeniden tarif eden bir çalışma. Örgütlenme modeli konuşulmalı. AKP öyle başardı diye taklit edilen modellemeler duvara çarptı. Göstermelik ev ziyaretleri ile örgüt oyalandı. Üyenin donanımına, seçmenin doğasına uygun esnek modellerle temas yüzeyini genişletecek çalışmalar yapılmalı. Üretim sahalarında, emek havzalarında, üniversitelerde, kadın hareketi içinde yani hayatın örüldüğü her yerde şimdiye kadar denenmeyen yeni bir arayışın içinde olmalıyız. Yeni bir dil, yeni bir partili. Sırf Genel Başkanı memnun etmek için yapılan saha çalışmalarının sadece sosyal medyada görsel zenginlik oluşturduğunu çok müşahede ettik. Oysa sosyoloji başka bir yerdeydi.

‘KAZAN- KAZAN FORMÜLÜ’

Yerel seçimlere de az kaldı. Partiniz yerel seçimlere nasıl hazırlanmalı? Örneğin belediye başkanı belirlenmesi sürecinde yetki Parti Meclisi’nde olacak. Taban bu konuda ne düşünüyor?

Parti acilen toparlanmalı, yeniden umudu, heyecanı yaratacak bir değişim dinamiği oluşturulmalı. Bu haliyle eskisinden farklı bir dinamik gelişmez. Yerel yönetimler ve Genel Merkez arasındaki kazan – kazan formülü işlerlik kazanır, birileri kazanır ama kaybeden halk ve geleceğimiz olur.